Türkiye dinleyicisi ile ilk kez Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve İspanyolca dillerinde Akdeniz şarkıları söylediği albümü ‘A La Vida’ ile buluşan ve albüm tanıtım çalışmaları için Türkiye’ye geldiği dönemlerde büyük sempati toplayan Kanadalı şarkıcı Ima, bu kez ardı ardına iki konserle hem İstanbul’da hem Ankara’da gönülleri fethetmeye hazırlanıyor. 25 Şubat’ta Cemal Reşit Rey’de sahne alacak Ima, 27 Şubat’ta başkent Ankara’da M.E.B Şura Salonu’nda olacak. Ima’nın 70’li yılların şarkılarını yeniden yorumladığı ‘Precious’ albümü de konserlerle eş zamanlı olarak vitrinleri süsleyecek
Ima 2007 yılında yayınladığı ‘Smile’ albümüyle Kanada’da 60 haftadan uzun bir süre en çok satanlar listesinde kalarak bir rekora imza atmıştı. Sanatçının yepyeni albümü ‘Precious’ Pasion Turca etiketiyle yayınlanıyor. Ima ile şarkılarını, yakalamaya çalıştığı romantik tarzı, Türkiye konserlerini ve sürprizlerini konuştuk.
Farklı dillerde birbirinden romantik şarkılar söylüyorsunuz, peki size en çok kimler ilham veriyor?
Çocukluğumdan beri Akdeniz ülkelerinin şarkılarına ve Latin müziklerine bayılıyorum. Kim söylerse söylesin beni en çok romantik şarkılar cezbediyor ve ilham veriyor ancak şarkı söylemeye heves duyduğum ilk günlerden beri en çok Edith Piaf şarkılarıyla duygularım harekete geçiriyor. Bir dönem Celine Dion da şarkı söylerken bana çok ilham veriyordu. Kanada’dan çıkan en özel şarkıcılardan biri de elbette Celine Dion.
‘Precious’ albümünde de 70’li yılların şarkılarını yorumlarken, bol bol romantik şarkılar seçmişsiniz, her albümde romantik olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Albümlerimde farklı farklı türlerde şarkılar var ama hepsi romantik ve eğlenceli; belki en çok aşk şarkıları öne çıkıyor da olabilir. Geçen sonbaharda Pasion Turca daha melankolik bir albüm olarak ‘Smile’ albümümü de yayınlamıştı. Precious albümümde daha yüksek enerjili şarkılar var diyebilirim…
Şarkılarınız bu kadar çok aşk ve romantizm uyandırırken, sizin için bir erkek nasıl romantik olabilir?
Sürprizlere bayılırım. Belki oldukça demode sayılabilir ama bir erkek çiçeklerle bile kalbimi çalabilir. En çok bir erkeğin romantik olma çabaları hoşuma gidiyor; benim için özel bir yemek hazırlaması ya da romantik bir sofra kurması ve sürprizler yapmaya çalışması gibi. Benim için özel bir emek harcayan ve sürprizlerle karşıma çıkan bir erkek çok daha çekici hale geliyor.
Bir erkekle ideal bir çift olabilmek için sizce neler gerekiyor?
Bana kalırsa erkeğin, kadının duygularını anlamaya çalışıyor olması önemli. İlişkide güç dengesi de çok önemli. Bir taraf zayıf olursa bana göre ilişki yürümüyor. Bu anlamda Angelina Jolie ve Brad Pitt’in ilişkisine hayranlık duyuyorum. Her ikisi de çok çekici ve her ikisi de çok güçlü duruyor. Belki milyonlarca kadın Brad Pitt’in karşısında çok savunmasız kalabilir ama Angelina Jolie bir kadın olarak asla zayıf görünmüyor.
Bir kadın olarak âşık olabileceğiniz ideal erkek desem?
En çok beni güldürebilen bir erkeğe âşık olabilirim. Ama mutlaka iyi bir dinleyici de olmalı. Kadınlar konuşmayı sever; konuştuğumda beni gerçekten dinleyen bir sevgilim olsun isterim. Açık fikirli ve kendine güvenen erkeklerden de etkilenirim. Bir erkeğin özgüveni onu karizmatik yapıyor.
Precious albüm fotoğraflarında çok güzel görünüyorsunuz; güzelliğiniz için neler yapıyorsunuz?
Klişe gelebilir ama güzellik içerden geliyor. Kendinizi ne kadar çok kabul ederseniz; o kadar çok seversiniz ve ancak kendinizi sevdiğiniz zaman güzel olabilirsiniz. Ama elbette tapınağımı koruyorum. Bedenlerimiz tapınaklarımız ve yediklerime dikkat ederek, spor yaparak ona güzel bakıyorum.
Formunuzu ve çekiciliğinizi korumak için yaptığınız sporlar?
Yaklaşık dört yıldır karate yapıyorum; beni çok rahatlıyor ve eğlendiriyor ama ayrıca uzun zamandır yoga yapıyorum ve sanırım ikisi ruhumu ve bedenimi dengeliyor. Yoga ile oldukça rahatlıyorum ve bana göre en çok huzurlu olmak insanı güzelleştiriyor. Akşamları bir kadeh şarap ayrıca vazgeçilmezim.