Dünyadaki Merkez Bankalarının son 15 yılda arttırdığı likiditenin (para arzının), özellikle 2008 sonrasında ivmelenerek devam etmesi ile piyasalarda oluşturduğu likidite (balonu) tuzağı etkisinin, ekonomiler üzerinde yarattığı erozyonların önümüzdeki yıllarda finans ve ticaret başlıkları üzerindeki baskıları daha da artacak. Her krizde ve tüm dünyada olduğu gibi, KOBİ’ler kaçınılmaz olarak bu genel trendlerden en çok etkilenen segment oluyor
Likidite bollaşırken ve kendisine güvenli adresler ya da yüksek getirili arbitraj imkânı yaratan piyasalar ararken, artan likiditenin aksine, ekonominin genelinden ticaret seviyesine indiğimizde, kredi mekanizması ile bu likiditenin üretime yönlenmeyerek borsa ve kaldıraçlı ürünlere yönelmeye devam ettiği gözlemleniyor. Bu nedenle finansman ihtiyacı içindeki işletmeler özelinde çalışma sermayesinin finansmanı halen büyük önem arz ediyor. Her krizde ve tüm dünyada olduğu gibi, KOBİ’ler kaçınılmaz olarak bu genel trendlerden en çok etkilenen segment oluyor.
(KOBİ’lerde) Nakit Yönetimi; Bilanço Aktif – Pasif Yönetimi ve Risk Yönetimi başlıkları ile ayrılmaz bir bütünü oluşturuyor. Ticari alacak ve borçlar arasındaki vade farkları ile döviz kompozisyonlarının, doğru finansal ürünlerle yönetilmesi gerekli. Vadeli bir döviz alacağında, parite ve kur riskinin gözardı edilmesi, ulusal para biriminden yapılacak farklı vadedeki bir tedarikçi ödemesinin riske edilmesi demektir. Oysa, spotta (anlık) işlem yaparak uygun seviyeden döviz almak veya vadeli doğru türev ürün kullanımı (Forward, opsiyon) ile geleceğe yönelik kurdan sözleşme yapmak risklerin yönetimi ve dengelenmesinde bir alternatif. Factoring, leasing, forward gibi finansal ürünler aynı şekilde sistematik risklerin yönetimini şirketler adına kolaylaştıracak belli başlıklar arasında. Yani, vadeli bir TL alacağı bugüne iskontolayarak tahsili öne almak ve spotta uygun fiyatla işlem yapmak bir fon/finans yöneticisinin kullanabileceği diğer bir alternatif.
Peki, terminolojileri biraz açarsak nedir bu nakit yönetimi?
Çalışma Sermayesi Yönetimi, bir işletmenin temel faaliyetlerini icra etmek için ihtiyaç duyduğu parasal değerlerdir. İşletme Sermayesi ise, bir işletmenin günlük ve kısa vadeli likidite yönetimi için ihtiyaç duyduğu paradır. Bilanço üzerinden bakıldığında dönen değerler yani kasa, banka, menkul kıymetler ve stoklar ile pasif taraftaki kısa vadeli borçlar kalemi arasındaki farka denir. Farklı şekillerde hesaplamak mümkündür, bunlardan birisi de işletmenin hammadde temininden üretim sonrası stok ve satış sonrası tahsilât süresine kadar geçen süre karşılığında yaptığı harcama ve giderler için ihtiyaç duyduğu finansman miktarının bulunmasıdır.
Bu temel finansman süreçleri içerisinde firmanın alacak ve ödemeler başlıklarının yönetimine verilen isimdir Nakit Yönetimi. Bunların optimum denge içerisinde yürütülmesi işlemine de Likidite Yönetimi denir.
Likidite ve nakit yönetiminde optimum dengeyi tutturabilmek için, bilginin zamanında ve doğru bir şekilde işlenebilmesi gerekmektedir. Bilgi geçen yüzyılda önemliydi, ancak günümüz dijital çağında artık sadece bilgi değil, onu hızlı ve doğru analiz edebilmek çok önemli. Üretim miktarını ve malın fiyatını artık eskisinden daha çok müşteriler belirliyor. CRM (Müşteri İlişki Yönetim) Sistemleri işletmeler için en az muhasebe ve finans sistemleri kadar önem arz ediyor. Müşteri sesini dinlemek artık sadece bir pazarlama fonksiyonu değil, çalışma sermayesi ihtiyacını doğru belirlemek, likidite ve nakit yönetimini daha etkin yönetebilmek için gerekiyor.
