Mavi Marmara’yla ilgili olarak İsrail’e karşı açılan davada İsrail Genelkurmay eski Başkanı ile birlikte üst düzey üç askerin tutuklanmasına karar verildi
2010’da Gazze’ye insani yardım adı altında yola çıkan Mavi Marmara’ya düzenlenen saldırıya ilişkin yürütülen davada, aralarında İsrail Genelkurmay eski Başkanı Gabi Ashkenazi dâhil olmak üzere dönemin üç üst düzey komutanı hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Sanıklar hakkında ‘kırmızı bülten’ çıkarılması için ilgili kurumlara yazı yazılmasına karar verildi.
İstanbul 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Ashkenazi ile birlikte üst düzey üç askeri hakkında, bu zamana kadar duruşmaya gelmedikleri ve Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen davetiyelere cevap vermedikleri, makul sürenin beklenildiği, buna rağmen sanıkların duruşmaya gelmedikleri ve kaçak durumuna düştükleri belirtilerek yokluklarında tutuklanmalarına ve haklarında yakalama kararı çıkarılmasına karar verildi.
İsrail’in Maariv gazetesinde yer alan haberde mahkeme kararının ardından İsrail karara itiraz ederek verilen hükmün politik nedenlerden kaynaklandığını, bu nedenle de Interpol’ün bu davaya dâhil olmaması gerektiğini belirtildi.
Interpol kanunlarına göre siyasi ya da askeri meseleler Interpol’ün ilgilendiği konular kapsamında değil. Buna göre dört askerin uluslararası tutuklama talebinin kabul edilmesi mümkün olmayacak.
Mahkeme kararı tarafların aylar süren diplomatik krizin ardından baskın sırasından ölen 10 kişinin (yaklaşık 4 yıl komada kaldıktan geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden Uğur Süleyman Söylemez’le birlikte) ailelerine ödenecek tazminat miktarı üzerinde anlaşmalarının ardından geldi.
Geçtiğimiz hafta Mavi Marmara davasının avukatları Türkiye ile İsrail arasında yakın geçmişte ilk adımları atılan uzlaşma sürecini eleştirmişlerdi.
İsrailli askerlere karşı açılan davaların yaşamını yitirmiş olanların ailelerine ödenecek maddi tazminat ve resmi özür karşılığında düşürülmesi olasılığı hakkında açıklama yapan avukatlar, “Bu pazarlık konusu olamaz. İnsanları öldürenler sorumlu tutulacaktır. Bu davalara karışmak yargının özgürlüğünü ve bağımsızlığını olumsuz etkileyecektir,” ifadelerini kullanmıştı.
Öte yandan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu mayıs ayının başında ödenecek tazminat konusunda iki ülke arasındaki görüşmelerin ‘belirli bir seviyeye’ ulaştığını ve ‘sorunların önemli düzeyde aşıldığını belirtmişti.
Mahkeme son kararını açıklamadan bu davanın sonuçlandırılamayacağını söyleyen avukat Uğur Yıldırım, davanın düşürülmesine yönelik girişimlerin ilerideki davaları da kilitleyeceğinin altını çizerek, “İsrail’in özrünü kabul etmiyoruz,” demişti.