Ocak 2014’te İzmir Musevi Cemaati Vakfı Başkanı olan Sami Azar, sayıca azalmakta olan cemaatte birçok alanda değişimin yaşandığı, birçok yeni atılımın yapıldığı bir dönemde göreve geldi.
Sarit Bonfil/İzmir
Tohumları bir önceki Başkan Jak Kaya’nın çalışma döneminde atılan projeleri hayata geçirmek ve yenilerini geliştirmek şimdiki başkan ve ekibinin başlıca hedefleri. Cemaatte uzun yıllar çalışmasının deneyimi, genel kültürü ve yapıcı kişiliğiyle İzmir’e taze bir soluk getirmek için kolları sıvayan Sami Azar’la bugünkü gelişmeler ve gerçekleştirmek istediği projelerle ilgili sohbet ettik
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
1949 İzmir doğumluyum. İzmir Özel Türk Koleji’nden mezun olduktan sonra şimdi Boğaziçi Üniversitesi olarak bilinen Robert Kolej’de Kimya Mühendisliği bölümünü bitirdim. Ardından ABD’de yine kimya mühendisliği Master derecesini tamamlayıp Türkiye’ye döndüm. 1975’te Stella Abuaf’la evlendim. Biri İstanbul’da, diğeri New York’ta yaşayan çocuklarımız Yomi ve Tina’dan üç torunumuz var.
Cemaatimiz dernek ve yönetim kurullarında sizi başkanlığa hazırlayan ne gibi görevleriniz, deneyimleriniz oldu?
Doğruyu söylemek gerekirse, cemaatimizin konuları ile pek ilgili ve bilgili değildim. Ailem geleneksel Yahudiliğin dışında olan, Kipur, Roş Aşana ve Pesah’tan başka dini günlerin, bayramların bilincinde olduğunu gösteren, bunları takip eden bir aile değildi. 1980 darbesinden sonra derneklerin tekrar açılmasına müsaade ettikleri 1982 senesinde zamanın Cemaat Başkanı Jozef Özel, Kültür Derneği’nin (Liga) yeniden açılacağını, bir başkana ihtiyaçları olduğunu, beni düşündüklerini, “hayır”ın bir cevap olmadığını ve göreve başladığımı bana tebliğ etti! Acaba şimdi de görevleri böyle mi vermek gerekir diye düşünürüm bazen.
Liga başkanlığımdan sonra cemaat konularına ilgim arttı. Ciddi bir görev almam ise Hastane Yönetim Kurulu’na, peşinden de Cemaat Yönetim Kurulu’na seçilmemle başladı. Hastanedeki görevim Türkiye’de kanunların, uygulamaların sürekli değiştiği, sıkıntılı, sancılı bir döneme rastladı. Sonunda hastane ruhsatı satılarak ve hastane binaları kiralanarak dar boğazdan çıkıldı. Bu son dönemde bize öncülük eden Başkanımız Jak Kaya ve yönetim kurulundan, özellikle de Avram Sevinti’den övgüyle bahsetmeden geçemeyeceğim.
Yeni yönetim kurulu olarak ajandanızı oluştururken hangi konulara öncelik verdiniz? Sizce öncelikle geliştirilmesi gereken alanlar hangileri?
Gerek bizden önceki yönetim kurullarının gerekse bizim programlarımızdaki birinci ve en önemli konu cemaatimizdeki Yahudilik bilincinin korunması, geliştirilmesi ve bu sayede cemaatimizin varlığını devam ettirmektir. Vakfımızın yönetim kurulu yeni arkadaşlardan oluşmuyor, hepimiz eski yönetimde de görevliydik. Bildiğiniz gibi cemaat vakıflarının seçimleri yaklaşık bir buçuk seneye yakın bir zamandır durduruldu. Öncelikle Yönetim Kurulu üyeleri arasındaki iletişimi kurmaya, her konunun her üyeye ulaştırılmasına, fikrinin alınmasına dayanan bir e-posta sistemi kurduk. Yönetim kurulumuzun her üyesine görevler vererek bunlar hakkında hepimize bilgi aktarılmasını istiyoruz. Böylece her birimiz kendimiz çözmüş olmasak bile konu hakkında temel bilgilere sahip olabilecek ve sorulara cevap verebileceğiz. Yine 15 günde bir YK toplantılarımıza devam ediyoruz. Bir de sağlıklı, belki de profesyonel bir sekretarya oluşturmaya çalışacağız. Cemaatimizle de, tüm kurum yöneticilerimizle birlikte 2-3 ayda bir bilgilendirme, sohbet toplantıları yapmayı planlıyoruz. Kurumlarımızın hepsi ile dirsek teması halindeyiz. Sürekli toplantılarla ihtiyaçlarının tespiti ve giderilmesi konusunda çalışmalarımız var. Bütün bu söylediklerimi toparlarsak esasında sorunuzun tek bir cevabı var: İLETİŞİM. Cemaatimiz üyelerinin kısa zamanda ve sağlıklı bir şekilde cemaat haberlerini öğrenmesi ve istedikleri anda yönetim kurulu üyelerine ulaşabilmeleri lazım.
İzmir Sefarad Kültür Mirası Derneği YK üyesi olduğunuzdan Kemeraltı’ndaki tarihi sinagogların dünya turizmine kazandırılması konusuyla yakından ilgilisiniz. Son gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?
Evet, birkaç sene önce kurulmuş olan bu derneğin en başından itibaren YK içinde yer almıştım ve geçtiğimiz sene de YK Başkanlığına seçildim.
