Bir Başarı Öyküsü: ALEF FUTBOL TURNUVASI

Kasım ayında start alan ALEF Komisyonu’nun düzenlediği Futbol Turnuvası, cemaat gençlerinin kış sezonunda biraz spor yapmasını hedeflemişti. Çok daha fazlasını yaptı…

Spor
17 Nisan 2014 Perşembe

Turnuva Organizatörlerinden Metin B., Albert B., Nesim M. ve aynı zamanda Maccabi Türkiye Futsal Komisyonu üyeleri olan Doğan H. ve Vedat L. bu başarı öyküsünü Şalom Spor Sayfası için kaleme aldılar…

 

YÜKSEK KATILIM ORANINI HEDEFLEYEN BİR TURNUVA

Avrupa yakasında gençlere yönelik futbol turnuvası hayali, 2013 yazının başında Ulus Musevi Lisesi’nde, Alef Futsal'ın doğum sancıları sırasında başladı. Alef Komisyonu’nun tam desteğini alan organizatör ekibi kısa sürede çalışmalara başladı.

Geçmiş yıllarda Anadolu yakasında ve Büyükada'da yapılan turnuvalar hakkında konuşuldu ve oralarda elde edilen başarıların üzerine daha ne katılarak Alef'e yakışır birinci sınıf bir turnuva düzenlenir konusu masaya yatırıldı.

Örnek olarak alınan Büyükada Anadolu Kulübü turnuvasının çok ciddi avantajları vardı. Adada, her yer yürüme mesafesiydi ve tüm maçlara katılım eşli-çocuklu oluyordu. Bu şekilde muhteşem bir atmosfer yaratılmıştı. Bu turnuvayı düzenleyenlerden öğrenilebilecek çok şey vardı. Onlarla toplantı yapıldı. Alınan kararlar şöyleydi:

* Organizasyon çok ciddi bir takvim ve kurallar bütünü üzerine inşa edilmeli, işleyiş açısından büyük aksaklık olmadığı sürece bu yapı esnetmeden uygulanmalıydı.

* Bir turnuva asla sadece futboldan ibaret değildi. Futbolun sosyalleşmek için araç olduğu vurgulandı ve sosyalleşilebilecek platformların en üst düzeyde geliştirilmesi kararlaştırıldı.

* Katılımcıların turnuvaya katılırken sosyalleşme duygularının yanında rekabet duygularını da iyice besleyen ve çok hassas oldukları adalet konusunun ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyordu.

 

İNTERNET SİTESİ OLAN BİR FUTBOL TURNUVASI

Bu temel hatlardan yola çıkarak, turnuvaya yönelik bir site hazırlandı. Sitede her şey vardı; takımların isimleri, oyuncuları, kendi logolarını oluşturup koyabilecekleri alanları, istatistiki bilgiler, puan durumları, kurallar, dedikodu köşeleri, turnuvadan haberler… Bunun yanında turnuvanın hedef kitlesi, özellikle kış aylarında, Facebook ve Twitter'i ciddi bir sosyalleşme mecrası olarak kullanıyordu. Burada da olmak gerekiyordu. Derhal bir grup kuruldu ve tüm katılımcı ve arkadaşları buraya yönlendirildi. Facebook ve site birbirinden ayrı olduklarında beraber oldukları kadar işe yaramazdı. Gençler, çift yönlü iletişim istiyorlardı. Onlara verilen içerik haricinde, kendi duygu ve düşüncelerini, resimlerini ve başka takımdan arkadaşlarına hazırladıkları şakalarını paylaşmak istiyorlardı.

 

ÖDÜLLER KİME VERİLECEK?

Hayat ve futbol denilen oyunda bizlere "hep kazanmak, en tepeye çıkmak" öğretilir ve özendirilir. Turnuvayı organizasyonunun en başında bile ilk sorulan soru "birinciye ne ödül vereceğiz, en iyisini verelim" olmuştu. Ancak hayatta çoğumuz çoğu zaman kazanamayız, bir süre kazansak bile eninde sonunda bizden daha beceriklisi, daha genci, daha kıvrağı gelip bizi oradan indirecektir.

Bu anlayışla, birinciye, ikinciye, gol kralına ve en centilmen olana ödüller konması gerektiğine karar verildi. Bütçe tahsis edilmiş olmasına rağmen, ekip bütçeyi kullanmadan bu işi becerme isteğindeydi. Hem iyi ödül hem de bütçeye el sürmemek, içinden çıkılması gereken bir bulmacaydı. 

