Emre Üstünuçar on beş yıl kesintisiz sigara içmiş. Katıldığı bir eğitim hem sigarayı bırakmasını sağlamış hem de hayatının akışını değiştirmiş. On yıldır sigara bıraktırma terapistliği yapan Emre ‘Bırakmak İstiyorum’ adlı filmiyle dünyada bir ilke imza attı ve ilk sigarayı bıraktırma filmi çeken kişi unvanını aldı
Bugüne kadar binlerce kişiye sigarayı bıraktıran Üntünuçar ile sigara tiryakiliğinden bırakmaya uzanan süreci ve bu konuda yapılabilecekleri konuştuk
‘Sigarayı bıraktıran çocuk’ olarak biliniyorsunuz. Sizi tanıyabilir miyiz?
Son on beş yıldır eğitmenlik, son on yıldır da sigara bıraktırma terapistliği yapıyorum. On beş yıla yakın günde ortalama bir paket sigara içtim. Bundan on bir yıl evvel, İngiltere’de Allen Carr seminerine katıldım ve sigarayı bıraktım. Ondan sonra da eğitmenliği bırakıp Allen Carr terapisti oldum ve her yaştan, her meslekten binlerce sigara içicisine bırakmaları için yardım ettim.
İnsanlara sigarayı bıraktırmak için seminerler verirken bunu beyaz perdeye taşıma fikri nasıl doğdu? Çıkış noktanız neydi?
On yıldır terapilerimde binlerce insana yardım etsem de Türkiye’de on sekiz milyon sigara içicisi var. Daha çok insana yardım etmek için kalabalık kitlelere nasıl ulaşabileceğimi düşünürken aklıma geldi bu fikir ve dünyanın ilk ve tek sigara bıraktıran sinema filmi oldu.
Neden bazı insanlar günde üç tane içip durabiliyorlarken bazıları bunu yapamayıp gerisini getiriyorlar?
Üç tane içenlerin ‘başarısı’ değil o! Çok içenlerin çok içebilmeyi başarmasıdır. Kaç adet içtiğini kişi kontrol edemez, kendi karar vermez. Vücudu ne kadar kaldırıyorsa bu zehri, kişi o kadar içebilir. Herkes sıkı bir tiryaki olamaz. Tiryaki olmak güçlü bir bünye, bağışıklık sistemi gerektirir.
Gerçekten ‘bir tane’den bir şey olur mu olmaz mı?
Hep olur, bir tane diye bir şey yoktur, mümkün değildir. Birinciye dokunmayacaksın. Dokunana kadar özgürsün kontrol sendedir, dokunduğun an kontrol sigaraya geçer ve tekrar kölesi olursun. Kesin mi? Evet! Herkese mi böyle olur? Evet!
"Stres, sıkıntı, gerçek sebep değildir"
Sigara en çok neden içiliyor? ‘Stresten, sıkıntıdan içiyorum’ ne kadar doğru?
Sigaranın bir tek içilme sebebi vardır: NİKOTİN BAĞIMLILIĞI. Yani madde bağımlılığı. Bunun dışındaki sebepler içmenin gerçek sebebi değil, bırakmama bahaneleridir. Bu bırakmama bahaneleri kişiden kişiye değişir: Sıkıntı, stres, keyif vs… Ama bunlar gerçek içme sebepleri değildir, gerçek sebep kişiden kişiye değişmez, tektir: madde bağımlılığı!
Kahve-sigara ya da rakı-balık-sigara gibi eşleştirmelerle sigarayı ‘keyif’ olarak görenler var. Bunu kırmak mümkün mü?
Tabi ki mümkün ama kendi kendine kıramazsın. Nasıl ki kendi kolunu alçıya alamazsın, kendi dişine dolgu yapamazsın, kendi kendine sigaranın psikolojik bağımlılığını da bitiremezsin. Bu bağlantıları kırmadan bırakırsan da ya ömür boyu arkasından yas tutarsın ya da ömür boyu içersin!
Sadece gece çıkınca içiyorum diyenler?
Az içmenin bir sebebi de bilinçaltındaki sağlık ve ölüm korkusudur. Bu korku kişiyi disiplin altına alır. Alkol alınca alkol bu korkunun üzerini örter, o yüzden alkol alınca içebilirler.
El/ dudak tiryakiliği denen bir şey de var değil mi?
Var ama asıl sorun onlar değil. İçmeye devam etmenin gerçek sebepleri de onlar değildir. Asıl sorun psikolojik bağımlılıktır ve bunların el-dudak tiryakiliğiyle ilişkisi yoktur. El alışkanlığı ‘elimde tutmaya alışmışım’ demek. Tut, sabah kalk al eline bir tane sigara yatana kadar tut, strese girersen iki tane tut, keyiflenirsen beş tane tut ama ağzına götürüp ucunu niye yakıyorsun? Ağzına götürüp ucunu yakıyor olmanın sebebi el alışkanlığı değil madde bağımlılığıdır.
Peki ya kilo almamak için bırakmayanlar?
Sigarada iki bağımlılık vardır; fiziksel ve psikolojik. Fiziksel bu işin yüzde 10’udur. Kalanı psikolojiktir. Eğer bu yüzde 90’ı halledemezse kişi kilo alır. Kilo almak kader değildir, bırakırken nasıl bırakacağını bilirsen almazsın, ben bıraktıktan sonra 2,5 kilo verdim!
