İnme, dünya genelinde ilk sırada, Türkiye’de ise üçüncü sakatlık nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Kalp hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olarak gösterilen inme, yaş ilerledikçe özellikle 60-65 yaşlarından sonra daha sık görülüyor.
İnme tedavisinde ilk saatler hayati önem taşıyor. İnme, vücudun bir tarafında aniden meydana gelen güçsüzlük, uyuşma, karıncalanma, konuşma zorluğu, görme kaybı veya çift görme, bulantı, kusma, dengesizlik, şiddetli baş ağrısı gibi şikâyetlerle kendini gösteriyor. 81 yaşındaki Perla Bakış’ın da nefes darlığı ve çarpıntı ile başlayan inme sürecinde en büyük şansı, kızının bilinçli yaklaşımı ve tedavi için doğru merkezi seçmesi oldu
Alışveriş yaparken inme geçirdi
İnme 81 yaşındaki Perla Bakış’ı market alışverişinde aniden habersiz yakaladı. Perla Hanım’ın ilk hissettiği nefes darlığı ve çarpıntı oldu. Market arabasının kendisinden uzaklaştığını hissetti. Tutunmak istedi ancak tutunacak bir yer bulamadı. O anda Perla Hanım’ın imdadına bir market görevlisi yetişti ve onu güvenli bir şekilde yere oturttu. Yaşlı kadının son hatırladığı ise kendisine sorulan kızının telefon numarası oldu. Memorial Şişli Hastanesi İnme Rahabilitasyon ve Araştırma Ünitesi Başkanı Doç. Dr. Yakup Krespi bu hastalığı en az hasarla atlatmak için gerekli üç bileşenden biri olan şansın, Perla Bakış’ın yüzüne o anda güldüğünü söylüyor. Doç. Dr. Krespi, diğer iki önemli unsuru da olay başladıktan sonra en kısa sürede modern damar açıcı tedavilerin uygulanabildiği doğru hastaneye ulaşmak ve inme konusunda uzman bir ekip olarak tanımlıyor.
“Annem ya felçli ve sakat kalırsa!”
Market görevlileri vakit kaybetmeden Perla Hanım’ın kızı Sara Kalderon’a ulaşarak yaşlı kadını en yakın tıp merkezine götürdüler. Kızı annesini gördüğünde ilk hissettikleri korku ve tereddüttü. Kalderon o süreci şu sözlerle anlattı: “Anneme serum bağlanmış ve baygın halde karşımda yatıyordu. Felçli ve sakat kalacak diye çok korktum. Tıp merkezindeki doktorlar hemen tam teşekküllü bir hastaneye gitmemiz gerektiğini söylediler. Tereddüt de bu andan sonra başladı. Annemi hangi hastane götüreceğimi bilmiyordum” Doç. Dr. Yakup Krespi inme tedavisinde en önemli bileşenlerden biri olan şansın o sırada hastanın yakınında olan kişinin damar açıcı tedavilerin uygulanabildiği hastanenin neresi olduğunu bilmesi olarak tanımlıyor. Doç. Dr. Krespi hastanın bu özelliklere sahip olmayan bir hastaneye götürülmesinin altın değerindeki zamanın boşa harcanması anlamına geleceğini vurguluyor.
Dr. Krespi toplumumuzda hastaların büyük çoğunluğunun bu bilgiye sahip olmadığı için önemli bir zaman kaybı geliştiğini belirtti. Yıllardır bu hastaların acil tedavilerini organizasyonu konusunda önemli bir birikime sahip Dr. Krespi’ye göre diğer önemli bir şanssızlık ise bazen hastanın hastaneye transferini sağlayan ambülâns personeli bu bilgiyi hastaya verse de hastanın kendi bildiği hastaneye gitmek istemesi ya da hastanın isteğinin tersine ambülâns sistemlerinin bu yönde bir hasta transferi gerçekleştirmemesidir.
Günümüzde inme tedavisi acil şartlarda kamu ve özel sektöre ait hastanelerde hiç bir ek ücret uygulaması yapılmadan sosyal güvenlik şemsiyesi altında yapılmaktadır. Oysa hasta ve hasta yakınları bu tedavinin uygulanabileceği hastane özel bir hastane ise acil ilaçlı veya anjiyografik damar açıcı tedavilerin ücretli yapılacağının düşünmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu sayesinde bu amaçla kullanılan tüm ilaçlar ve anjiyografik malzemeler hastaya her hangi bir maddi yük getirmemektedir.
