Bugün geçmişi sevgiyle kucaklıyor ve geleceğe umutla bakıyorum.Herşeyin kendi akışı olduğuna inanıyor ve huzurla her anımın tadını çıkarıyorum. Bence siz de öyle yapın, neden mi? İşte cevabı...
Sabahın en erken saatleri... Belki altı... Belki yedi...
Düşünüyorum geçen zamanı, yaşananları...
2013 yılını...
Herkesin hayatında bir kırılma noktası yaşandı ya da bana öyle geldi.
İlginç bir seneydi. Değişim yılıydı. Herkesin hayatında en az bir değişim oldu. İlgimi çeken ise bu değişimlerin o kişi için en hayırlı şekilde sonuçlanması oldu.
FARKINDALIK
İlk dört ay için, içinde olduğumuz durumu fark etmek olarak algıladım.
AKSİYON
İkinci dört ay için olduğumuz durumun değişimi için aksiyon aldığımızı deneyimledim.
SONUÇ
Üçüncü dört ayda ise, tüm olayların dinmeye başlayıp bizler için en hayırlı şekilde son bulduğuna inandım.
Hayatımdaki birçok kişinin kendi hayatında bu üç dönemden geçtiğini ve yepyeni bir sayfa ile yeni seneye girdiklerini gözlemledim.
Mevcut durumda nelerin değişmesi gerektiği herkes için farklı olsa da örneğin, birçok evliliğin 2013 yılının ilk aylarında kopuş noktasına geldiğini ve takip eden birkaç ayda boşanmaların olduğunu ve çok kısa sürede her iki tarafında kendisini duygusal olarak tamamlayacak ilişkiler kurduğunu gördüm.
Bunun aslında ruhun özgürlüğe kavuşması olduğunu düşünüp çevremdeki insanların yaşamlarındaki duygusal değişimin etkilerini izledim.
Ruhun beden ile uyum içindeki ritmi ve herkesin gülen gözleri... Mutluluk belki de budur? Kim bilir?
UYANIŞ
Hepimiz bir uyanış yaşadık, yaşananları olan olayları ve çevremizi gözlemledik. Haziran ayında İstanbul’da başlayan Gezi Parkı uyanışın etkileri halen devam ediyor. Yeni gençliğin kendini özgürce ortaya koymasının etkileri halen dünya basınının dilinde... Sonuç hep aynı, ruhun özgürleşmesi...
RUH ÖZGÜRLEŞİNCE NE OLUYOR?
Kendinize bu soruyu soruyor olabilirsiniz. Ben kendi cevabımı vereyim.
• Yaşanacak tüm güzelliklerin o anda yaşanmasının doğru olduğunu anlıyorsunuz.
• Hayatın çok kısa olduğunu ve onu iyi değerlendirmeniz gerektiğinin bilincine varıyorsunuz.
• Sizi üzen şeylerdense mutlu edenlere sıkıca sarılıyorsunuz.
• Dünün üzüntülerinin geride kaldığını yarının büyük ümitlerle dolu olduğunu hiç unutmuyorsunuz.
• Başkalarının ne dediğinin çok da önemli olmadığını asıl olanın mutlu ve huzurlu olup iç benliğinizle barışık bir şekilde yaşamak olduğunu anlıyorsunuz.
• Ailenin hayattaki en önemli varlığınız olduğunu, dostlarınızın her an yanınızda olduğunu bilmenin huzurunu yaşıyorsunuz.
• Gün içinde yaşanan negatif olaylardansa pozitif olaylara odaklanıyorsunuz.
Daha birçok şey sayabilirim ama burayı sizin tamamlamanızı istiyorum. Sizin gerçeğiniz ne?
Mutlu ve özgür bireyler hem kendi, hem de başkalarının hayatlarına ışık saçarlar. Hayatta çeşitli sorumlulukları olsa da onları yük olarak algılamadan yaşarlar. Hayatı kendi akışına bıraktıklarında onlar için en hayırlı olanın gerçekleşeceğini bilirler.
Siz de onlardan biri olabilirsiniz, artık fark edip aksiyona geçme zamanı! Şimdi mutlu olma zamanı... Yarın ne olacak bilemiyoruz, o yüzden bugün için sağlıklı ve mutlu olduğunuz için şükredin!
Not: Bu yazıyı çok genç yaşta aramızdan ayrılan arkadaşım Yitshak Çiprut’a ithaf ediyorum. Çünkü sen bize unuttuklarımızı hatırlattın. Seni ve o iyi yürekli kalbini hiç unutmayacağız. Sen bize her zaman doğru ve dürüst olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrettin. Bize verdiğin son ders tıpkı senin dediğin gibi sağlıklı yaşadığımız her ana, şükretmek oldu. Seni, o güzel gözlerini ve o kahkaha dolu sohbetlerimizi hiç unutmayacağız. Huzur içinde yat, melekler yanında olsun...