Bir kere bıraktıktan sonra bir daha içilmeyecek değil mi? Cızzz yani.
Aynen öyle, ama psikolojik bağımlılığı bitirdiysen zaten içmek istemezsin. Yani fedakârlık yapıyorum ve mahrum kalıyorum duyguları olmazsa zor da olmaz.
Sigarayı bırakmaya karar veren birinin ne yapması gerekiyor?
Doğru yardımı alması gerekiyor. Ona sigara-stres, sigara-keyif, sigara- rahatlama, sigara-düşünme, sigara-sosyalleşme, sigara-kilo ilişkilerini kafasında bitirecek birini bulması gerek. “Bu iş irade işidir, dayan” demeyecek birisini bulması gerek. Asıl sorunun bu işi kafada bitirmek olduğunu ama ona “bu işi kafanda bitir” demeyecek, nasıl bitireceğini gösterecek birisini bulması gerek. Yani bana gelmesi gerek.
Bırak(a)mayanlar iradesiz kişiler mi?
Asla! İçiciler de iradeleri güçlü insanlardır. Sorun asla irade zayıflığı değildir. Düşünsenize inatla kendini öldürmeye devam etmek irade ister. Asıl sorun irade çatışmasıdır: Bir tarafı içmek ister, bir tarafı bırakmak ister. Bu içmek isteyen taraflarından kurtulamazlar. O yüzden içerler.
Örneğin kişi en zor dönemi atlatıp sigarayı bırakmayı başarmış. Bir gece dışarı çıkıyor ve etrafındaki herkes sigara içiyor. Ne yapması lazım? Oradan kalkıp gitmesi mi?
Hayır, o durumları sigarasız yaşamayı öğrenmesi lazım. Yani üzerine gidip o durumları sigarasız yaşaması lazım. Fakat asıl sorun bu değil. Asıl sorun, sigaranın keyif veren bir şey olduğunu sanırken bırakmak. Eğer bu şekilde bıraktıysa dışarı çıktığında herkesi görünce kıskanır ve bir keyif kaçırıyorum sanıp içmek ister. O yüzden bırakmadan önce sigara keyif ilişkisini kafasında bitirmeyi öğrenmesi sonra bırakması gerekir!
En çok kullanilan birak(a)mama bahaneleri neler?
.... İSTERSEM BIRAKIRIM AMA İSTEMİYORUM
.... O BENİM EN İYİ ARKADAŞIM
.... ÇOK SEVİYORUM
.... KİLO ALMAKTAN KORKUYORUM
Bunlar bırakmaktan korkulduğu için kullanılan bahaneler. Bırakmaktan korkarız çünkü sigarasız hayattan nasıl keyif alacağımızı ve sigarasız hayatın zorluklarıyla nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz. O yüzden de bırakmak istememize rağmen ertelemek zorunda kalıyoruz.
“SİGARA 20. YÜZYILIN HAVALI ALIŞKANLIĞI DEĞİL ARTIK”
Bırakma aşamasında en çok zorlanılan anlar neler?
Sigara, bırakmadan önce kafada bitirilip bırakılmalıdır. Sonuncuyu söndürmeden önce kafanda bitirmediysen, sonuncuyu söndürdün diye bitmez. Önce kafanda nasıl bitirileceğini öğreneceksin sonra sonuncuyu söndüreceksin. Aksi takdirde bıraktıktan sonra her an zorlanırsın. Bıraktıktan sonra zorlanmamanın tek yolu bırakmadan önce kafada bitirmenin yolunu öğrenmektir!
Seminerlerinizde bunları mı anlatıyorsunuz?
Bunları ve daha fazlasını. Nasıl özgür olacaklarını, nasıl özgür kalacaklarını, nasıl içme isteğinden kurtulacaklarını, sigarasız hayattan nasıl daha fazla keyif alacaklarını, sigarasız hayatın zorluklarıyla nasıl daha iyi baş edeceklerini, kilo almamak için ne yapmaları gerektiğini, özgür ve mutlu bir içmeyen olmanın sırlarını öğretiyorum.
Filme geri dönersek, filmin yönetmeni, yapımcısı, montajcısı, şirketin avukatı... Kısacası hazırlık sürecinde filmi seyreden kim varsa sigarayı bırakmış. Doğru mu bu? Filmin sırrı ne?
Tabi doğru. Zaten o yüzden filmi yapmaya karar verdi yapım firması. Filmin sırrı, aslında seminerde öğrettiklerimin bir özetiydi.
Sigara paketlerinin üzerinde uyarı yazıları ya da doktorların tehditkâr söylemleri ne kadar işe yarıyor?
Hiç! İşe yarasaydı yarardı ama başlama yaşı düşüyor aşağıya. Türkiye’de sigaraya başlama yaşı da on bire inmiş maalesef.
Sigara yasağına rağmen bugün hâlâ birçok kapalı alanda sigara içilmeye devam ediliyor. Şimdilerde açık alanlarda da yasaklanması söz konusu. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Valla iyi kararlar ama önemli olan hayata geçmesini takip etmek. Bu da bugünden yarına olmaz. Nasıl ki şu an uçakta içmek komik geliyor, bir süre sonra restoran ve parklarda içmek de öyle olacak. Sigara 21. yüzyılın havalı bağımlılığı değil artık, şapka düştü kel göründü. 20. yüzyılda vezirdi sigara, 21. yüzyılda rezil oluyor.