Bu hafta ağımıza takılanlar

• Almanya, üzerinden yetmiş yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Nazilerin çılgın projesinin milyonlarca mağdurunun giderek daha fazla anıldığı, unutulmuş, ikinci planda kalmış mağdurların da anılarının üzerine eğilindiği bir toplum bugün. Soykırım, etnik temizlik ve şiddet konusunda araştırmaların dünyadaki en önemli merkezlerinden birisi. Bu dosyada yer alan yazıların çoğunun da Almancadan çevrilmiş olması bir rastlantı değil. Buna rağmen, “O canavarı doğuran karın hâlâ kıpırdıyor” diyen Brecht’in uyarısı, her yer gibi, ne daha fazla ne daha eksik, Almanya için de geçerli. Türkiye’de ise o canavarı doğuran karın Almanya’da olduğu gibi, bu tanıma, özür ve anma girişimleri karşısında, yarı canlı kıpırdar halde olsa keşke. Türkiye’de o canavar kanlı canlı eylemlerine devam ediyor. AHMET İNSEL – BİRİKİM DERGİSİ

İzak BARON Diğer

26 Mart 2014 Çarşamba

HALBUKİ İSRAİL ÇAY VE FINDIK İHRACATÇISI DEĞİLDİ; BU KONU DERDİ DE DEĞİLDİ!

MERHUM Necmettin Erbakan hakiki bir beyefendiydi, 12 Eylül döneminde aynı hapishanede kalmıştık; olgun, saygın bir şahsiyetti.

Fakat zihniyetçe öteden beri anlaşamazdım. En çok da merhumun komplo teorilerini yadırgardım.

1990’larda iktidarlar Karadeniz’de çay ve fındık sahalarını daraltmayı, başka ürünleri ikame etmeye çalışıyorlardı.

Merhum Erbakan’ın seçim konuşmaları partisi tarafından “Erbakan’ın Konuşmaları, Eylül 1999” adıyla kitap olarak yayınlanmıştı. Oradan aktarıyorum, Erbakan Karadeniz mitinglerinde şöyle konuşmuştu:

“Bu nasıl hükümet, niye fındık sahalarını daraltıyorsun? Niçin çay sahalarını daraltıyorsun? Çünkü bunları İsrail’e satacak! Çünkü dış güçler bunları satacak. Türkiye bu sahalarda gelişmesin, IMF reçetelerinin hedefi budur.” (Sf. 44)

Halbuki İsrail çay ve fındık ihracatçısı değildi; bu konu derdi de değildi!

Fındık ve çaydaki aşırı üretimi pazarlamak için çeşitli çareler düşünülebilirdi. Fakat iktisatçıların tartışması gereken “iktisadi” bir meseleyi, Erbakan “dış güçler”e bağlıyordu!

Taha Akyol

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26044806.asp

“EĞER GREVE GİDİP KENDİMİZİ ULUSLARARASI ARENADAN ÇEKERSEK KAYBOLAN İSRAİL OLUR”

Eğer greve gidip kendimizi uluslararası arenadan çekersek kaybolan İsrail olur. Hangi ülke bunu göze alabilir? Ülkeme uluslararası toplum tarafından yöneltilen eleştiri, diğer bütün ülkeleri üst üste koysanız bile muazzam; üstelik hak ettiğinden çok çok daha fazla...” dedi. Kaynar, “Bu durumda İsrail, ikinci kalite bir diplomatik hizmeti göze alabilir mi? Siyaset içerisinde, özellikle de Maliye Bakanlığı’nda bizim gözden çıkarılabileceğimizi, bir lüks olduğumuzu düşünenler var. Ancak biz olmadan İsrail de olmaz, şimdi buna bir fiyat biçin” diye ekledi.