Kiryati Vakfı’nın destekleri ile iki yerden fon temin ettik. Bunların biri ile Parohet Projemizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu proje elimizdeki eskiden kalma Parohetler ve Tora örtüleri gibi değerli kültür varlıklarını korumak, restore etmek ve resimleyerek kataloglamaktan oluşuyor. Dört senelik bir proje bu. İlk iki senesini tamamladık. Finlandiya Helsinki Üniversitesi Tekstil Koruma bölümünden gelen Prof. Ana Hakari ilk çalışmayı gerçekleştirdi. Bu arada Ekonomi Üniversitesi’nden de destek aldığımızı söylemem gerekir.
İkinci fonumuz ise Etz Hayim Sinagogu ile ilgili. İlk etapta Anıtlar Kurulu’ndan aldığımız basit onarım izni ile gerekli destekleri ve onarımları tamamlayarak sinagogun yıkılmasını ve yok olmasını önlüyoruz. Sonra sırada kapsamlı restorasyon için projenin tamamlanması ve izninin alınması var. Bu dernekte en baştan beri sürekli desteği olan Dita Kiryati ile Nesim Bencoya’nın isimlerini anmadan geçmemeliyiz.
Bu ayın sonlarına doğru vakfımız ve Sefarad Derneği’nin müştereken organize etmeye çalıştığı çok önemli bir konferans düzenleyeceğiz. Buraya Judaica uzmanları, yerel yöneticiler, Kültür Bakanlığı yetkilileri, üniversiteden akademisyenler ve tabii konuyla ilgili cemaatimizin üyeleri de davet edilerek kendimize bir İzmir Yahudi Mirası Vizyonu, bir yol haritası oluşturmaya çalışacağız.
Sinagogları turistlere açmak için yeni bir girişimde bulunduğunuzu biliyoruz. Bundan biraz bahseder misiniz?
Vakıf olarak GPC Turizm ünvanlı bir şirketle sinagoglarımızı turistlere açma konusunda bir sözleşme yaptık. Bu konu ile ilgili olarak Kiryati Vakfı, İzmir Rehberler Odası ve GPC Turizmin sponsorluğunda iki günlük bir eğitim semineri tertipledik. Sara Pardo’nun da bize çok destek verdiği bu seminer İsrail’den gelen bir uzman yönetiminde konferanslar ve gezilerden oluşuyordu.
Yaşlı nüfus oranının arttığı İzmir cemaatinde 70 yaş üstü kişileri kapsayan ‘evde bakım’ uygulamasıyla ilgili görüşleriniz neler?
Göreve geldiğinden beri Karataş Hastanesi İdare Derneği Yönetim Kurulu, başkanları David Enriquez’in tutarlı, istikrarlı, teslim olmayan, yaratıcı, çalışkan tutumuyla inanılmaz başarılara imza attı. Ayrıca bu tamamen bir ekip işi. Hem tüm yönetim kurulunu hem de sağlık gönüllülerini tekrar tekrar kutluyorum.
Yaşlılarımızın nerede olurlarsa olsunlar yardımlarına hemen koşulabilecek bir sistem yarattılar. Bu arada altını çizmek istediğim bir diğer konu da Hastane Derneği’nin başlattığı nüfus sayımı sırasında 70 yaş üstü büyüklerimizin sayısının yüksekliği. Yaşlanmakta ve küçülmekte olan bir toplumuz. Dolayısı ile kurumlarımızda, derneklerimizde ve vakfımızın yönetiminde daha çok çalışana, daha çok gönüllüye, cemaatimizi ayakta tutacak kardeşlerimize ihtiyacımız var.
Çok zengin bir kitaplığınız olduğu biliniyor. İlgi alanınız hangi konular?
Kitap virüsünü kaptınız mı bir kez, bir daha kurtuluşu yoktur. Genellikle tarih kitapları, dünya savaşları, Yahudilik ve Holokost üzerine kitaplara düşkünüm.
Görevinizin bu aşamasında İzmir cemaat üyelerine iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Öncelikle bir durum tespiti yapmamız lazım. Cemaatimiz maalesef, giderek küçülen, yaşlanan bir toplum. Böyle toplumların başına bela olan maddi olanakların azalması, asimilasyon gibi sorunlardan kaçınmak mümkün değil. Burada tek çözüm bir yumruk gibi birleşmek, dayanışmayı sağlamak, omuz omuza yürümek, katılımcı ve özverili bir ruha sahip olmaktır. Tüm kurumlarımızda gönüllü çalışanların sayısı malum. Bu sayının artması en büyük dileğim ve hayalimdir. Kendi mirasımıza, maddi ve manevi, mutlaka sahip çıkmalıyız. Cemaatimizin isteyen her üyesinin ilgilenebileceği, çalışabileceği çeşitli konular var.
DETAYLI BİR ANKETLE TOPLUMUMUZUN PROFİLİNİ ÇIKARMA ÇALIŞMALARI YAPTIĞINIZI GÖRÜYORUZ. BU ANKET SONUÇLARINDAN NE ŞEKİLDE YARARLANMAYI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Öncelikle bir bilgisayar programı hazırladık. Bu programda yıllık yaşlanma otomatik olarak gerçekleşecek. Örneğin, falan yaştakiler, bekârlar gibi. Bunun hazırlanmasında Binyamin Hazan ve David Enriquez’in emekleri var. Üyelerimizden vermelerini istediğimiz bilgiler arasında öncelikle yaşları ve medeni durumları yanı sıra eğitimleri, meslekleri, iletişim bilgileri, sağlık güvenceleri olup olmadığı ve hatta kan gurupları bile var.