Taşradaki ‘aile sırları’

Pulitzer Ödüllü bir tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanan ‘AİLE SIRLARI’ mükemmel bir aile draması

Viktor APALAÇİ Sanat
12 Mart 2014 Çarşamba

İki kadın oyuncusunun Oscar’a aday gösterildiği ‘Aile Sırları/August Osage Country’, on adaylığı bulunan ‘Düzenbaz/American Hustle’, beş adaylığı olan ‘Para Avcısı’ ve ‘Kaptan Philips’ ile aynı kaderi paylaşıp sıfır çekti.

Meryl Streep ile Julia Roberts’in yeni birer Oscar heykelciği alamamaları, mükemmel bir aile draması olan ‘Aile Sırları’nın yılın en başarılı filmlerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Akademi’nin 3 Mart’ta açıklanan seçimleri herkese “Bu yıl Oscar’larda sürpriz yok” yorumunu yaptırdı.

Ben bu kanaati paylaşmıyorum. Çizgi dışı bir film olan ‘Düzenbaz’ın on adaylığının hiçbirinin Oscar’a dönüşmemesini, ‘Yerçekimi/Gravity’nin ise on adaylığının yedisinin Oscar’la ödüllendirilmesini normal karşılamıyorum.

Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron’un, yine ‘Yerçekimi’nin görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki’nin ve En İyi Yardımcı Aktris Oscar’ının sahibi Lupita Nyong’o’nun Kenya kökenli bir Meksikalı oluşu, ödüllerin dağıtıldığı salonda bir Meksika dalgası estirdi.

Paolo Sorrentino’nun ‘Muhteşem Güzellik/La Grande Bellezza’ yazım, bu yıl en çok tepki çeken yazım oldu. Çok kişinin “Sana uyup gittik, bu filmde ne buldun?” sorusuna muhatap oldum. Filmin Altın Küre, Bafta, Avrupa’da Yılın Filmi ödüllerinden sonra En İyi Yabancı Film Oscar’ını kazanması, gecenin beni heyecanlandıran tek ödülü oldu.

‘Aile Sırları’na dönecek olursak, Tony ve drama dalında Pulitzer ödülleri sahibi tiyatro yazarı Tracy Letts’in mükemmel tiyatro oyunundan, yazarı tarafından senaryolaştırılan ‘Aile Sırları’nın, ‘En İyi Uyarlama Senaryo’ dalında Oscar’a aday gösterilen beş film arasına girmemesi bence Akademi’nin ayıbı.

‘Katil Joe’ ve ‘Böcek’ isimli oyunları beyaz perdeye aktarılan, 49 yaşındaki aktör-yazar Tracy Letts, ‘Aile Sırları’yla 2007 yılının Pulitzer ödülünü kazanmıştı. Amerika’daki taşra yaşamının monotonluğu, renksizliği, tekinsizliği üzerine sayısız roman ve tiyatro oyunu yazıldı. Hollywood için de ‘taşra’ konusu hep verimli, bereketli bir konu sayıldı.

David Lynch bu konuda, ‘Mavi Kadife/Blue Velvet’ (1998) başyapıtına imza attı.

CENAZE EVİNDE CADI KAZANI

Amerikan taşrasında doğup büyük kentlerde kendilerine bir hayat kuranlar arasında, taşra ile aralarındaki köprüleri yıkıp atanlar için, taşraya dönmeye mecbur olmak sevimsiz bir iştir.

‘Aile Sırları’nın Teksas kökenli Weston ailesinin üç yetişkin kızı, Amerika’nın değişik kentlerinde, kimi evli, kimi nişanlı, kimi sevgilili yeni hayatlar kurmuşlardır.

Anneleri Violet (Meryl Streep) kansere yakalandıktan sonra, babaları (Sam Sheppard) çareyi intihar etmekte bulmuştur.

Cenazeye katılmak üzere baba evine dönen, abla Barbara (Julia Roberts) kocası (Ewan Mc Gregor) ve yeni yetme kızıyla(Abigail Breslin), kuzeniyle (Benedict Cumberbatch) gizli bir aşk yaşayan ailenin ortanca kızı (Julianne Nicholson), şımarık küçük kız (Juliette Lewis) ve nişanlısı (Dermoll Mulroney) kendilerini bir cadı kazanının içinde bulurlar.

Aile reisi Beverly’nin arkasında bir iz bırakmadan intihar etmesiyle, Violet’in kızkardeşi (Margo Mautindale) uysal kocasıyla (Chris Cooper) cenaze evine gelince, eski defterler açılır, ailenin öfke, nefret ve hayal kırıklığı ile dolu sırları ortaya saçılır.

