Hayatı akışına bırak!

Yeni koleksiyonumun ilham kaynağı ya bir köşe yazısına konu olursa?

Batya KEBUDİ Yaşam
2 Temmuz 2014 Çarşamba

Bana bir haller oldu, vallahi!

Hayatın her anını doyasıya yaşamak için ‘hazır ol’da bekliyorum sanki...

Yaşa ve hisset...

Siz hiç iç sesinize kulak verir misiniz?

Ben bir süredir kendimi iç sesime kapatmış yoğun geçen hayatın akışına kendimi kaptırmıştım.

Mutluydum ya da mutlu olduğumu sanıyordum.

Sonra bir gün kendimi istemedim bir yere giderken buldum. Evet, orada olmayı istemiyordum. Yine de gittim, aklımda soru işaretleri belirdi?

Ben ne istiyorum?

Ben şu anda nerede olmak istiyorum?

Bu iki sorunun cevabını düşünürken aslında artık iç sesimi duyamaz olduğumu fark ettim.

O gün hayatımda bir son ve yepyeni bir başlangıç oldu...

Her geçen gün içimden gelen sese biraz daha kulak vererek olmak istediğim yerde olmayı seçtim...

Kısaca mutluluğu seçim, kendi kişisel mutluluğumu...

Tabi ki bu her zaman böyle olmuyor, büyük oranda diyelim!

Tabi bir de olayın hayata bakış açısı var, hani her şeyin pozitif tarafından bakan insanlar vardır ya onları gözlemledim... Onlar evrene yaydıkları enerji ile bambaşka bir ışığa sahip oluyorlar.

Yıllardır istediği evi sonunda satın alan arkadaşıma sordum, nasıl karar verdin bu yükün altına girmeye?

Cevabı ise çok basitti, hayallerimden birini gerçekleştirdim, şimdi sıra bir diğerinde!

Haklıydı, o pozitif taraftan bakıyor, hayata neşe saçıyor ve evren de onun karşısına ihtiyacı olanları çıkarıyordu...

Tamam dedim, bu taraftan bakacağım hayata, bir şeyi sesli söylemeden önce düşüneceğim, evrene olumlu enerjiyi ne kadar doğru verdiğimden emin olacağım!

Çok kısa bir süre sonra bu düşünce tarzına alıştım! Yepyeni bir ben için küçük bir adım da olsa hayat bana artık mucizelerle dolu geliyor.

İşte belki de bu yüzden mucizelere inanmaya başladım.

 

Hayatı akışına bıraktım, artık çok istediğim bir şey olmayınca üzülmüyorum mutlaka benim için çok daha hayırlısı vardır diyorum...

Buna öyle çok inandım ki hayata bakışım bu oldu!

Bu yüzden de yeni koleksiyonumun adını ‘FLOW’  yani ‘Akış’ koydum.

Koleksiyonun en belirgin özelliği akışkanlığı, ayarlanabilir mekanizmasıyla kişiye bir bütünün parçası olma hissini veriyor. Zincirler bedeninizle uyum içinde sallanıyor ve tabi ki size ışıltı veriyor.

Bu akışkanlık sizi bambaşka yerlere götürüyor, bilinmezliğin sınırlarını zorlarken gizli kapıların ardındaki güzellikleri aralamanıza yardımcı oluyor. Böylece hiç tahmin bile edemeyeceğiz güzellikler bir anda etrafınızı sarıyor. Sizi de içine dâhil ediyor ve bir anda kendinizi çok mutlu hissediyorsunuz…

Akışa güvenin!