Ohad Avidan Kaynar

http://dunya.milliyet.com.tr/-biz-olmadan-israil-de-olmaz-simdi/dunya/detay/1856758/default.htm

İSRAİL ORTADOĞU'DAKİ EN BATILI DEMOKRATİK YÖNETİME SAHİP ÜLKE

Bu haber bana, 'Gelin de Ortadoğu'da Gerçek Demokrasiyi Nedir, Görün' dedirtti. Bürokratların bu kadar hassas bir alanda görev yaptıkları halde sendikal haklarını bu kadar rahat kullanarak greve gitmeleri bizim için şaşırtıcı. Elbette bu nedenle de değil, birden fazla resmi dile sahip olması ve daha pek çok nedenlerle, İsrail Ortadoğu'daki en Batılı demokratik yönetime sahip ülke.

http://vivahiba.com/article/show/israil-disisleri-bakanliginin-kapisina-kilit-vurdu/

NİYET EDENLERİ UYARAYIM: ASLA SON DAKİKAYA BIRAKMAYIN, KONSERE YARIM SAAT ÖNCE GİDİN. ÇÜNKÜ NEVE ŞALOM ÜÇ KERE SALDIRIYA MARUZ KALMIŞ, BİRÇOK MUSEVİ'Yİ KURBAN VERMİŞ BİR SİNAGOG OLDUĞUNDAN, GİRİŞTE SIKI BİR GÜVENLİK VAR

Geçen akşam Şişhane'deki Neve Şalom (Barış Vahası) sinagogundaki konsere davetliydim: İtalyan La Scala Oda Orkestrası, Bach'ın Brandenburg konçertolarını seslendirdi.

Hem güzel bir konser dinlemek, hem de Neve Şalom'un nasıl bir yer olduğunu merak edenler hayıflanmasın:

Bach: Öncesi ve Sonrası adıyla Hakan Erdoğan'ın organize ettiği konserlerden üç tane daha yapılacak. (Tabii başka sanatçılar, başka eserler çalacak.)

Niyet edenleri uyarayım: Asla son dakikaya bırakmayın, konsere yarım saat önce gidin. Çünkü Neve Şalom üç kere saldırıya maruz kalmış, birçok Musevi'yi kurban vermiş bir sinagog olduğundan, girişte sıkı bir güvenlik var.

Sinagog ve güvenlik deyince... Haliyle akla Türkiye-İsrail ilişkileri geliyor. Hatırlayın: Başbakan Erdoğan, Davos'ta "One minute" çıkışını yaptığında...

İsrail'in güvenliğine çok önem veren ABD'den ciddi bir tepki gelmemişti. Çünkü İsrail'in biraz baskılanması o sırada Obama yönetiminin işine geliyordu.

Ancak İran anlaşmasından sonra şartlar değişti. ABD artık Doğu Akdeniz'den çıkarılan fosil yakıtların güvenliğini sağlamak üzere, Türkiye'nin, İsrail ile işbirliği yapmasını arzuluyor.

Bence Başbakan Erdoğan, ABD ile serinleyen ilişkileri ısıtmak için bu fırsatı değerlendirecektir.

Emre Aköz

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2014/03/20/neve-salom

GÜLE GÜLE BELLA

Çevresinde son derece sevgi dolu bir insan olarak tanınan Bella'nın ölümünü büyük bir üzüntüyle karşılayan komşuları, “Çok iyi bir insan, iyi bir dost ve komşuydu. Birkaç yıldan bu yana sağlık sorunları yaşıyordu, ama hepimiz iyileşeceğini umuyorduk. Edirne için bir önemi de, bu kentten hiç ayrılmayan, Kaleiçi'ndeki baba evinde yaşayan son Musevi oluşuydu. Bu açıdan bakınca Edirne için de çok önemli bir kayıp oldu. Gittiği yerde huzurla uyusun” diye konuştular.

Sahip olduğu tek yeğeni İstabul'da çalıştığı için, Bella Bemalku'yu rahatsızlığı sırasında komşuları ve arkadaşları yalnız bırakmadı. Eski komşularından Müşerref Gizerler, Hasene Cihan ve Neşe Ercan, son nefesini vermesinin ardından da dostlarına son görevini yaptı. Son anlarında yeğeni Livyo'nun da yanında bulunduğu Bella'nın cenazesi ambulansla İstanbul'a götürüldü. Cenaze, dün İsanbul'da Ulus Musevi Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Edirne'de sayıları 35 bini aşan ve hemen hemen hepsi de nesiller boyu Edirneli olan Museviler'in, daha sonraki yıllarda yarısından fazlası İstanbul'a göç etti. Bir kısmı da başta İsrail olmak üzere Amerika ve Kanada gibi ülkelere yerleşti.

http://www.hudutgazetesi.com/haber/17158/gule-gule-bella.html