Herkesin eteğindeki taşı atmaktan çekinmediği, yıllardır dile getirilememiş kırgınlıklar, bir aile içi çatışması ve hesaplaşmasına dönüşür.

Tracy Letts’in kendisine altın tepsi içinde sunulan zengin ve renkli senaryoyu, yönetmen John Wells, tekniği ve mizanseni hiç aksamayan, akıcı bir sinema diliyle perdeye taşımış.

 Daha çok ‘Er’ ve ‘Utanmaz’ gibi televizyon dizileriyle tanınan, sinemada evvelce bir tek uzun metrajlı filmi (‘The Company Man’) olan, yapımcı kimliği ile öne çıkan, 57 yaşındaki John Wells, ikinci sinema denemesinden yüzünün akıyla çıkmasını biliyor.

GEÇ KALMIŞ HESAPLAŞMA

Kansere yakalandıktan sonra ilaç bağımlısı olan, sivri dilli, kalp kırıcı anne Violet ile sağlam karakterli, güçlü büyük kızı Barbara arasında, aile sorumluluğuna dair, adı konmamış bir iktidar mücadelesi vardır.

Kızlarının açıklarını bilen, onları hafızasında biriktirip, zamanı gelince, acımaksızın dile getirip kalpleri kırmaktan geri kalmayan Violet, intiharına sebep olduğu kocasına, annelik görevini yerine getiremediği kızlarına karşı vicdan azabı beslemez.

Birbirlerine uzak düşen üç kızkardeşin, yeni bir hayat inşa ederlerken, farkında olmadan diğerlerinin üzerine bazı sorumlulukları yüklemeleri, yaşadıkları hayal kırıklıkları, cenaze evinde, bir aile içi hesaplaşmasında dile getirilir.

Senaryo, mükemmel karakter tahlilleri eşliğinde, aile bireyleri arasındaki hesaplaşması yapılamamış mevzuların, açığa çıkamamış sırların, giderek büyüyen hayalkırıklıklarının, ortaya dökülüp saçılmasını, ustalıklı bir kurgu içinde işliyor.

Oyunculuk gösterisine soyunan, zengin, güçlü ve uyumlu bir oyuncu kadrosu, ‘Aile Sırları’nı birinci sınıf bir aile draması yaparken, yönetmen Wells’in başarısına ortak oluyorlar.

Ailenin tüm fertlerinin bir araya geldiği yemek masasında, anne ile büyük kızın kapıştığı sekans, herkesin birlikte yaşama mecburiyetinde olduğu gizli sırların açığa çıktığı bölümler, filmin akılda kalacak sahneleri arasında.

Kalburüstü performansları ile filmin oyunculuk açısından müthiş bir zenginlik taşıdığını, en küçük rollerdekilerin dahi mükemmel oynadığını ekleyelim.

Oscar’a aday olma geleneğini bu yıl da sürdüren, 18 kere aday gösterildiği ödüllerin üçünü kazanan Meryl Streep’in, bu yıl Cate Blanchett ile yarışması kendi adına bir şanssızlıktı.

Woody Allen’ın ‘Mavi Yasemin’de kendisine yazdığı çizgi dışı, nevrotik, dişi-Woody Allen kompozisyonunun hakkını veren Blanchett, kariyerinin bu en başarılı performansıyla yılın tüm ödüllerini topladı.

Steven Soderberg’in 2000 tarihli ‘Erin Brockovich’iyle En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazanmış olan Julia Roberts, o günden bu yana ortaya koyduğu en iyi performansıyla, yalnız güzelliğiyle değil, oyun gücüyle öne çıkan bir karakter aktrisi olduğunu kanıtlıyor.

Kızkardeşini oynayan Juliette Lewis, kocası ve kızı rolündeki Ewan Mc Gregor ve Abigail Breslin, eniştesini oynayan Chris Cooper ve tabii aile reisinde Sam Shepard, kusursuz oyuncu kadrosunun diğer bireyleri.

 

‘AUGUST: OSAGE COUNTRY’

Yön: John Wells, Sen:Tracy Letts, Gör: Adriano Goldman, Müz: Gustavo Santaolalla, Oyuncu: Meryl Streep, Julia Roberts- Chris Cooper- Ewan Mc Gregor- Margo Martindale- Sam Shepard- Dermol Mulroney- Juliette Lewis- Julianne Nicholson- Abigail Breslin- Benedict Cumberbatch