Tazminat davasında arabuluculuk
Bir trafik kazası yaptım. Karşı taraf bana tazminat davası açmak istedi ancak önce arabulucuya başvurmanın daha mantıklı olduğuna karar verdik. Bu konuda arabulucuya başvurabilir miyiz? Olur da arabuluculuktan vazgeçip tazminat davası açmaya karar verirsek arabulucudan avukatlığımızı yapmasını isteyebilir miyiz?
Arabuluculuğa başvurmak için iki ön şart gereklidir. Bunlardan birincisi uyuşmazlık arabuluculuk ile çözülebilecek nitelikte olması şartıdır. Bu, uyuşmazlık konusunun kamu düzeninden sayılmayıp arabuluculuğa elverişli olması demektir. Diğer şart da tarafların arabuluculuğa başvurmak için ortak iradelerinin olması gerektiğidir. Sizin durumunuzda uyuşmazlık konusu tazminat talebi olduğundan arabuluculuğa elverişlidir, kamu düzeninden değildir. Arabuluculuğa başvurmaya birlikte karar verdiğinize göre ortak irade olan ikinci şart da gerçekleşmiştir. İkinci sorunuza ilişkin olarak, arabuluculuktan vazgeçip dava açmaya karar vermeniz durumunda arabulucudan avukatlığınızı yapmasını talep edemezsiniz. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 9. maddesinin 4. fıkrasına göre “Arabulucu bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.”
İşyeri hekimi bulundurma zorunluluğu
50 kişiden az çalışana sahip ve az tehlikeli sınıfına giren bir şirketiz. Bizim için işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu ne zaman başlayacak?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırılmasına ilişkin hükümleri işyeri tehlike sınıfına bağlı olarak aşamalı olarak yürürlüğe girecektir. İlgili kanunun “Yürürlük” başlıklı 38. maddesine göre kanunun bu hükümleri; 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri için 30 Haziran 2014, 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için 30 Haziran 2013, diğer işyerleri için 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, sizin işyeriniz niteliğinde bir işyeri için işyeri hekimi çalıştırma yükümlülüğü 30 Haziran 2014 itibarıyla başlayacaktır.
Boşanmada velayet
Eşim boşanma davası açtı. Oğlumuz on iki, kızımız dört yaşında. Eşim, kız çocuğumuzun velayetini alacağını söylüyor. Mahkeme kızımın velayetini babaya verir mi? ‘Kız çocuk babaya, erkek çocuk anneye verilir’ deniliyor.
Nereden kaynaklandığı belli olmayan o “boşanınca kız çocuk babaya, erkek çocuk anaya verilir” söylentisi uydurmadır. Boşanma davalarında velayet konusunda karar verilirken mahkemeler çocuğun yararını gözetir. Dört yaşındaki bir çocuk anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyacağından, anne ile ilgili çok önemli bir durum olmadığı sürece velayet anneye verilmektedir. Mahkemece velayet düzenlenirken, çocukların cinsiyetine göre değil, anne ve babadan hangisinin yanında daha iyi bakılacağı, eğitim göreceği gibi kriterlere göre karar verilmektedir. Ayrıca çocuk kendini ifade edebilecek yaşta ise, hâkim onun da düşüncesini soracak ve kendini ifade edebilen çocuğunuzun velayeti, mümkün olduğunca isteği doğrultusunda ve kendi yararına göre anne ya da babaya verilecektir.
Not: Bilgilendirme amaçlı olarak bu köşede paylaşılan bilgiler, hukuki öneri, danışmanlık, reklam veya teklif niteliğinde değildir. Genel hukuki bilgiden ibaret olan bu açıklamalar sorun çözmeye yönelik olmayıp, doğruluğu, güncelliği veya kullanılabilirliği konusunda yazar ve/veya hukuk bürosu sorumluluk kabul etmez. Hukuki sorunların çözümünde bir uzmana danışılması önerilir.