Spike Lee ‘OLDBOY’un yeniden çevrimi ile düş kırıklığı yaratıyor
Güney Koreli Park Chan-Wook’un 2003 tarihli aile ve intikam öykülü başyapıtı ‘İhtiyar Delikanlı / Oldboy’, on yıl sonra Spike Lee yönetiminde sinemaya aktarılıyor. Orijinaliyle kıyaslandığında remake’lerin sönük kalması kuralına bu Hollywood yapımı da katılıyor. Eleştirmenler Lee’nin orijinal filmin üzerine bir şey koyamadığında, ruhunu yakalayamadığında birleştiler. Kan davası, psikolojik baskı, suçluluk duygusu ve intikam temalarını işleyen film sırtını avantüre yaslayarak durumu kurtarmaya çalışıyor. Park Chan-Wook’un başyapıtı hakkında bilgisi olmadan, kendi içinde başarılı bir avantür filmi olan remake’i izleyen genç nesil şanslı sayılır
Hollywood, dünya sinemasının başyapıtlarından remake (yeniden çevrim) yapmaya pek heveslidir. Sayısızı ünlü yönetmen bu tuzağa düşmüş ve orijinalleriyle kıyaslanmayacak remake’lerle düş kırıklığı yaratmışlardır. Spike Lee bu zincirin son halkası.
Güney Koreli Park Chan-Wook’un 2003 tarihli aile ve intikam öyküsü ‘İhtiyar Delikanlı / Oldboy’ on yıl sonra Spike Lee yönetiminde sinemaya aktarılıyor.
Orijinali, ünlü sinema sitesi IMDb’nin tüm zamanların en iyi 250 filmi listesinin 76. sırasında bulunan film, 2004 Cannes Film Festivali’nden Büyük Ödül ile ayrılmıştı.
Eleştirmenler Spike Lee’nin yeniden uyarlamasının, orijinal filmin üzerine bir şey koyamayan, onun ruhunu pek yakalayamayan bir film olduğu konusunda adeta birleştiler. Amerikan sinemaseverlerin altyazı okumayı sevmemelerinden hareketle, Hollywood versiyonu yaptığı değişikliklerle, ‘Oldboy’u ortalama bir Amerikan aksiyon-gerilimine dönüştürmüş.
Kan davası, psikolojik baskı, suçluluk duygusu ve (en önemlisi) intikam temalarını işleyen ‘Oldboy’ Japon Garin Tshchiya ve Nubuaki Mneghisi ikisinin çizgi romanından alınmıştı.
Hollywood versiyonu öyküye yeni bir yorum getiriyor. Zira Park Chan-Wook, kendisinden icazet istendiğinde, tek şartının filmi birebir çekilmesini istemek olmuştu. Öyküyü Amerika’ya, New Orleans’a taşıyan üçlü bir senaryo ekibi, orijinal filmde 15 yıl dünyadan tecrit edilen Deasu’yu 20 yıl sonra salıverilen Joe Doucett’e dönüştürüyor ve finali de değiştiriyor.
Mizaha başvurma ihtiyacı hissetmeyen Spike Lee, yeni versiyonda sırtını avantüre yaslıyor. Orijinal kült filmin ruhunu yakalamayı denemiyor bile. Senaryo, öykünün kötü adamı Adrian Pryce’ın yakın korumasını, dövüş ustası Uzakdoğulu seksi bir kadına dönüştürüyor.
KÜLT FİLMİN REMAKE’İ
Orijinal versiyondaki iki kardeşin gizemli aşkı, remake’te baba-kız-oğul üçgenine dönüştürülüyor. Konuyu kısaca özetlemeye çalışalım:
Alkol tutkusu yüzünden evliliğini yürütemeyerek güzel karısından ayrılmış, karısıyla yaşayan üç yaşındaki kızına doğru dürüst bakamamış, iş hayatı inişli-çıkışlı reklam müdürü Joe Doucett (Josh Brolin)bir gece içkili haldeyken kaçırılır.
Otelimsi tuhaf bir odada 20 yıl hiç kimseyle görüştürülmeyerek hapis hayatı yaşayan Doucett kendisini esir alan kişinin kimliğini bilmeden, eziyet dolu bıktırıcı bu sürede intikam alma hırsı ile ayakta kalır.