Zamana karşı yarış başladı
Sara Kalderon’un annesini kurtarmak çok fazla vakti yoktu. Birkaç hastaneden olumsuz yanıt alan endişe içindeki kadın telefonun öbür ucundaki bir yakınının yönlendirmesi ile Doç. Dr. Yakup Krespi ile bizzat konuşan Sara Hanım annesini Memorial Hizmet Hastanesi İnme Akut Tedavi Ünitesi’ne yatırmak üzere yola çıktı ve Perla Hanım şikayetlerinin başlamasından 100 dakika sonra hastaneye ulaştı. Yaşlı kadın hastaneye ulaştığında ağır inme durumundaydı ve önceden haberdar edilmiş tüm inme ekibi onu karşılamak için acildeydi. Perla Hanım’ın sol tarafı bütünüyle felçli, başı sağa dönük ve sol tarafını hiç görmüyordu ve hastalığının farkında değildi. Doç. Dr. Krespi Perla Hanım’ın ‘ihmal sendromu’ denilen hastalığının farkında olamama durumu içinde olduğunu ve yapılan girişimleri şöyle açıklıyor: “Bu durum sağ beyinde geniş bir alanın hasarlanma tehdidi altında olduğunu ve beyinde bir ana damarın tıkalı olabileceğini düşündürdü. Hastayı beyin anjiyografisi tetkikleri için hazırlamaya başladık. Zaman kaybetmemek için anjiyografi inceleme başlayana kadar Perla Hanım’a toplardamar yoluyla pıhtı eritici ‘trombolitik’ bir ilaç verdik. Yapılan tetkik sonucunda Perla Hanım’ın beyninde ana damar tıkanıklığı olduğunu saptadık. Tıkalı olan damar günümüzde bilinen en önemli ve etkin yöntem olan ‘mekanik trombektomi’ ile açıldı. Özel bir stent pıhtının olduğu damara konuldu. Beş dakika damarın içinde bırakılan stent, vücudun dışına çekildiğinde pıhtıyı da beraberinde sürükledi. Stentin ikinci uygulamasında Perla Hanım’ın tıkalı olan damarı tamamen açıldı. Uygulama sonrasında yapılan nörolojik muayene hastamızın durumunun iyiye gittiğini gösterdi. Ertesi sabah ise Perla Hanım’ın sağlık durumu normale döndü ve bir hafta sonra hastaneden taburcu edildi.
Zamanında ve doğru merkezde gerçekleşen inme tedavisinde başarı şansı yüksektir
Perla Bakış 81 yaşında. Bu denli ağır felç geçirdikten sonra eski sağlığına kavuşması toplumsal zihnimizde çok yer etmemiş bir durum. Doç. Dr. Yakup Krespi günümüzde inme geçiren bir hastanın tamamen eski yaşantısına geri dönmesinin uygulanan tedavilerle mümkün olduğunu söyleyerek inmede ilk 4,5 saatin önemini şu sözlerle vurguluyor: “İnme geliştikten sonra erken tanı konulması ve tedaviye başlanması hayati öneme sahiptir. Felçli kalmak günümüzde yeterli tedavi olanaklarından faydalanamamış olmakla eş anlamlıdır. Müdahale ilk 1,5 saatte yapılmış ise tedavi edilen her üç hastadan biri tamamen iyileşmektedir. Tedavi yalnız felci ortadan kaldırmakla sınırlı değildir. Hasta eski hayatına, işine, ailesine, sosyal faaliyetlerine geri dönebilir. Hastalara bu tedavi seçeneğini sunabilmek yalnızca toplumun inme konusunda bilinçlenmesi, bu hastalığı acil ve tedavi edilmesi gereken bir durum olarak algılayabilmesi ile mümkün olacaktır.”
“İngiltere’ye torunumu görmeye gideceğim”
Perla Bakış büyük bir aileye sahip. Onu seven üç çocuğu, dört torunu ve iki torununun çocuğu var. Geçirdiği ağır inme hastalığından sonra tedavisinin ardından bu büyük büyük anne kontrolleri için hastaneye yürüyerek geliyor. Günlük hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Evinin işleri yapıp, kendi yemeğini pişirebiliyor. O şimdi torunu ve çocuklarını ziyaret etmek için İngiltere’ye gitmeye hazırlanıyor. Perla Hanım, inmede ilk müdahalenin ve zamanla yarışmanın önemine değinerek modern tedavilerin uygulanabildiği doğru hastanede uzman bir ekip tarafından tedavi edilmenin önemini vurguluyor.