139 yıl sonra yeniden: BERGAMA SİNAGOGU KAPILARINI AÇTI

İzmir’in Bergama Belediyesi’nde yer alan Yabets Sinagogu, yapılan restorasyonun sonrasında 139 yıl sonra, 11 Mayıs Pazar günü düzenlenen bir törenle yeniden kapılarını açtı

Toplum
14 Mayıs 2014 Çarşamba

Turabey Mahallesi’nde yer alan 1875 yapımı Yabets Sinagogu, 2010 yılında Bergama Belediyesince İl Özel İdaresinden katkı payı alınarak başlanan restorasyonunun ardından Pazar günü düzenlenen törenle yeniden kapılarını açtı.

İsrail’in Ankara eski Büyükelçisi, Bergama doğumlu Gaby Levy, İsrail İstanbul Konsolosu Moshe Kamhi, Hahambaşı Rav İsak Haleva, İzmir Yahudi Cemaati Başkanı Sami Azar, geçmiş dönem Başkanı Jak Kaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Muzaffer Tunçağ, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç törende hazır bulunurken, birçok İzmirli ve Bergamalı vatandaş da sinagogun açılışında yer aldı.

 

Törenin açılış konuşmasını Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç yaptı. “Burası tam 139 yıl sonra yeniden yaşama döndürülüyor” diyen Gönenç şu anda Bergama’da yaşayan hiç Yahudi olmamasına rağmen sinagogun restorasyonunu yapmaktan mutlu olduklarını şu sözlerle anlattı: “Şu an Bergama’da yaşayan Musevi vatandaşı yok ama onların derin hatıraları hâlâ yaşıyor. Bergama Belediyesi olarak bu restorasyon çalışmasını yaparken bu kentte yaşayan bu kentin suyunu içen, bu kentin havasını koklayan tüm Yahudi cemaatinin anısına bu çalışmayı gerçekleştirdik. Tüm Musevi kardeşlerimizi Bergama’ya davet ediyorum.”

İzmir Yahudi Cemaati Başkanı Sami Azar, “Bugün burada Bergama’da olmaktan son derece mutluyum. Tabiat buraya çok cömert davranmış; her taraf yeşillik, sular, evler her taraf tarih kokuyor. Yahudi Cemaati hep Bergama’daydı. 1899 yılında Yahudi sayısı 495 kişi, 1927 sayımında 173 kişi, 1940 sayımında 20 aile, 1960 sayımında hepsi pazarcılık yapan altı aile… Bugün de maalesef Yahudi nüfus yaşamamaktadır ama bundan böyle Yahudiler bu sinagog sayesinde atalarımızın uzun süre yaşadığı bu ilçeyi görmeye gelecekler,” dedi.

İsrail Ankara eski Büyükelçisi, Bergama doğumlu olan Gaby Levy ise Türkiye doğumlu olmasına rağmen Türkçe konuşamamaktan mahcup olduğunu belirttiği konuşmasında, “Doğumumdan sonra İsrail’e gittik ve daha sonra hiç Türkiye’ye gelmemiştik. O zaman hayatta olan babama şunu söyledim, birlikte Türkiye’ye gidip doğduğumuz yerleri görelim ve Bergama’ya geldim. Şu an açılışını yaptığımız sinagogun dış penceresinden içerisi görülmüyordu. O kadar kötüydü ki, anlatamam ve bunu beni son derece üzmüştü. İsrail’in Ankara Büyükelçisi görevine geldiğimde Bergama’ya tekrar geldim ve acaba bu sinagog için bir şey yapılabilir mi, diye düşünüp kendi görevim olarak algılamıştım. Şanslıymışım, çünkü burada bu konuda işbirliğine hazır olan ve bu projeyi paylaşmakta azimli olan bir belediye başkanı ile tanıştım. Dört yıl büyükelçilik görevinde bulundum, görev süresinde doruk sayılabilecek noktalara ulaştım. Ancak bu dört yıl içerisinde hem siyasi anlamda, hem kişisel anlamda an fazla tatmin olduğum gün bugündür; hayırlı, uğurlu olsun. Ailemin burada olmasını çok isterdim ama eminim ki bulundukları alemde bizleri izliyorlardır,” dedi.

İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi törende, “UNESCO Dünya Mirası Listesi” adayı Bergama’nın, bu listeye girebilmesi, ayrıca İsrailli turistlerin ilçeyi ziyaret etmesi için elinden geleni yapacağını belirtti.

Yabets Sinagogu’nun açılış töreninde çok duygulandığını belirten ve görüşlerini Şalom ile paylaşan Hahambaşı Rav İsak Haleva da, “Böyle güzel tablolara bugünlerde çok ihtiyacımız var,” dedi. Tarih boyunca Yahudilerin Anadolu’nun birçok yerinde yaşadığını ve buralarda çok değerli mabetler bıraktıklarını belirten Rav Haleva, bu kutsal yerlerinin korunabilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Açılış töreninde bir konuşma yapan Hahambaşı Rav Haleva şu ifadelere yer verdi:

“Bir din adamı olarak, Ege’nin bu güzel yerleşim merkezinde bir zamanlar ömür sürmüş dindaşlarımın Yüce tanrıya yakardıkları ibadethanenin restore edilmesi elbette beni memnun eder ama bundan daha önemli ve öncelikli olarak; bence ulusal kültür mirasımızın en belirgin kalıtlarından biri olan bu sinagogun restore edilmesi için girişiminde bulunan değerli Bergamalıların kadir kıymet bilirliğidir beni mutlu eden. Dahası; değişik çağlarda, değişik kültürlerin kaynaştığı ülkemiz coğrafyasının bu alandaki değeri ortadadır. Yaşadığımız toprakların bu konudaki en büyük açık hava müzelerinden biri olması, Dünyamız Kültür Mirasının yeniden değerlendirilmesi ve korunması bakımından çok önemli bir yere sahiptir, bu durum ülkemiz ve halkımız adına beni ziyadesiyle memnun etmektedir.”