 

OYUNLARDA ADALETİN SAĞLANMASI

Diğer yandan adalet duygusunu tatmin edebilmesinin tek yolu, çok detaylı düzenlenmiş kurallar, profesyonel bir hakem ve iyi bir masa yönetimiydi. Kalp atışı 170’i bulan 18-40 yaş arası gençlerin yönetimde olacak hataları, ancak bilgili deneyimli ve tarafsız birinin yönetimine inandıkları takdirde tolere edebileceğini biliniyordu.

Piyasaya çıkıp hakem arandığında, ödüllerin yanında ciddi bir bütçenin de yönetim için gerektiğini fark edildi. Turnuvanın başından sonuna iki hakem istenmesine rağmen bütçeyi sarsmamak için bazı kararlar alındı. Turnuvanın ilk bölümü olan ligleri tek hakemle, sonrasındaki elemeli turları iki hakemle yönetmek kararlaştırıldı. Kurallar, hakemle de bir araya gelerek muhteşem bir örgü içinde oluşturuldu. Amaç, rekabeti bozmadan ama kimsenin de sakatlanmayacağı, temiz ve ahlaklı bir futbolu özendirmekti. Bu kurallara sonradan çok ufak eklemeler yapıldı ama oluşan ilk yapı katılanların da farklı kurallara adapte olmasının ardından çalıştı.

 

KAÇ TAKIM KATILACAKTI?

Sıra gelmişti, turnuvaya takım bulmaya. Bu konu sandığımızdan da hızlı ve kolay, hatta beklentilerimiz aşar şekilde halloldu. Organizasyon ekibi Türk Maccabi futsalının kalbini tutan bir ekipti. İki veya en fazla üç hafta içinde 20 takım, 170’e yakın oyuncu oluştu. Bu kışın, bitmek bilmeyecek bu turnuva ile geçeceği belli olmuştu.

 

OKUL YÖNETİMİNİN ÇABALARI, WHATSSAPP’TA TAKTİK PLANLARI VE TAKIM SELFİE’LERİ

Okul yönetimi sahayı olağanüstü bir hızla yenileyip, muhteşem bir halde hazırlayıp bu gençliğin kullanımına sundu. Turnuva saha hazır olur olmaz 12 Kasım'da başladı. Her takım kendine bir arma yapmış ve tek bir örnek formalarını sırtlarına geçirip gelmişti. Her takımın bir whatsapp grubu kurduğu, işi gücü bırakıp bütün gün oradan taktik çalıştıkları, diğer takımların zayıf yanlarını sıraladıkları duyuluyordu. Bazı takımlar kendi twitter hesaplarını açmışlar, rakip takımlara sosyal medya üzerinden orantısız zeka ürünü baskı uygulayacak içerikler üretiyorlardı. Kazanılan maçların ardından takım selfie’leri ortalığa düşüyordu. 

 

TURNUVANIN İLK GÜNLERİ

Büyük gün geldi çattı.  Yavaş yavaş takımlar sahaya gelmeye başladı. Hepsinde bir soru işareti vardı. Kurallar, sekmeyen 4 numara futsal topu, minyatür kale vs. Turnuvaya katılanların bazılarının birbirini tanıması bir avantajdı. Gerek yönetim, gerek hakemler acısından gerekse de oynayan takımlar açısından ilk maçlar önemliydi. Heyecan herkesin gözlerinden okunuyordu. Hakemler, gelen herkesle ilgilenip turnuva hakkında son hatırlatmaları yapıyorlardı. Muhteşem bir başlangıç oldu.

Gün geçtikçe, her maç öncesi heyecan yerini mutlu bir strese ve her hafta "Acaba bu hafta maçlarda ne olacak" sorularına bırakmıştı. Her hafta mücadeleli, zor maçlarla geçen günler yenilen takımların bile keyfini kaçırmıyordu. Önemli olan eğlenmek ve beraber olmaktı ve sanki herkes bunun farkındaydı. Turnuvanın amacını herkes kavramıştı. Günler yerini, aylara bırakmaya başladı. Turnuva büyük bir keyif ve heyecanla devam etti. Katılımcıların birbirine alışma dönemi bitmiş, kaynaşmışlardı. Her geçen gün; selamlar el sıkmaya, el sıkmalar sarılmaya dönüştü. Sıcak bir aile ortamında aylar geçtikçe, turnuvaya katılanlar hafta sonu muhabbetlerinde, iş ve aile ortamlarında bu turnuvayı konuşur hale geldi.

