Cumhurbaşkanlığı adaylarından Ekmeleddin İhsanoğlu Çırağan Sarayı’nda seçim kampanyasını anlatmak üzere yazılı, görsel ve internet medyasını davet ettiği bir toplantı düzenledi. Toplantının davetlileri arasında Şalom Gazetesi de yer aldı. Toplantı sunucunun “Ne ekersen onu biçersin” sözü ile açılırken sosyal medyada da geniş yer bulan “Ekmek için Ekmeleddin” sloganı da ilk kez burada paylaşıldı
On ikinci cumhurbaşkanlığı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, 10 Temmuz Perşembe günü düzenlediği toplantıda basın ve medya temsilcileri ile bir araya geldi. Toplantının başında Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yaşamı ve başarıları üzerine bir görsel sunum konuklarla paylaşıldı. Sunumda hükümet yetkililerinin kendisi ile ilgili geçmişte sarf ettikleri olumlu görüşlere de yer verildi. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bir parti veya birkaç parti değil herkesin adayı olduğunun da bu vesile ile altı çizildi.
Hemen ardından konuklarla buluşan İhsanoğlu soru-cevap süreci ile birlikte yaklaşık bir buçuk saat kadar süren bir toplantı gerçekleştirdi. Konuklara “Ey Azizler” diye seslenen İhsanoğlu, bu tasvirin sanılanın aksine Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi’den miras olan ve tasavvufta maneviyatı olan bir tabir olduğunu belirtti. İhsanoğlu, konuşmasının genel hatlarında sırası ile vizyonu olan saygı, sevgi, dirlik ve birliği ekmek ile amaçlandıklarını teker teker anlattı. Konuşması esnasında Gezi olayları ile ilgili olarak “Ben çok kıymetli evlatlarımıza çapulcu dedirtmem,” diyen İhsanoğlu, Ali İsmail Korkmaz ve kaybedilen tüm canları da bu vesile ile andı. Örnek olarak “Burada 1000 kişi toplansak ilk olarak esnaf ardından polis ve sonrasında da marjinal terör grupları gelir,” diyen cumhurbaşkanı adayı çocukların kalbine sevgi ekmezsek halimiz nice olur,” sözleri ile endişesini dile getirdi.
İhsanoğlu konuşmasında derin yaralar almış ilişkileri saygı çerçevesinde çözmeye çalışacağının da sözünü verdi. Herkesin herkesle ilgili peşin bir hükmü ve yargısız infazı olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, suçu ispatlanmadıkça kimsenin suçlu muamelesi görmemesi gerektiğinin de altını çizdi. Dirlik kelimesinin bir insanın sağlığı, huzuru ve hükmü demek olduğunu da belirten İhsanoğlu, fakirliğin arttığını “Zengin çok görünür, fakir az görünür” sözleri ile belirtti. “Dünyada hürriyet olmadan zenginliğe ulaşan hiçbir ülke yoktur,” diyen İhsanoğlu demokrasi ve hukukta geri liglerde kalındığını da sayısal verilerle gözler önüne serdi.
“Çok uzun zamandır hep birlikte sevinemeyip, kıyaslamalar arasında kaybolup gidiyor sözlerimiz,” diyen İhsanoğlu Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözünü de bu vesile ile hatırlattı. ‘Filistin’deki çocuğun attığı tweet mesajının New York’taki Yahudi genci ağlatabildiği’ yeni bir dünyada gelişmeleri doğru okumak gerekliliğinin de altını çizdi. Ekmeleddin İhsanoğlu “Hem İslam dünyasında hem batıda örnek ülke olmak için verin elinizi” sözleriyle davetlilerden destek istedi. Cumhurbaşkanı adayı “Bu topraklarda sadece sevgi, saygı, nezaket ekelim ki nice Nazımlar, Akifler, Mevlanalar, Hacı Bektaşlar’a vatan olsun,” sözleri ile konuşmasını bitirdi.
