İnsanlığın Doğum Günü: Şana Tova

25 Eylül gün batımında Yahudi alemi 5775. yıla giriyor...

Nazlı DOENYAS Kavram 0 yorum
24 Eylül 2014 Çarşamba

Roş Aşana, (Yeni Yıl )yaratılışın altıncı gününde, Tanrrı’nın

 “...insan yapalım dediği ...” dediği gündür.

Elul ayında başlayan kendine dönüş, hayatın gözden geçirilmesi, iç hesaplaşma devam ederken Roş Aşana’da bizi ve etrafımızı daha iyiye götüreceğine inandığımız  yeni kararlar, yeni umutlar,  ve yeni duygular ile yepyeni bir yıla başlarız.

Bu yıl Roş Aşana Bayramı’nı  25-26 Eylül Tarihlerinde kutluyoruz.

 

Roş Aşana, Yaratılış’ın altıncı gününde, Tanrı’nın “ … insan yapalım…” (Bereşit 1:26) dediği gündür. Yaratılış’ın başka hiçbir yerinde Tanrı “yapalım” veya “yaratalım” tarzı çoğul bir ifade kullanmaz. Tanrı neden özellikle insanın yaratılışında bir ortak arayışındadır? Tanrı burada kimin iştirakini istemektedir?1

Baal Şem Tov, insan dışındaki diğer bütün canlıların ‘tamamlanmış’ halde yaratıldıklarını anlatır. Hayvanlar, istekleri doğrultusunda kendilerini geliştirme yeteneğine sahip değildir. Tırtılın kelebeğe dönüşmesi, bu değişim, onların genlerinde programlanmış olduğu için mümkündür. Kendi isteği ve çabasıyla, yaradılışta olduğundan farklı bir hale gelebilme becerisi sadece insana verilmiştir. İyov, insanın dünyaya vahşi bir katır gibi geldiğini söyler (İyov 11:12), ve bu insan, ancak kendi hür iradesi ve çabasıyla bir hayvan olma durumundan, spiritüel bir varlığa dönüşebilir. Eğer Tanrı insanı doğuştan spiritüel (tinsel) bir canlı olarak yaratsaydı, insan, insan değil, melek olarak yaratılmış olurdu. Melekler, spiritüel varlıklar olarak yaratılırlar, ama insan, kendi çabası ile spiritüel bir varlığa dönüşmelidir.

Rabbi Abraham Twerski bunu şöyle yorumlar: “Bu yüzden Tanrı insanın, kendi yaratılışına ortak olmasını istemiş ve buna bağlı olarak insana: “…insan yapalım” demiştir. Her birimiz, kendimizi geliştirerek yaratılışımızın tamamlanması süreciyle Tanrı’nın ortaklarıyız.

Tanrı’nın Kendi Görüntüsünde ve Benzeyişinde yarattığı ‘insan’ olmayı hak edebilmek, ancak kişinin günlük hayatının her alanındaki davranışlarını yüceltip, yükseltip, ‘insan olma, adam olma’ kalitesine ulaşabilecek şekilde kutsallaştırmasıyla mümkün olabilir.

Sadece Şabat, bayramlar ve özel günlerin uygulamalarını değil, her günü, yaşadığımız her anı, yaptığımız her şeyi yüceltip kutsallaştırarak Tanrı’nın ortağı olabiliriz.

Bunun nasıl ve ne şekilde mümkün olabileceği, tüm detayları le, hayatın her alanına uygulanabilen, Tanrı’nın, çocuklarının iyiliği ve refahı için vermiş olduğu Tora ve mitzvalarda mevcuttur.

GEÇMİŞ, BUGÜN VE GELECEK

Bütün bayramlarda duanın ana teması, o güne ait özel kutsiyet- Keduşat Ayom’u içerir. Sadece Roş Aşana’da duanın ana teması üç bölümden oluşur: Malhuyot, Zihronot, Şofarot.

Malhuyot-Krallık: Tanrı’nın Kral, bizim Kral’ımız olduğunun ve her şeye hakim olduğunun, bütün dünyayı, üzerindekilerle, işlevleri ve birbirlerine olan bağlantılarıyla mükemmel bir dengede yaratanın O olduğunun bilincinde olmaktır. Dünya, Tanrı’nın Krallığı, bizler de O’nun halkıyız.

Zihronot-Hatırlama: Tanrı Kral olmasına ve bizim, O’nun karşısında kendimizi ufacık ve önemsiz hissetmemize rağmen, Zihronot bize Tanrı’nın gözünde önemli olduğumuzu hatırlatır. O, bizi hatırlar ve bize göz kulak olur. Tanrı, bizim her yaptığımızı kaydeder, çünkü her bir kişi, O’nun için mühim, anlamlı ve kayda değerdir. Zihronot, Tanrı’nın bizi her an hatırladığını ve hiçbir zaman unutmadığını teyit eder. Hayatımızın bazı dönemlerinde Tanrı bizi unutmuş gibi hissetsek bile, bu sadece bizim bakış açımızdan öyle görünür. Tanrı her zaman bizi hatırlar, bizi kollar ve bize önem verir.