Her gün idman yaparak kendini geliştiren, zinde kalan Doucett için hayatının anlamı, cezasını organize eden kişiyi bulmak ve kaçırılış nedenini anlamaktır.
Dış dünya ile tek bağı olan televizyondan, cinayete kurban giden karısının katili olarak arandığını öğrenir. Özgür iken kötülük yapmış olabileceği insanların listesini çıkaran Doucett, duvarda açtığı bir delikten kaçmayı planladığı gün, odasına gaz verilerek uygulanan hipnoz sonrasında, büyük bir bavulun içinde bir parkta özgür bırakılır.
Sadık arkadaşı, bir barmenin yardımıyla kendisi kaçıran insanların izini bulur. Müthiş dövüş kabiliyetiyle kapı korumalarını atlatıp patronun sağ kolu Chaney’e (Samuel L.Jackson) ulaşır. Eski bir tanıdığı olan mafya şefinin (Sharlto Copley) izini bulmasıyla, öykünün ve kendisine yardımcı olan bir kadın doktorun (Elizabeth Olsen) sırları ortaya çıkar.
Orijinal filmin rahatsız edici senaryosu, hangi sebepten hapis edildiğini bilmeyen Daesu’nun, özgürlüğünü kazandığında, elinde çekici ile birkaç dakika içinde kendisine saldıran yirmi kişilik bir orduyu öldürürken gösteren efsanevi sahneyi öne çıkartıyordu.
SPIKE LEE DÜŞÜNÜ SÜRDÜRÜYOR
Park Chan-Wook’un tek çekimde gerçekleştirdiği bu sekans sinema tarihindeki yerini çoktan almıştı. Müthiş bir performans sergileyen filmin baş aktörü Min-Sik Choi’nin yerini alan Josh Brolin, Spike Lee yönetiminde, sırtına saplı bıçağa rağmen, yine elindeki çekici ile sayısız insan öldürdüğü bu dövüş sahnesinin koreografisi, kuşkusuz filmin en başarılı bölümü.
Doucett’in hangi sebepten tutsak edildiği, yirmi yıl sonra neden bırakıldığı konusunda, Spike Lee tansiyonu yükseltmede, filmin sürpriz finaline kadar hiçbir ipucu açığa çıkarmamada çok başarılı.
Remake filmi senaryosunun yumuşak karnının öykünün kötü adamı, hastalıklı bir ruha sahip olan Pryce’ın çocukluğunda geçirdiği bir travma yüzünden bu işe giriştiğini, onun da bir nevi kurban sayıldığı ile izah edilmesi olduğunu düşünüyorum.
Joe Doucett rolü için bir hayli kilo vererek, fiziksel anlamda dönüşüm geçiren Josh Brolin, Spike Lee’nin kendisine doğaçlama yapma özgürlüğünü tanımasından da yararlanarak son yıllardaki çıkışını sürdürüyor.
Güney Afrikalı yönetmen Neill Blomkamp’ın 2009 tarihli filmi ‘Yasak Bölge 9’ ve geçen yıl izlemiş olduğumuz ‘Elysium: Yeni Cennet’te oynattığı, fetiş oyuncusu Sharlto Copley, ‘Oldboy’un gizemli kötü adamı Adrain Pryce’ı aynı başarıyla canlandırıyor.
Sosyal ve politik filmleriyle tanınan, aktör-yönetmen-senarist-yapımcı Spike Lee 57 yaşında. Kendisini sinema dünyasında tanıtan ‘Doğru Şeyi Yap /Do the Right Thing’ (1989) ırkçılığı biraz da mizahi bir dilde anlatan başarılı bir yapımdı.
Genç nesillerin avantajı ‘Oldboy’un orijinalini seyretmeden Hollywood’un yenden çevrimini izlemek olacak. Koreli usta Chan-Wook’un başyapıtı hakkında bilgi sahibi olmadan, kendi içinde başarılı bir avantür filmi olan remake’i izlemek az şans sayılmaz.
Old Boy
Yön: Spike Lee Sen: Mark Protosevich, Garon Tsuchiya, Nobuaki Minegishi
Oyuncular: Josh Brolin, Elizabeth Olsen, Samuel L.Jackson, Sharlto Copley, Michel Imperidi, Linda Emond