Yaşları 18-40 arasında değişen katılımcılar turnuvaya günlük stresleri unutacağı, dertleşeceği ve görüşemediği arkadaşlarıyla hasret giderebileceği bir hafta arası faaliyeti olarak bakmaya başladı. Sonunda final gecesi geldi çattı. Gözlerdeki heyecan ilk günden farklı olarak biraz da hüzünlüydü. Şampiyonluk önemliydi ama daha önemlisi muhabbetimiz bir süreliğine dışarıda devam edecekti. Yeni gündem; bir sonraki turnuvanın ne zaman başlayacağıydı. Koskoca beş ay geride kalmış, turnuva bitmiş ama hayatın sıkıntıları içinde bir kenetlenme sağlamıştı. Ne diyelim turnuva bahane dostluk şahane…

 

 

TURNUVADAN BAZI İSTATİSTİKLER

- Turnuva, 12 Kasım 2013’te başladı ve 10 Nisan 2014’te tamamlandı; 149 gün sürdü. 
- Kura ile oluşturulan gruplarda, ilahi kudret tüm finalist takımları aynı gruba topladı, A-grubunu ilk dörtte tamamlayan takımlar turnuvanın son dördü oldu.
- Değişen oyuncularla birlikte 170 kişi katıldı.
- Toplamda 115 maç oynandı.
- Çeyrek finaller dahil 601 gol atıldı.
- Gol krallığı yarışı 21 gol ile kazanıldı.
- 136 sarı, 17 kırmızı kart çıktı. 
- Uzatmalarla beraber 4640 dakika futbol oynandı. 

KATILIMCILARDAN MESAJLAR

Çoğunluğu tatlı, birçok hatıra ile 149 gün 10 Nisan'da yaklaşık 90 kişinin izlediği, 16 futbolcunun oynadığı muhteşem bir finalle son buldu. Turnuva biterken organize edenleri en çok memnun eden, sosyal medyadan yağan mesajlardı. Hepsindeki ortak düşünce şuydu: Uzun zamandır görmediğimiz arkadaşlarımızı gördük, yeni arkadaşlar edindik:

 

FC.VRACCERS: “Birçok samimiyet kurduk, heyecanlandık, güldük, sinirlendik, üzüldük ve en önemlisi bu duyguların hepsini beraber yaşadık.

Bu sene hayatımıza en çok heyecan katan organizasyonu, başta düzenleyenlere sonra katılımlarıyla bu organizasyona renk katan tüm takımlara çok teşekkür ediyoruz.”

 

BOZBAYKUŞLAR: “Öncelikle değerli zamanlarınızı ayırıp bu kadar adamı ve takımı bir araya getirmeyi başardığınız için Bozbaykuşlar olarak teşekkür ederiz. Takım olarak rekabet ve heyecan dolu zaman geçirdik. Turnuvanın yaş ortalaması en yüksek takımlarından biriydik, gücümüzün yettiğince mücadele ettik ve çok keyif aldık. Umarız önümüzdeki senede katılma fırsatımız olur. Herhangi birilerinin kalbini kırdıysak affola diyoruz.”

 

UNDERDOG: “Underdog olarak birbirini tanımayanların tanışmasını, tanıyanların samimiyetini arttırmasını, heyecanlanmasını, spor yapmayanların spor yapmasını ve en önemlisi eğlenmesini, bu kadar güzel organize edilmiş bir turnuvayla sağlayan, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz.”

(Editörün Notu: Turnuvanın şampiyonu Underdog oldu)

 

LES VETERANS: “Uzun zamandır görmediğimiz onlarca insani gördük bu turnuva sayesinde. Başarılı olamadık… Zaten bizden pek beklenmiyordu… Fakat çok keyif aldık”

 

ÇARLİ’NİN MELEKLERİ: “Çarli’nin Melekleri olarak katıldığımız onca turnuvanın arasında şampiyonluğu Alef Futbol Turnuvası’na gönül rahatlığıyla veriyoruz. İyi organize olmuş bir turnuva olmasının yanı sıra bizleri keyifle bir araya getirmiş olması da ayrı bir güzellik oldu… Umuyorum ki bu turnuva geleneksel bir hal alır, her geçen sene üstüne bir şeyler koyarak bu keyfi yaşatmaya devam eder.”

 

HELLAS: “Şanlı Hellas’ımız 0-0 biten maçın uzatma devrelerinde Underdog'a 2-0 yenilerek turnuvaya veda etti. Turnuvada emeği geçen ve parçası olan herkese teşekkür ederiz. Biz çok keyif aldık. Şakalarımızla kırdıklarımız olduysa affola, renk katmaya çalıştık.”