Soru cevap bölümlerinde ise çeşitli medya organlarından gazeteciler Ekmeleddin Bey’i adeta soru yağmuruna tuttular. Hürriyet Daily News’ten Murat Yetkin bugünkü dış politika üstüne görüşlerini, Milliyet’ten Abbas Güçlü Türkiye’deki eğitim ve bilim alanındaki durumu ve seçilmezse de planlarının devam edip etmeyeceğini, Radikal’den Ezgi Başaran ise Kürt sorunundaki duruşu ve düşüncelerini açıklamasını cumhurbaşkanı adayından istediler. Bunun yanında Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş “Cumhurbaşkanı seçilirseniz Başbakan ile nasıl bir ilişkiniz olacak?” sorusunu yöneltirken CNN Türk’ten Hatice Demircan ise “Yargının kin ve nefret aracı olarak kullanıldığını düşünüyor musunuz?” sorusu ile cumhurbaşkanı adayından konular hakkında açıklamalar aldılar. Taraf Gazetesi muhabiri 1915 olaylarının yüzüncü yıl dönümü ile ilgili düşüncelerini sorarken, Kanal D Haber’den Fulya Solbaş ise “Gezi sürecinde ekmek almaya giderlerken hayatını kaybeden Berkin Elvan’ı da hatırlatarak “ekmek için” gibi iddialı bir icra cümlesinin görevi ile tezat oluşturup oluşturmayacağını sordu.
Tüm sorulara sakin ve kapsamlı bir şekilde cevap veren İhsanoğlu, özetle şu sözleri dile getirdi:
“Pilotlarımız, diplomatlarımız rehin alınıp, birkaç ülkede büyükelçimiz yoksa ve ticaret yollarımızın bir bölümü kapanıyorsa burada bir sıkıntı vardır. Bir cumhurbaşkanı iki ayda seçilir mi? Siz iki ayda ancak evinizi taşırsınız. TRT’nin başbakana 553 dakika verip diğer adaylara üçer dakika ayırması, devletin diğer adaylara yardımda bulunmaması seçimin iki ay gibi kısa bir sürede yapılması gariptir. Biz her şeyi sopa ile halleden bir mirastan geliyoruz maalesef. Benim için ana dili ana sütü gibi insanın temel hakkıdır. Kürt sorunu gibi konularda diğer ülkelerin benzer tecrübelerinden yararlanılması gerekir. Siz anadilinizi konuşamıyorsanız vatanınızda yaşamıyorsunuzdur. Bu konuda konsensus sağlanmadığı takdirde ilerde doğurabilecek sıkıntılar barıştan daha beter olabilir. ABD ile mevcut sistemin bir ilgisi yoktur. Biz üniter devleti korumak mecburiyetindeyiz. Anayasanın 104. maddesine göre seçilip sonra bu sistemi beğenmedim diyemezsiniz. Cumhurbaşkanı mevcut anayasaya göre seçilip görevini icra etmek zorundadır.
1915 olayları ile ilgili olarak Rahmetli Turgut Ağabey zamanında Amerikan kamuoyunun hareketi ile Prof. Bernard Lewis öncülüğünde tarihin doğru taraflarının araştırılması konusunda çalışmalar başlatılmıştır.1915 bizi üzmüş ve üzmeye devam edecektir. Hükümetin başsağlığı doğru ve yerindedir.
Gezi’ye ilk gün gelen gençler vatansever, samimi insanlardı. Devlet o gençlerle diyalog kursaydı, o acılar yaşanmazdı. Zıtlaşma, ötekileştirme değil, uzlaşma gereklidir. 21. yüzyılda falaka zamanı geçmiş, üslup değişmiştir. Aktif siyasetçi olmadım ama siyasete hep çok yakındım. Uluslararası kariyeri tercih ederken, tepedeki aktörleri yakından tanıdım. Bu oluşan farklı rezonans ve beklenti sonucu halkımın desteğine güveniyorum.”
Toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Adayı katılımcılara teşekkür