Gazetemiz Reklam Direktörlerinden, geçmiş dönem İç Haberler Editörü Zelda Tarablus’u 20 Ağustos Çarşamba günü genç yaşta kaybettik. Tarablus 22 Ağustos Cuma günü ailesinin ve sevenlerinin gözyaşları ile son yolculuğuna uğurlandı.
Zelda’nın ardından dostları duygularını satırlara döktüler. Gazetemiz geçmiş dönem Yayın Yönetmeni ve başyazarlarından Yakup Barokas da cenaze töreni esnasında oldukça duygusal bir konuşma gerçekleştirdi.
"Seni özleyeceğiz Zelda. Yolun ışıklar içinde olsun…"
Zelda’ya
Zelda’yı 20 yıl kadar önce tanıdım. Şalom Gazetesi’nin iç haberler editörlüğü görevini devraldığı sırada yayın yönetmeniydim.
Pek çok müşterek anımız oldu. Demirel’in İsrail gezisine birlikte katıldık. O dönem milletvekili Cefi Kamhi ile birlikte bulunduğumuz yemekte biraz şaşkın ama çok mutluyduk.
Zelda, sonra sen reklam yönetmeni olarak görev aldın. Bir ara hem reklamı, hem iç haberleri birlikte yürütmek istedin. Çok azimliydin, tuttuğunu koparan biriydin. Ama bir koltukta iki karpuz taşımanın zorluğundan reklama yöneldin. Şalom’u amatör bir reklam anlayışından profesyonel bir çizgiye taşıdın. Ve bu görevini yıllar boyu, hatta hastalığın ortaya çıktıktan sonra dahi yürüttün.
Zelda, sen her zaman alçakgönüllü ve sıcakkanlıydın. Genç giyiminle, o canlı gülüşünle, yemek paydoslarında yapılan şaklabanlıklarda fotoğraflara yansıyan neşenle hiçbir zaman anılarımızdan silinmeyeceksin. Bir de şu sigarayı içmeseydin… Senin gönüllü avukatındım. Yaşam dikensiz bir bahçe değil. Bazı sıkıntılarını benle paylaşırdın. Ama hep dik durmasını bildin.
Hastalığın ikinci kez nüksettiğinde hastaneye seni ziyarete geldim. “İşimin başına döneceğim,” dedin; “Hastalığı yeneceğim,” dedin. “Tabi” dedim. Olmadı işte.
Son zamanlarda dostlarınla daha sık sanal ortamda iletişime geçiyordun. Aramızdan ayrılmadan bir gün önce face’te şu yazıyı paylaştın: “İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde, en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir.”
Ama gelen haber hiç iyi değildi. Sevgili Zelda, Şalom Ailesi sanal değil gerçek arkadaşların, dostların oldu hep.
Torunun Moti hayatında en değerli varlıktı. Kanada’ya oğlun Sami’yi görmeye gideceğin zaman çok önceden heyecanını gizleyemezdin. Şeyda hem kızın, hem arkadaşındı.
Tüm aileye başsağlığı dilerim. Mekânın cennet olsun.
YAKUP BAROKAS
Sevgili Zelda “Yazmasam olmaz ki…”
Eltim olarak tanıdım seni – kocalarımız kardeş aynı ağacın farklı dalları misali… “Nana, köfte nasıl yapılır?” İşte böylece başlamıştık… Sonra da HAYAT!
Çocuklarımız, kocalarımız… Paylaşılan ebeveynler. Birlikte de kaynattık kazanlar!
Hep iç içe olmadıysak da ‘aile’ idik, çocuklarımız – kocalarımız - biz! Üstelik herbirimiz öylesine genç… Kadın-kadına… Paylaşımlar… Daima: Çocuklarımız ve sırlarımız.
Sonra, ayrılıklar başladı – muhtemel ki yaşamın kaçınılmazları. Yılların ardından ‘belki’ler ile ‘yeniden buluşmaya’ aday. HAYAT öyle bir şey işte!
İki ailen oldu: Biri, “Benimkiler” dediklerin… Özün, ailen! Şeyda, Sami-Mirav, Tuna-Niso… ‘Anneannesinin gülü, anneannesinin aşkı’ Moti! Diğeri de Şalom Ailesi!