Şofarot-Şofar Sesleri: Sina Dağı’nda Tora verilirken duyulan şofar seslerini kasteder. Şofarot, Tanrı’nın bizi sevdiğine ve bize önem verdiğine olan inancımızı ifade eder. Aynı zamanda Tanrı’nın bize Tora ve mitsvaları, O’nu nasıl sevebileceğimizi ve bu dünyada O’nun Varlığı’nı nasıl görülür hale getirebileceğimizin yollarını göstermek için verdiğini tasdikler. Mitsvalar yoluyla Tanrı’yı, O’nun istediği şekilde sevebilir ve O’na bağlanabiliriz.

Rabbi Jonathan Sacks, Roş Aşana’nın bu üç ana temasının şu cümleye karşılık geldiğini ifade eder: “Ad. Meleh Ad. Malah Ad.Yimloh Leolam Vaed - Tanrı Kral’dır, Tanrı Kral’dı ve Tanrı sonsuza dek tüm zamanlar boyunca Kral olacaktır.”

Malhuyot bugünü, Zihronot geçmişin anılarını, Şofarot ise geleceği simgeler. Şofar her zaman ilerde olacak bir şeyi işaret eder: Kralın gelişi, yaklaşan tehlike veya başlamak üzere olan bir duruşma gibi.

Teşuva bize, geçmişimizin geleceğimizi belirleyemeyeceği mesajını verir. Değişebiliriz. Gelecek sefer, bir önce davrandığımızdan farklı davranabiliriz. Aslında, geleceğimiz, geçmişimizi belirler. İnsan olarak gelişme kararlılığımız- gelecek yılda daha inançlı, daha duyarlı, daha saygın bir hayat sürmeye niyetlenmek - bize geçmişimizle ve geçmişimizdeki yetersizliklerimizle yüzleşebilme cesaretini ve dürüstlüğünü verir. Bizim teşuvamız ve Tanrı’nın affediciliği birleştiğinde geçmişimizin esiri olmadığımızı, geçmişimizin bizi esir almadığını idrak etmiş oluruz.

Roş Aşana’da yargılandığımız halde itiraf veya yakarış duaları yapılmaması ilginçtir. Bunlar, Yom Kipur dualarının içindedir. Lord Jakobovits bunu şöyle yorumlar: “Teşuva, iki düşünce yapısı ile gerçekleşir: gelecek ile ilgili taahhütler ve geçmiş ile ilgili pişmanlıklar. Roş Aşana, gelecek ile ilgili vaatleri ve sözleri içerir. Roş-baş demektir ve baş doğal olarak ileriye bakar, geriye değil. Roş Aşana’nın, Yom Kipur’dan önce gelmesinin anlamı; gelecekte daha iyi davranmaktaki kararlılığımızın, geçmişten duyduğumuz pişmanlıklarımızın önüne geçmesidir. Bu, aynı zamanda Roş Aşana’da şofar çalınmasının sebeplerinden biridir. Şofar da, dikkatimizi geride kalana değil, ileride olana yönlendirir.”

 

Roş Aşana Gelenekleri

 Her Roş Hodeş’ten önceki Şabat sabah duasında yapılan Yeni Ay İlanı duası - Birkat Ahodeş yapılmaz.

 Yahudi bayramlarında neşeyle söylenen methiye-Alel duası; Roş Aşana, Yom Kipur ve Purim’de söylenmez.

 Sinagoglar ve hahamlar beyazlara bürünür.

 24 Eylül Çarşamba ve 25 Eylül Perşembe geceleri akşam yemeğinde, gelecek sene için umutları, dilekleri ifade eden simgesel yiyecekler, ilgili dua edilerek bir seder- düzen çerçevesinde yenilir.

Şabat için genelde örgü şeklinde yapılan halla ekmeği, hayat döngüsünü simgeleyen yuvarlak şeklide yapılır.

 Yahudiler, Roş Aşana’da yargılandıklarını bildikleri halde, Tanrı’nın merhametinden ve bağışlayıcılığından emin olmanın verdiği güvenle mutlu hisseder, bayram giysilerini giyip, keyifle bayram yemekleri yerler.

 Roş Aşana’da gündüz uyumama âdeti vardır. Bunun bir yorumu, yargılanan kişinin yargılandığı sırada uyumasının mümkün olamayacağıdır. Başka bir yorum da, gündüz uyuyan kişinin koruyucu meleği ve kısmetinin de uyuyacağı inancıdır. Fakat R’Yitzchak Luria (Arizal), gündüz sinagogdaki şofar sesleri ve dualarla koruyucu meleklerin zaten uyanmış olduğunu belirtir ve günün yarısından sonra kestirmeye izin verir.

 

1 ’…Yaratalım’ derken Tanrı’nın kime/kimlere seslendiği hakkında farklı yorumlardan bazıları: melekler; toprak; pluralis majestatis-kullanarak- Kendisi… gibi

 

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla El Gid Para El Pratikante (Gözlem), Rosh Hashanah-It’s Significance Laws and Prayers, Every Person’s Guide to High Holy Days, Rosh Hashanah-Yom Kippur Survival Kit, Rabbi Abraham Twerski on Rosh Hashana Machzor, The Koren Sacks Rosh Hashana Mahzor, Kutsal Kitap, Yahudilikte İbadet kitaplarından ve www.chabad.org, www.jewfaq.org, www. judaism.about.com sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

*Katkıları için Rav Ceki Baruh’a teşekkür ederim. 

1 Yorum