Berlin doğumlu Yahudi işadamı Walter Rathenau 8 Ağustos 1914’te henüz Birinci Dünya Savaşı’nın başında Alman ordusuna destek verme istediğini kamuoyuna duyurdu
28 Temmuz 1867’de doğan sanayici, yazar, politikacı ve devlet adamı Walter Rathenau, zengin bir aileden geliyordu. Babası Emil Rathenau AEG şirketinin kurucularındandı ve Almanya’nın en saygın işadamlarındandı. Walter, Berlin ve Strasburg’da fizik, kimya ve felsefe okudu. AEG’de önce mühendis olarak işe başlayan Walter, daha sonra yönetimde yer aldı ve Almanya’nın en önemli işadamlarından biri haline geldi.
Kuvvetli bir Alman milliyetçisi olan Walter Rathenau, hem Siyonizm’e hem de sosyalizme karşı çıktı. Alman Yahudilerinin, geniş Alman toplumu içinde erimelerini ve asimile olmaları gerektiğini savundu. Bu tarz bir politikanın Alman toplumu içinde varolan antisemitizmi de yok edeceğini düşünüyordu, fakat yanıldı. 1. Dünya Savaşı boyunca Alman savaş bakanlığına bağlı hammadde bölümünde görev alan Rathenau, 1915’te babasının ölümünden sonra AEG’nin başına geçti. Almanya’nın savaş ekonomisinin başarılı bir şekilde yönetilmesindeki en önemli isimlerden biri oldu. Yıllarca süren deniz ablukasına ve kısıtlı imkanlara rağmen savaş sonuna kadar Almanya’nın hammadde teminini sağlamakta başarılı oldu.
ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI
Savaş sonrası Alman Demokrat Partisi kurucuları arasında yer aldı. Sosyalist söylemi tamamen reddeden Rathenau, ekonomide devlet sahipliğine karşı çıktı ve bunun yerine özel sektöre ait şirketlerde işçilerin yönetimde daha fazla söz sahibi olmalarını savundu. Bu düşünce savaş sonrasındaki birçok hükümet için belirleyici oldu. 1921’de bayındırlık bakanı olan Rathenau, 1922’de ise Almanya Dışişleri Bakanı oldu. Almanya’da büyük tepki toplayan ve çok ağır şartları olan Versailles (Versay) Anlaşması’nın belli maddelerinin değiştirilerek uygulanmasını savunması milliyetçi kesimlerin infialine yol açtı. Rathenau, 1922 yılında ise Sovyetler Birliği ile Rapallo Anlaşması’nı müzakere etmeye başladı. Bu anlaşma ise Almanya’nın uçak sanayi dahil silahsızlanmasını ve Sovyetler Birliği ile yakın ilişki içerisinde olmasını öngörüyordu. Nazi partisi ve aşırı sağcılar onu bir Yahudi-Komünist komplo planının bir parçası olarak görmeye başladılar.
Her ne kadar Sovyetler ile yakın ilişkide olmayı öngörmüşse de onun Sovyet sistemi ile ilgili yazdığı şu düşünceleri onları ne kadar iyi anladığını göstermekteydi.
“Biz Rusya’nın metotlarını kullanamayız ve onlar gibi düşünemeyiz. Onlar sermaye sınıfının yok edilmesini diğer bütün düşüncelerin üstünde tutmaktalar. Onlara göre bu uğurda diğer bütün iyi şeyler unutulabilir, diktatörlük, devlet terörü ve kültür yozlaşması kabul edilebilir.
Onların nezrinde on milyon kişinin burjuvaziden kurtarılabilmesi için on milyon kişinin ölmesi doğru bir davranıştır. Rus felsefesi baskıcı bir mutluluktur, aynen Engizisyon gibi.”
DEMOKRASİ ŞEHİDİ
Kendisi aslında tam bir Alman milliyetçisi olan Walter Rathenau, Rapallo Anlaşması’nı imzaladıktan iki ay sonra 24 Haziran 1922’de Alman aşırı sağcılarının kurduğu bir örgüt olan ve amaçları Almanya’da iç savaş çıkarıp ordunun başa geçerek diktatörlük kurulmasını sağlamak olan O.C. adlı örgüt tarafından öldürüldü. Suikast işe yaramadı ve iç savaş yerine halk bir araya geldi. Walter Rathenau, Nazilerin iktidarı ele geçirmesine kadar Almanya’da bir demokrasi şehidi olarak görüldü; adı birçok sokağa ve meydana verildi.