Modern Siyonizm hareketinin kurucularından kabul edilen Theodor Herzl 2 Mayıs 1860 tarihinde Pest şehrinde doğdu
Asıl adı Benjamin Ze’ev Herzl olan Theodor, aslında Sırp Yahudi’si olup Budapeşte’de yaşayan ve evde Almanca konuşan asimile olmuş Yahudi bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Herzl küçük yaşlardan itibaren şiire ve yazmaya ilgi duydu. Bu ilgi ileriki yaşlarda onun başarılı bir gazeteci olmasını sağlayacaktı. Herzl ailesi, ablası Pauline’in 1878’deki ölümünün ardından Viyana’ya taşındı. Burada hukuk eğitimi alan Theodor, eğitimini bitirdikten sonra kendini gazeteciliğe ve edebiyata adadı. Viyana kökenli bir gazete olan Neue Freie Presse gazetesinin Paris temsilcisi olarak çalışmaya başladı. Bu görevi sırasında ara sıra Londra’ya ve İstanbul’a da seyahatler düzenledi.
Bazı tarihçiler bugün bunun doğruluğunu sorgulasa da, genel kanıya göre Herzl’in dünya görüşünü değiştiren olay Paris’teki temsilciliği sırasında gazetesi için Dreyfus davasını takip etmesi oldu. Kendini ateist olarak tanımlayan Herzl, 19. yüzyıl sonlarında Avrupa’da bulunan birçok Yahudi aydın gibi, antisemitizmi engellemenin yolunun Yahudilerin yaşadıkları toplumla entegre olması ve hatta asimile olması olduğuna inanıyordu. Ancak Herzl davadan ve yapılan haksızlıkları gördükten sonra, antisemitizmin tedavi edilemeyecek bir hastalık olduğuna ve bu hastalığın tedavi edilmesi yerine önlenmesi gerektiğine, bunun yolunun da, Yahudilerin kendi devletlerinin olması gerektiğine karar verdi.
Bu düşüncesiyle 1895 yılında ‘Der Judenstaat’ (Yahudi Devleti) kitabını yazdı. Kitap yayınlanır yayınlanmaz hem Yahudiler, hem de Yahudi olmayanlar tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Zaten bu fikri savunan ‘Hovevei Zion’ gibi kuruluşlar ortak hareket etmeyi teklif ederken, Yahudilerin bulundukları ülkelerle entegrasyonunu savunan kuruluşlar ise kitabı kendi çabalarını engelleyici bularak protesto ettiler. 10 Mart 1896’da Paris’teki İngiliz konsolosluğunda görevli bir din adamıyla görüşen Herzl ona, Yahudilerin kendisine ve söylediklerine inanması için kendisinin mutlaka yetkili devlet adamlarıyla kamuoyu önünde görüşmesi gerektiğini belirtti. Bu görüşmeden sonraki aylarda Herzl devamlı hükümdarlar ve devlet adamlarıyla görüşmeler ayarlamaya çalıştı. Mayıs 1896’da Almanya İmparatoru Wilhelm ile görüşen ve desteğinin almayı başaran Herzl, Haziran 1896’da da 2.Abdülhamit ile görüşmek için İstanbul’a geldi. 2.Abdülhamit’in huzuruna çıkamayan Herzl ancak vezir-i azam ile görüşebildi ve kendisine Yahudilerin Osmanlı Devleti’nin borçlarını ödemeleri karşılığında kendilerine Filistin’de Osmanlı’ya bağlı Yahudilerin kendilerinin yönettiği bir toprak verilmesi teklifinde bulundu. Herzl’i ancak beş yıl sonra, Mayıs 1901’de huzuruna kabul edecek olan Abdülhamit ise bu teklifi reddedecekti. Hâlbuki Abdülhamit teklifi kabul etse, Osmanlı’nın mali durumu da farklı olacaktı, Ortadoğu ve Balkanlar’daki güç dengeleri de. Hatta teklifin tarihi düşünüldüğünde Osmanlı’nın anayurdu olarak gördüğü Balkanları kaybetmeme şansı bile olabilecekti.
İstanbul’da Mecidiye nişanı takılan Herzl, dönüşünde Londra’yı ziyaret etti. Daha önce ona soğuk davranan İngiliz Yahudileri ve Albay Albert Goldsmid, İstanbul ziyareti sonrası ona destek vermeye başladılar. Temmuz 1896’da Londra’da binlerce kişinin önünde bir konuşma yapan Herzl, altı ay gibi kısa bir zamanda dünyada hızla büyüyen Siyonist hareketin lideri olmayı başardı.
1897’de ciddi miktarda para harcayarak Viyana’da ‘Die Welt’ gazetesini kuran Herzl, Basel’de de 1. Siyonist Kongreyi ayarladı ve başkanı oldu. 1904’teki ölümüne kadar da bu görevi sürdürdü. Herzl, Alman imparatoru Wilhelm ile daima yakın ilişkiler içerisinde olmasının yanı sıra bütün büyük devletlerin hükümdarları ve yöneticilerine yakın durarak, onları birbirlerine karşı koz olarak kullanmaktan kaçınmadı. Arada bir St. Petersburg’da Rus Çarı ile görüşerek İngilizlere karşı daha güçlü bir konuma gelmeyi planladı bunu da başardı.
Theodor Herzl, 3 Temmuz 1904’te genç yaşında kalp rahatsızlığından dolayı hayatını kaybetti. Cenazesinin basit olmasını istemesine rağmen bu gerçekleştirilemedi. Cenazesine binlerce kişi katıldı. Kendinin de istediği gibi Yahudi halkı cenazesini İsrail’e getirene kadar Viyana’da babasının yanında gömülü kalan Herzl, 1949’da Kudüs’teki Mount Herzl Mezarlığı’na gömüldü.