Her geçen gün dış görünümüne, sağlığına, fiziğine daha çok özen gösteren bir topluma büyürken, bu uğurda nelerden vazgeçiyor, neleri göze alıyoruz? Diyetisyenler, estetisyenler ve özel trainer’ların başı çektiği bu kâr üçgeninin hemen altında destekleyici ilaçlar geliyor ki, bunlar bilinçsiz alındığında maalesef sağlığa destek değil köstek oluyorlar.
Özellikle son zamanlarda sıkça rastladığımız vücut geliştirmek için kullanılan steroid, amino asit, protein tozu gibi ilaçlar, yetersiz bilgi, bilinçsiz kullanım ve bazen de orantısız hırs nedeni ile insanları ölüme kadar sürükleyebiliyor.
Biraz daha deltoid uğruna insanları bu kadar steroid bağımlısı yapan psikolojinin altında yatan nedenler nedir?
Bu işi profesyonel olarak yapanlar hiç şüphesiz bu ilaçları en detaylı sağlık incelemelerinden sonra alanlardır ki onların arasında bile bu sebeple böbrek ve kalp yetmezliği sonuncunda hayatını kaybedenler azımsanamayacak rakamlarda. Bir kere yarış psikolojisine giren şampiyonlar, biraz daha kas uğruna biraz da hırsın kurbanı oluyorlar bazen...
Bu işi profesyonel olarak değil de serbest olarak yapan sporculara baktığımızda risk daha da büyüyor. Nitekim burada hırs yerini “birbirinden etkilenmeye” bırakıyor. Özellikle spor salonlarının müdavimi olan beyler, “sen kaç kilo kaldırdın ben kaç kilo kaldırdım” derken, “senin deltoidler şişmiş senin biraz desteğe ihtiyacın var” şeklinde devam eden muhabbetlerden tahrik olabilip arkadaşlarından, internetten ya da herhangi bir destek ilaç dükkânından, kendi vücut gereksinimlerini iyice bilmeden, test yaptırmadan ilaçlara başvuruyor. Hâlbuki ilacın yan etkileri dudak uçuklatan cinsten. 35-40 yaş üzerinde bu ilacı kullananların prostat, kalp yetmezliği, saç dökülmesi, böbrek ve hazımsızlık gibi problemlere hazırlıklı olması gerekiyor.
Gençler tehlike altında
Etrafındaki aynalarda kaslarını şişirerek barfikslere yüklenen büyüklerini rol model alan gençler ise daha büyük tehlike altında. Nitekim yapılan araştırmalara göre steroidler kemik büyümesini engelliyor ve yaklaşık 23 yaşına kadar uzayabilen boyun önüne bloke koyuyor. Bu ilaçlara 21 yaşın altında başlayanlarda ise aknelerde iki katı artış, anksiyete ve yüzde 90 oranında çocuk sahibi olamama durumu ile karşılaşmakta.
Bu kadar olumsuzluğa rağmen illa da steroid, illa da doping diyenlerdenseniz iki önemli faktörü bilmenizde yarar var:
1- 21 yaşının altındaysanız, şöyle yapın böyle yapın diyemeyeceğim, direkt söyleyeyim buna özenmeyin, başlamayın! Nitekim etrafınızda hangi kıza Arnold Shwazeneger’in fotoğrafını gösterseniz, Jude Law’u tercih ettiklerini söyleyecekleri bir dönemde yaşıyoruz artık...
2-21 yaşın üstünde ve illa da şişecem diyenlerdenseniz, bu konuyu detaylıca inceleyin, gereklerini bilin. Zira yüzde 15 yağ oranınız yoksa ve ilaçsız en az iki yıl düzenli spor yapmadıysanız sizi de birinci maddeyi dikkatte almaya davet ederim...
“Birinci maddeyi de, ikinci maddeyi de tutturdum; ayna ayna söyle bana, var mı benden daha kaslısı bu dünyada” diyecekseniz, steroidlerle ile ilgili psikologların da üzerine durduğu bazı bulguları sizinle paylaşmak isterim. Steroid hormonunun psikolojik olarak bağımlılık yarattığı kanıtlanmış ve maalesef bir kere başladıktan sonra da bırakması pek mümkün olmuyor. Kişinin sağlığı tehdit altında olsa bile bu ilaca alışanların kullanmaya devam etmesi ve hatta dozu arttırması dikkat çekiyor. Bıraktığı takdirde ise kısa zamanda vücudun balon gibi sönmesi yetmiyormuş gibi ruhsal dengenin de havası kaçıyor. Depresyon, anksiyete ve kişilik bozuklukları kapıya dayanıyor.
Her şeye rağmen bu Pamuk Prenses masalını uygulamaya koyacaksanız, cücelerin mutlu ve hayatta, güzelliği uğruna her şeyi göze alan üvey annenin ise nerede olduğunu hatırlamanızda yarar var...