Yaşamı boyunca asimilasyona karşı mücadele veren Rabbi Judah Magnes, 14 Haziran 1909 tarihinde Siyonist Kongre’de yaptığı konuşmada, İkinci Meşrutiyet’in ilanının ardından Yahudilerin bağımsız bir ülke yerine, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı özerk bir Yahudi devletini tercih etmeleri gerektiğini belirtti.
Judah Magnes, 5 Temmuz 1877 tarihinde San Francisco’da dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte küçük yaşta Oakland, California’ya taşınan Judah, burada First Jewish Congregation’da din eğitimi aldı. Judah haham olan Rabbi Levy’den oldukça etkilendi. Cincinnati Üniversitesi’nde okuduktan sonra Haziran 1900’de haham oldu ve eğitimine devam etmek için Almanya’ya gitti. Almanya’da Berlin Yahudi Koleji’ne ve Berlin Üniversitesi’ne devam etti. O dönemlerde Almanya’daki Siyonizm akımından oldukça etkilendi ve Almanya ile Polonya’daki bütün Yahudi topluluklarını tek tek gezdi. 1902’nin Aralık ayında felsefe dalında doktora diplomasını alan Magnes 1903’te Amerika’ya geri döndü.
Reformist bir haham olan Magnes, cemaatindeki asimilasyon riskini görerek klasik bir reformist haham olmak yerine bağlı olduğu New York’taki Emanu-El Sinagogu’nda daha geleneksel Yahudiliğe kayılması gerektiğini tavsiye etti. Gelen tepkiler üzerine buradan ayrılarak konservatif çizgideki B’nai Jeshurun Sinagogu’nda çalışmaya başladı.
YAHUDİLERDE BÖLÜNME
1880’li yıllarda 50 bin civarında olan olan New York Yahudi nüfusu, 1900’lere gelindiğinde bir milyonu aşmıştı. 1903 yılından itibaren New York’ta bulunan Magnes, şehirdeki Yahudi nüfusunun kendi aralarındaki bölünmelerden rahatsız oldu; bu farklılıkları gidermeyi ve Yahudilere, onların aslında Doğu Avrupa-Batı Avrupa, yerli-göçmen, fakir-zengin farkına bakılmaksızın tek bir halk olduğunu hatırlatmayı kendine görev edindi. Aynı zamanda bir pasifist ve savaş karşıtı bir insan da olan Magnes, 1917 yılında Amerika Birleşik Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na katılmasına büyük bir tepki gösterdi ve hemen savaş karşıtı kampanyalar düzenledi. Magnes, savaş sonuna kadar da bu kampanyaları sürdürdü.
SİYONİZM’E FARKLI YORUM
Magnes’in Filistin topraklarına ilk ziyareti 1907 yılında gerçekleşti. 1912’de geçekleştirdiği ikinci ziyaretinde ise bütün Filistin Mandasını dolaşma fırsatı buldu. Reformist Yahudiliğe olan yakınlığının da etkisiyle Magnes, Siyonizm’in milliyetçi doğasına karşı çıktı. Ona göre Filistin topraklarındaki Yahudi toplumunun dünyanın başka bir yerindeki Yahudi toplumundan bir farkı yoktu. 1918 yılında İbrani Üniversitesi’nin kurulması aşamasında Albert Einstein ve Haim Weizmann ile birlikte çalışmasına rağmen Einstein ile hiçbir zaman yıldızı barışmadı. Hatta Magnes’in 1922 yılında Filistin’e taşınması ve üniversitedeki etkisini arttırması üzerine Einstein, üniversite yönetiminden ayrıldı. Filistin Mandasında Yahudilere ait milli bir devlet kurulmasına karşı olan Rabbi Magnes, 1929 yılındaki Arap isyanı sırasında da iki milletli bir ülke kurulması fikrini savundu. Hatta bu amaçla II. Dünya Savaşı’ndan sonra ‘Ihud’ adlı küçük bir siyasi parti kurarak Birleşmiş Milletlerin Paylaşım Planı’na da karşı çıktı, ancak başarılı olamadı.
Judah Leon Magnes 27 Ekim 1948’de New York’ta hayata veda etti. Ölümünün ardında Amerika Birleşik Devleti’nin batı yakasında kurulan ilk Yahudi müzesine ve ayrıca çok emek verdiği İbrani Üniversitesi’nin Givat Ram kampüsünün ana caddesine onun adı verildi.