Amerikan ordusunda Amiral rütbesine kadar yükselmiş ilk Yahudi olan 1812 ABD-Britanya savaşı gazisi ve büyük hayırsever Uriah Philips Levy, 26 Mart 1862 günü vefat etti.
Uriah P. Levy, 22 Nisan 1792’de Michael ve Rachel Philips Levy’nin dört çocuğundan üçüncüsü olarak Philadelphia, Pennsylvania’da dünyaya geldi. Baba tarafında büyükbabası olan Jonas Philips Amerika’daki çoğu Yahudi gibi Avrupa’dan göç etmiş ve İngilizlere karşı bağımsızlık savaşında görev almış birisiydi. Anne tarafının Amerika’daki kökleri ise çok daha eskilere dayanmaktaydı. Anne tarafından büyük büyük büyükbabası olan Dr. Samuel Riberio Nunez, 16.yüzyılın başında İspanya engizisyonundan kaçarak Amerika’ya gelen 42 kişilik ilk Sefarad grubun içindeydi.
Uriah Levy 10 yaşında evden kaçarak gemilerde kamarot olarak çalışmaya başladı. 13 yaşına geldiğinde ise Bar-Mitzva’sını yapabilmek için Philadelphia’daki evine geri döndü. 14’ünde tekrar gemilerde çımacı olarak çalışmaya başladı. Daha sonra seyir subayı olarak Amerikan donanmasına giren Levy, Akdeniz’deki Berberi savaşlarına katıldı. 21 yaşına geldiğinde, 1812’deki Amerikan-Britanya savaşına katıldı. Tarihi Argus gemisinde görev aldı. Büyük bir kahramanlıkla yirmi gemi batıran Argus daha sonra esir alındı. Kaptanını savaşta kaybeden Argus’un Levy de dahil bütün personeli esir alındı ve savaş bitene kadar tam on altı ay İngilizlerin elinde esir tutuldu. ABD’ye dönüşünün ardından ikinci subaylığa yükselen Levy, 1817’de teğmenliğe, 1837’de birinci subaylığa, 1844’de ise amirallikten bir önceki rütbe olan kaptanlığa yükseldi. Levy 1855 yılında bugünkü amiral rütbesi olan ve zamanında Amerikan donanmasındaki en yüksek rütbe olan komodor rütbesiyle onurlandırıldı ve Amerikan donanmasında bu rütbeyi alan ilk Yahudi oldu.
Uriah P. Levy kariyeri boyunca birçok ilki gerçekleştirirken aynı zamanda birçok da antisemit saldırıya maruz kaldı. Bazı olayları ufak tepkilerle geçiştirirken maalesef diğer olaylara müdahale ederken altı kez mahkemeye verildi, bir kez rütbesi düşürüldü, iki kez ise ordudan atıldı. Fakat verdiği mücadeleyle ordudaki itibarını ve rütbelerini geri almayı başardı.
İnsan haklarının büyük bir savunucusu olarak görevi sırasında, donanmadaki toplu cezalandırma uygulamasının kalkması için büyük bir mücadele verdi. Kongrenin de desteğini almayı başaran Levy, 1850 yılında çıkarılan bir kanunla donanmada toplu cezalandırmanın yasaklanmasını sağladı.
Din özgürlüğü konusundaki savunuculuğundan dolayı Thomas Jefferson’a büyük bir hayranlık duyan Levy, ölümünden sonra kızı tarafından maddi zorluklardan dolayı satılan Jefferson’ın 218 hektarlık Monticello adındaki çiftliğini sahibinden satın alarak yeniledi ve annesinin kullanımına verdi. Ölümünden sonra ise bıraktığı vasiyetle çiftliği Kongre’ye vermek istedi ancak Amerikan Kongresi süregelen iç savaş yüzünden bağışı kabul etmedi. Levy’nin varislerinden aynı zamanda kongre üyesi olan yeğeni Jefferson Monroe Levy, seneler süren uzun uğraşlardan sonra çiftliğin kontrolünü elde etmeyi başardı ve 1923 yılında çiftliği yenileyerek Thomas Jefferson Vakfı’na verdi. Amerikan tarihi için önemi olan, hatta 2 dolarlık banknotlarda resmi dahi bulunan Monticello çiftliğinin bugüne kadar gelebilmesinde büyük paya sahip Levy ailesinin bu konudaki katkısı dönemin antisemit ortamından dolayı uzun süre ön plana çıkartılmadı. Levy ailesine hakkettiği değer ancak 1980’lerden sonra verilemeye başlandı.
Yahudi kimliğini de unutmayan Uriah Levy, Washington DC’deki Yahudi cemaatinin ilk başkanı oldu. 1854’te ise New York’ta kurulan ‘Bnai Jeshurun’ eğitim enstitüsünün sponsoru oldu.
1860 yılına kadar Amerikan donanmadaki aktif görevini sürdüren Levy, bu tarihte emekliye ayrıldı. 26 Mart 1862 günü ise henüz 69 yaşında iken New York’ta hayatını kaybetti.