Sayende öğrendim: Beklentisiz, şartsız – karşılıksız – affetmenin – sevmenin erdemini!
Derin bir saygı duydum, savaşına, yaşama tutunuşuna, pes etmeyişine, yürekliliğine…
‘An’da buluştuk yıllar sonra, yeni baştan damıtarak sevgiyi, gitmeden önce, şükranına tanık, Yaradan’ın tüm sunularına... Son aylarında evrenin yaman gücüne hayran, HAYAT işte, dedik ya!
Azalırken bir şekilde… Diğer bir yandan da çoğalmıyor muyuz?
Mekânın cennet olsun, zamansızlıkta ışıklar içinde uyu, sevgili Zelda.
NANA TARABLUS
Teşekkür ederim Zelda…
Seninle Lika ve Silvyo Ovadya’nın düğün gecesi tanıştık. Bayağı uzun zaman önce… Aynı masayı paylaşıyorduk. Capcanlı, cazibeli ve konuşkandın. Birkaç dakikada kırk yıllık dost misali yakınlaştık.
İkna gücüne sahip olduğunu kimse inkâr edemez. Gece boyunca Şalom ekibine katılmam için beni etkilemeye çalıştın. “Becerir miyim, buna hazır mıyım?” türünden kafamda bir sürü soru işareti ve çekince vardı. Alttan girdin, üstten çıktın Zelda’cım o düğün gecesinin sonunda beni ikna etmiştin bile.
Bunca yıldır Şalom sayesinde hayalini bile kuramadığım kişilerle tanıştım, ünlü siyasetçi, bilim adamları, sanatçılarla söyleştim, medya kongrelerine katıldım, hayatıma anlam katan deneyimler edindim. Bütün bunları yaşamış olmamı biraz da sana borçluyum değil mi?
“Evet” dediğini duyuyor gibiyim Zelda’cım. Çünkü ben bunu zaman zaman sana hatırlattım… Müteşekkir olduğumu söyledim sık sık… İyi ki de söylemişim. Güzel giyimin, şen şakrak sesin, elinde sigaranla Şalom ofisine rüzgâr gibi girişini özledik ve özleyeceğiz. Son geldiğinde azimliydin, “az kaldı, geleceğim, göreceksin dergiye ne ilanlar alacağım,” demiştin. Olamadı ne yazık ki Zelda’cım…
NELLY BAROKAS
Geçen yılbaşı yemeğimizde öğrenmiştim Zelda’nın rahatsızlığını, birkaç hafta önce kendisiyle Şişli Etfal’de görüşmüştük. İyi görünüyordu, olabildiğince iyiydi. Bugünse bir başka ayrılığın tarifsiz hüznü yine çöküyor üzerimize.
Zelda’yı çok severdim. Şalom’da sayfa dizgisine geldiğim günlerde karşılaşır, hoş sohbetler ederdik. Albenisiyle, kendine özgü kişiliğiyle sıcakkanlıydı, sevecendi.
Son dönemde kötü hastalıklar sanki çok arttı. Dostlar arasında, aile çevresinde, komşuda, çarşıda... Kendimi dinliyorum; bu algıda seçicilik değil, hayatın acı yüzü.
Günün sonunda dünya daha geçici görünüyor böylelikle, sevdiklerimiz ve sevenlerimizle olan bağımızın ne denli önemli olduğu bir kez daha hissediliyor.
Zelda’yı özleyeceğim ve hep sevgi ile hatırlayacağım.
DAVİD OJALVO
Gerçekten çok üzgünüm içim acıyor. Evet, hasta olduğunu, kaçınılmaz sonu biliyorduk ama yine de beklemiyorduk. Büyük mücadele veriyordu hiçbir zaman teslim olmadı, umudunu kaybetmedi o her zaman çok güçlüydü ama olmadı.
Kendini biraz iyi hissettiğinde aramıza dönüp tekrar çalışmak en çok istediği şeylerdendi.