Örnek olarak; kahve makinesi ithal eden bir KOBİ için, sadece döviz kuru ve akreditif vadesi ile bankaya ödediği komisyon değil, başta gençler ve beyaz yakalılar olmak üzere, ülkede kahve tüketen müşteri segmentlerinin davranış, gelir (değer) ve ihtiyaçları da kritik hale gelmeye başlıyor. Hatta sosyal medya ve paylaşım ortamlarında, nihai tüketicilerin gruplarına dâhil olmak rekabette önemli bir farklılık ve farkındalık sağlıyor. Bu noktada, akreditif ve yükleme vadesini nakit akışına dâhil eden, bayi ve müşterilerinden ticari alacaklarını belli bir vade ile takip eden işletmelerin net işletme sermayesini hesaplaması mümkün gibi görünürken, dünya kahve üretim miktarından ve oluşan fiyatlardan haberdar olmamak, iç piyasa talebini öngörememek aynı işletmeyi bir anda terste bırakabiliyor.
Bu noktada KOBİ’lerin finansal hizmet ve ürünleri doğru kullanımı, doğru enstrümanları doğru vadeler için kullanmaları önemli oluyor. Nakit Yönetimi ürünlerinin etkin kullanımı bu anlamda ön plana çıkıyor.
Klasik bankacılık ürünlerinden teknoloji bazlı yapılara geçiş
Bankacılık ve finansal hizmetlere bakıldığında, ödeme sistemlerinde klasik bankacılık ürünlerinden teknoloji bazlı yapılara geçiş net olarak gözlemlenebiliyor. Senet ve çek kullanım oranları düşerken, özellikle son mevzuat değişiklikleri karşısında karşılıksız tutarların bertaraf edilmesi amacı ile Ticari Kredi Kartı başta olmak üzere POS (Üyeişyeri) ve mobil ve kartlı tahsilât ve ödeme yöntemlerinin kullanımı hızla artıyor. Aslında, bu gelişmeler ekonominin kayıtlı hale gelmesinde ve nakit paranın maliyetlerinin azalmasında önemli bir rol üstleniyor. Çünkü nakit yönetimi sadece şirketler için değil, bireyler ve devletler için de önemlidir.
Nakit Yönetimi’nin alt başlığı olan Ticari Alacak ve Borç Yönetimi’nde son yıllarda doğru artan Doğrudan Borçlandırma, Tedarikçi Finansmanı Sistemleri, Ticari Kredi ve Banka Kartı ile POS, Maaş ve Toplu Ödeme Sistemi kullanımı KOBİ ve şirketler özelinde operasyonel maliyetleri azaltırken, finans yöneticilerinin işlerini kolaylaştırıyor. Bankacılık işlemlerinin şirket muhasebeleri ile otomatik entegrasyonu mutabakatı ve nakit akışlarının öngörülmesini kolaylaştırırken ve internet bankacılığı kullanımı maliyet düşürülmesi, işlemin hızlı tamamlanması gibi kazanımları arttırıyor. Daha da önemlisi, yüzyılımızda ‘Bilgi Yönetimi’ ile verilerin doğru ve hızlı işlenmesi yönünde önemli rekabet avantajları sağlıyor.
Elektronik ticaret, elektronik ve mobil para bazlı ödeme sistemleri de teknoloji ve özellikle internetin gelişmesi ile her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Mobil ödeme ve para transferi, internet ve mobil bankacılık, elektronik pazaryerleri de artık yeni dünyanın iş yapış modellerini oluşturuyor.
Tabii, son olarak finansal ve ticari matematik bilgisi önemli. Ortalama vade, ortak faiz, bileşik faiz, iskonto, eşit taksitli ödeme tablosu (anüite), net bugünkü değer gibi işlemlere hâkimiyet, KOBİ’lerin hem pazarlık hem satış gücünü arttıran unsurlar. Telefonda tahsilât teknikleri, sorunlu alacak yönetimi, satış teknikleri gibi klasik eğitimlerde standart olarak ön plana çıkarılan, iletişim, müşteri ilişkileri, stres yönetimi, zor müşterilerle başa çıkma gibi soft kavramların artık mutlaka ekonomi, piyasa, bilanço, bütçe, finansal matematik ile desteklenmesi gerekiyor. KOBİ’lerin bu anlamda cüzi bütçeler ile eğitim ve danışmanlık almalarının da faydalarını hatırlatarak, bol kazançlı günler dileğiyle, nakit yönetimi kelimesindeki para ve yönetim kelimelerinin optimum dengede kullanılmasına ayrıca dikkat çekmek istiyoruz.