27 Haziran 1976’da Tel Aviv’den yola çıkan bir uçak içinde 260 kişi ile Filistinli ve Alman teröristler tarafından kaçırıldı. Uçağın kaçırılmasından bir hafta sonra 4 Temmuz 1976’da ise İsrail komandoları, filmlere konu olan, 20. yüzyılın en başarılı askeri kurtarma operasyonlarından birini gerçekleştirdi.
27 Haziran 1976 günü, Tel Aviv - Atina - Paris seferini yapan Air France yolcu uçağı Atina’dan kalktıktan kısa bir süre sonra içindeki 248 yolcusu ve on iki mürettebatıyla beraber Filistinli ve Alman teröristler tarafından kaçırıldı. Uçak, Libya’da yakıt ikmali yaptıktan ve bir süre kaldıktan sonra havalanarak nihai hedefi olan Uganda’nın Entebbe şehrine ulaştı. Entebbe’de uçakta bulunan dört teröriste, üç kişi daha eklendi.
Uçağın kaçırılmasından bir hafta sonra 4 Temmuz 1976’da ise İsrail komandoları, filmlere konu olan, 20. yüzyılın en başarılı askeri kurtarma operasyonlarından birini gerçekleştirdi. Operasyonun imkânsız gibi görülmesinin nedeni kaçırılan uçağın onları destekleyen bir ülkeye götürülmüş olması ve bu ülkenin askerleri tarafından korunuyor olmasıydı.
Uganda’nın yönetiminde İdi Amin adlı bir diktatör bulunmaktaydı. İdi Amin FKÖ destekçilerindendi, dolayısıyla Entebbe’de uçağın ve rehinelerin kurtarılması bir yana, herhangi bir operasyona karşı teröristler Uganda askerleri tarafından korunmaktaydı.
Yahudi olmayan rehineler serbest bırakıldı
Entebbe’de rehineler hemen İsrail vatandaşı ve diğerleri olmak üzere ikiye ayrıldı. 106 rehine tutularak diğerleri serbest bırakıldı. Kalan rehineler Yahudilerle serbest kalmayı reddeden uçak personelinden oluşmaktaydı. Yahudilerin arasında İsrail vatandaşı olanlar da vardı olmayanlar da. Teröristler yetkililerle temasa geçerek İsrail, Kenya, Fransa, İsviçre ve Batı Almanya’da bulunan 53 Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını, aksi takdirde rehinelerin öldürüleceğini bildirdiler.
İsrail hükümeti hemen pazarlıklara başlayarak zaman kazanmaya, bu arada operasyon için plan yapmaya başladı. Serbest kalan yolcularla temasa geçilerek havaalanının bir krokisi çizildi. Bu arada rehinelerin, teröristlerin ve Ugandalı askerlerin yerleri tespit edildi.
Uganda’nın askeri gücünden dolayı hiçbir komşu devlet operasyon için yardım etmek istememekteydi. En sonunda özel temaslar sayesinde Kenya hükümeti operasyon için Kenyatta Havaalanı’nın kullanılmasına izin verdi.
Operasyon başlıyor
Operasyon gece saat 23.00’da bir kargo uçağının Entebbe Havaalanı’na inmesi ve içinden Amin’e ait olduğu izlenimi uyandırılan siyah bir Mercedes ve iki Land Rover cipin çıkmasıyla başladı. Önceden alınmış bilgiler doğrultusunda içi komandolarla dolu Mercedes doğruca rehinelerin tutulduğu salona doğru ilerledi. Operasyonun en can alıcı kısmı, salona girer girmez komandoların İbranice ve İngilizce “Eğilin, eğilin, biz İsrail askeriyiz” diye bağırmasıydı. Bu sayede rehine kaybı ve yaralanması en az seviyede tutulmuş oldu. Rehineler diğer üç kargo uçağından indirilen otobüslerle tekrar uçaklara götürüldü. Komandoların da geldikleri yolla dönmeleriyle operasyon tamamlanmış oldu.
Bütün operasyon 53 dakika sürdü. Operasyon sırasında, yedi teröristin yanı sıra 33-45 Uganda askeri öldürüldü. Kargo uçaklarına saldırmaması ve operasyon güvenliği açısından Uganda Hava Kuvvetleri’ne ait on bir MIG-17 savaş uçağı kullanılmaz hale getirildi. 106 rehineden üçü operasyon sırasında vurularak, 75 yaşında Yahudi asıllı İngiliz vatandaşı Dora Bloch ise operasyon sonrası hastane yatağında Ugandalı askerler tarafından vurularak öldü. Onu yaralı kurtarılan 102 rehine Kenya üzerinden İsrail’e götürüldü.
Yüz kadar komandonun katıldığı operasyon sırasında, beş İsrail komandosu yaralanırken bir komando, kontrol kulesinde bulunan Uganda ordusundan bir keskin nişancının açmış olduğu ilk ateş sonrası hayatını kaybetti. Ölen İsrail komandosunun adı Yonatan (Yoni) Netanyahu idi. Yonatan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ağabeyiydi. Operasyonun adı daha sonra Netanyahu’nun anısına Operasyon Yonatan olarak değiştirildi.