Sevgili Zelda, on iki sene birlikte çalıştık. Çok sevdiğim işimi senden öğrendim bana hep yol gösterdin hep destek verdin. Ara sıra didiştiğimizde oldu tabii ama her zaman arkamdaydın varlığını hissetmek çok özel ve güzeldi. Şimdi sanki bir yanım eksik kaldı.
Huzur içinde uyu…
Tüm Şalom Ailesinin başı sağ olsun.
ROZA KUTİEL
Uzun yıllar önce ilk olarak gazetede sonra da reklamda ciddi mesai veren Zelda’nın aramızdan ayrıldığını gerçekten üzüntüyle öğrendim. Onu en eski tanıyanlardan biriyim ve özellikle reklamda yarattığı rekabetle gazetemizin maddi olarak ayakta kalmasına çok katkısı olmuştur. Her zaman iyi anlaştığım Zelda’yı uzun süredir görmemiştim. Rahatsızlığını bildiğim halde Gila’nın ara uyarılarına rağmen telefona elimin varmadığını itiraf edebilirim. Aramamam ilgisizlikten değil ne söyleyeceğimi bilememekten. Sevgili Zelda ruhun şad olsun, mekanın cennet olsun.
SİLVYO OVADYA
Ne kadar hoş bir kadındın sen Zelda... Pazartesileri öğlene doğru gazeteye gelir 1. katın kapısında seyiriverirdin. Odana çıkmadan, elinde sigaran, önce bize uğrar “kolay gelsin kızlar” derdin hatırımızı sorarak. Bol kahkahalı öğle yemeklerimizi sen krakerle geçiştirir ama mutlaka kola içerdin. Çikolatayı çok severdin. Uzun saçların, genç giyiminle her zaman çok hoş gözükür, yaşını belli etmezdin. Alçakgönüllü ve sıcakkanlıydın. Dizgi odasında sık sık rastlaşır sohbet ederdik. Çok sevdiğin torununu dudaklarında kocaman bir gülümsemeyle anlatırdın. Sonra hastalandın ama telefondaki sesin hep iyiydi, umut doluydu, güçlü gözüküyordun. Demek buraya kadarmış sevgili Zelda, huzur içinde yat.
TUNA SAYLAĞ
Hayat çok acı. Hastalığı ona konduramıyordum bir türlü. Mayıs’ta görüştüğümüzde yeneceğim ben tüm bu hastalıkları demişti, yakında yeniden Şalom’da bir salı günü buluşup beraber yemek yiyeceğiz demişti. Çok çok üzgünüm...
KAREL VALANSİ
Sevgili Zelda, son bir yıldır Şalom’a geleceğin günü bekledim. Seni her tanıyandan senden bir anı dinledim. Anladım ki senden öğrenecek çok şeyimiz varmış. Çok erken gittin. Huzur içinde uyu..
ELDA ÜRETMEN
Zamanı gelmeden gidince insanlar, hep isyan edesim gelir. Cana yakın, matrak ve güler yüzlü Zelda, yakışmadı bu sana. Çok çabuk ayrıldın aramızdan. Hâlbuki daha nice geceler kalkıp gece yarısı bir koca tabak makarna devirecektin zevkle. Huzur içinde uyu.
KAREN G. ŞARHON
İnsana en fazla koyan şey dostlarını, yaşıtlarını kaybetmesi. Elinde sigaran, odadan odaya dolaşan, her daim güler yüzlü, kararlı Zelda; “Kim ne derse desin, ben bildiğimi okurum, doğru bildiğimden şaşmam, işime bakarım diyen” güçlü bir çalışan kadın profiliydi. Şalom’da en küçüğünden en büyüğüne seni özleyeceğiz. Yaptığın her şeyi, giydiğin her şeyi kendine yakıştırmayı bilen arkadaşım, bu erken gidişin sana hiç yakışmadı. Mekânın cennet olsun.
ANET PASE
Bazen o kadar saf o kadar farklı bulurdum ki “Zelda bu” derdim kendi kendime. Hâlâ kulaklarımda torununa ne zevkle kendine has o tavrı ile açık büfeden çikolata yedirdiğini anlatması... Ve kahkahası… Elinden bırakmadığı sigaranın külünü düşürmesi… Hiç beklemiyordum böyle bir haberi… Çok üzücü çokkk
ESTER YANNİER