Bugünlerde dünyanın spor gündemini oluşturan 2014 Soçi Kış Olimpiyatları, hazırlık aşamasında yapılan harcamaların tutarı ile de dünya kamuoyunun gündeminde. Soçi Oyunları’nın bir başka özelliği de en teknolojik kış olimpiyatları olması
Geçtiğimiz hafta, Panasonic firmasının davetlisi olarak 2014 Kış Olimpiyatları’nı izlemek üzere Soçi’deydim. İstanbul’dan oldukça kısa mesafede bulunan Soçi’ye Frankfurt ve Moskova üzerinden yapılan küçük bir Avrupa turu sonrasında ulaşınca (tur organizasyonu bu şekilde yapılmıştı) yol üzerindeki duraklarda, özellikle Moskova’da olimpiyat için yapılan hazırlıkları birinci elden görebilme şansım oldu.
Rusya’da buz hokeyinin popülerlik açısından bakıldığında Türkiye’deki futbolun sahip olduğu yere benzer bir popülerliğe sahip olduğunu söylesem bu olimpiyatların ne denli önem taşıdığını sanırım daha iyi anlarsınız.
Öte yandan TRT’nin artistik patinajda çiftler yarışmasını yayınlayacak mı, yayınlamayacak mı seviyesine inen sığ tartışmaların gölgesinde aslında hiçbir zaman olimpiyat yapmamamız gerekliliği ile ilgili de teknoloji dışı birkaç gözlemimi yazımın ilerleyen bölümlerinde paylaşacağım.
Öncelikle olimpiyat köyünün kurulu olduğu Soçi şehrinin kabaca Trabzon’un karşı kıyısı olduğunu ve Türkiye’nin bu sene geçirdiği ilkbahar tadındaki kış aylarını dikkate aldığınızda oldukça ılık bir kış olimpiyatı atmosferi olduğunu belirtmeliyim. Turda yer alan ve önceki olimpiyatları da izlemiş olan bazı kişilerin, bundan önceki 2012 Londra Yaz Olimpiyatları’nda bile havanın daha soğuk olduğunu söylemeleri sanırım bir miktar fikir verecektir. Bununla birlikte, dağlık bölümlerdeki tesislerde çoğunluğu suni karlama yöntemi ile oluşturulan pistler tüm sporcuların ortak fikri olarak gerçekten yarışmaya çok elverişliydi.
Gelelim işin teknolojik tarafına…
Panasonic, yirmi yılı aşkın zamandır hem yaz, hem de kış olimpiyatlarının yayın teknoloji sponsoru. Bu alanda yer alan en büyük iki firma olan Panasonic ve Sony, olimpiyatları ve futbol turnuvalarını aralarında paylaşmışlar. Benzer bir paylaşım, kredi kartı firmaları arasında da yer alıyor, buna göre VISA tüm olimpiyat oyunlarının sponsoru şeklinde olimpiyatlarda yer alırken (Kimi mağazalarda AMEX, Mastercard veya nakit para kullanılamıyor) futbol turnuvalarında da Mastercard sponsor olarak yer alıyor.
Olimpiyat köyündeki tüm müsabakaların canlı, en az yedi-sekiz kamera ile takip edildiği, anında TV istasyonlarına gönderilip ilgili bölümlerin ayıklanarak sunucu yorumlarının eklendiği ve yayına hazırlandığı bölümlerdeki dinamizm gerçekten çok ilginç. Bununla birlikte, telif hakları nedeniyle, yapılan bir takım muazzam uygulamaların kullanıcıların karşısına çıkamıyor olması da bir o kadar üzücü ve düşündürücü. Buna en güzel örnek, olimpiyatların canlı ve tüm bant görüntülerinin hem tam kayıt, hem de özet kayıt şeklinde yer aldığı ‘Olympic TV’ tablet uygulaması. Tüm aramalarımda ne Türk Apple Store, ne de ABD Apple Store üzerinde ulaşılamayan bu uygulama birçok Afrika ve Karayip ülkesinde yaşayan kullanıcılar tarafından kullanılabiliyor. Amerikan kullanıcılar, bu konudaki telifleri ellerinde bulunduran NBC’nin uygulamasını indirmek durumunda. Türk kullanıcılar ise sadece TRT’nin (eğer dış yayın erişimleri yoksa) seçtiği yayınları izleyebiliyor, bununla ilgili İnternet üzerinden kayıtla alakalı IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) ile anlaşma yapmamış olan az sayıda ülkeden biri. (Merak edenler detaylı listeye http://www.olympic.org/sochi-broadcasting adresinden ulaşabilirler.)
8K Prototipi
TOKYO 2020’DE BİZİ NELER BEKLİYOR?
Olimpiyat ile ilgili son notum da, İstanbul’un da aday şehir olduğu 2020 olimpiyatlarının gerçekleşeceği Tokyo ile ilgili. 2014 yılı başındaki CES yazımda da paylaştığım gibi, tüm TV üreticileri 4K şeklinde de anılan UltraHD televizyonlarını yavaş yavaş görücüye çıkarmaya başladı. 2014 yılı içinde bu TV’lere uyumlu kayıt yapabilen telefonların dahi piyasada olacağı düşünüldüğünde 4K-UltraHD akımının geçici olmayacağı, şu andaki HD televizyonlar gibi bir standart haline geleceği düşünülebilir.
Panasonic, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nı ise 8K-Super HiVision adı verilen ve daha neredeyse satışa sunulmamış olan 4K’nın bile dört katı çözünürlük ile yayın yapabilen bir teknoloji ile sunmaya hazırlanıyor. Soçi’de bir prototipi bulunan TV’de izlediğimiz on beş dakikalık demo görüntüleri, bu teknolojiye sahip televizyonlarla takip edilecek spor müsabakalarının gerçekten statta canlı izleniyormuş hissini verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Bakalım 8K gerçekten gün yüzüne çıkıp tüketicilerle buluşacak mı, yoksa yalnızca resimlerde gözüken bir prototip gibi mi kalacak?
