Geçenlerde bir kabahat işledim... On Emir’de belirtilmeyen bir suç. Evlilikte ‘ben’ yoktur, ‘biz’ vardır. Üzerinde hakkım olan ama eşime haber vermeden yok etmeye hakkım olmayan bir şeyi elden çıkardım. Biliyorum, anlaşılmıyor ama kabahatimin konusu, yazının konusunu etkilemediğinden, açıklamaya hiç niyetim yok. Üzerinde kafa yormayın lütfen... Eşimin yanına sokuldum ve gerekli açılış konuşmasını yaptıktan sonra, gözyaşları içinde itiraf ettim. Üzüldü tabii. Ama ikimizin de bildiği bir şey vardı. Eylül ayındaydık ve af dileme, barışma zamanıydı
Sağıra lanet etme. Körün önüne engel koyma. Tanrı’ndan çekin, Ben Aşem’im (Vayikra 19:14).
Bu çok önemli ‘pasuk’u bir Dar Açı yazımda açıklamış (Gözü görmeyenin yoluna engel koymak...) ve bir bölümünde şöyle demiştim:
Pasuk’ta sözü geçen ‘kör’ kişiye gelecek olursak... Görme engelli birinin önüne taş koymak, aklı başında bir insanın yapabileceği bir hareket değildir. Bu yüzden söz konusu emri sadece fiziksel anlamda ele almak doğru olmaz. Ancak ‘pasuk’un sözcüklerini ‘gerçeği göremeyen kişi’ olarak değiştirirsek, o zaman olay bambaşka bir hal alır.
Alkol almaması gereken ama kendini tutamayanın önüne içki şişesini koymak, bağımlılık tedavisi gören birine herhangi bir şekilde kolaylık sağlamak, ilaçları çocukların ulaşabileceği yerlerde bulundurmak gibi eylemler, ‘körün önüne engel koymak’ kavramı kapsamına girer.
Biri benim önüme bir engel koydu ve o konuda kendini tutmakta zorlanan ben, içimdeki kötü eğilimin (yetser ara) heveslendirmesi ve kışkırtmasıyla, tuzağa balıklama atlayıverdim. İtiraf ediyorum ki, önce sadece memnuniyet hissettim, ardından kanıksadım, sıkıldım, sonra da... Birkaç gün sonra sabaha karşı uyanıverdim. İçimdeki iyi ses, iyi eğilim idi (yetzer tov) beni rahatsız eden. Uyku sersemi olmam gerekirken kafam makine gibi çalışıyor, başım zonkluyordu. “Yanlış yaptın,” diyordu iyi ses. “Kocana haksızlık ettin. Buna hakkın yoktu.” Ruhumun çektiği azabı kelimelerle anlatamam. Ruhum acı duyduğu için vücudum da duruma hemen ayak uydurdu. Kalbim güm güm atıyor, midem içinde kedi varmış gibi tırmalanıyordu. Birden gök gürledi ve çok şiddetli bir yağmur başladı. “Haksızlık ettin... ettin... ettin...” Kötü ses suspustu. Bir ara, “Ama sen büyümemiş bir çocuksun” dedi ve tekrar köşesine çekildi. Derken ezan duyuldu. Beni her zaman yatıştırmayı başlatan bu ses bile, tekrar uykuya dalmamı sağlayamadı. “Yanlış yaptın... yaptın... yaptın...” Kocamın çalar saate doğru uzandığını ve alarmı susturduğunu fark ettim. Uyanmıştı. Yanına sokuldum ve gerekli açılış konuşmasını yaptıktan sonra, gözyaşları içinde itiraf ettim. Üzüldü tabii. Ama ikimizin de bildiği bir şey vardı. Eylül ayındaydık ve af dileme, barışma zamanıydı. Vicdanım rahatladı ama vücudumun sıkıntıları bir süre devam etti.
İşim daha bitmedi. Roş Aşana ile Yom Kipur arasındaki bugünlerde iyice düşünecek, sorunumun derinliğine inmeye çalışacak ve Kipur günü, dua kitabımdan okuyarak itiraf edeceğim:
Suçluyuz, aldattık, hırsızlık yaptık, başkalarının arkasından kötü konuştuk ve iftirada bulunduk, haksızlık ettik. Başkalarının günah işlemesine ve kötülük yapmasına neden olduk. Bile bile günah işledik, zora başvurduk ve başkalarını yalan yere suçladık. Kötü öğütler verdik, insanları kandırdık, öfkelendik, alay ettik, hor gördük, başkaldırdık, kışkırttık, aldattık, boş ve yalan yere yemin ettik, bile bile emirlerine karşı geldik ve emirlerini önemsemedik. Başkalarına acı çektirdik, inatçılık ettik. Kötülük yaptık, ayıp ettik ve çok kötü davrandık. Doğru yoldan saptık ve diğerlerinin de doğru yoldan sapmasına neden olduk. Ve Senin iyi emir ve kurallarından uzaklaştık ama bu bize hiçbir şey kazandırmadı. Ve Sen, başımıza gelen her şeyde adil davrandın. Çünkü Sen dürüstçe hareket ettin, biz ise kötülük yaptık.
Peki ya benim önüme engel koyanlar? Tanrı’ndan çekin, Ben Aşem’im diyor pasuk. Engel koyduğun kişilerin arkasında Ben varım. Bunun hesabını sizden sorarım! Az önce yazdıklarıma bakın, duada neler var? Doğru yoldan saptık ve diğerlerinin de doğru yoldan sapmasına neden olduk. Ben yanlış yaptım ama tek başıma değilim. Aşem hakkımı koruyacak.
Af dileyeceğim:
Ağzımızdan çıkan sözlerle önünde (huzurunda) işlediğimiz günah için, önünde gizlice işlediğimiz günah için, başkalarına tepeden bakarak önünde işlediğimiz günah için, fazlasıyla boş konuşarak işlediğimiz günah için, inatçılık ederek önünde işlediğimiz günah için, dedikodu yaparak önünde işlediğimiz günah için, istemeden işlediğimiz günah için, aklımızın karışması sonucunda önünde işlediğimiz günah için...
Her bir cümle üzerinde uzun uzun düşünecek ve sanırım, hepsine uygun bir günah işlediğimi fark edeceğim. “Ben ne günah işledim ki!” demeye eğilimliyiz hepimiz. Alın size basit kabahat gibi gördüğümüz günahlar.
İnsanız... Zayıfız... Birbirimize sadece güzel sözler söylemek varken en kırıcı ifadeleri nasıl da bulup çıkarıyoruz! İşin acıklı yanı, bunun günah olduğunun farkında bile değiliz.
Tanrı’ya yaklaşmaya çalışacağım:
Güçlü olan ve ışık saçan Sen / Göklerin ve yeryüzünün Yaratıcısı / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / En derin sırları açıklayan Sen / Doğru konuşan Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Görkemli giysisine bürünmüş olan Sen / Eşsiz olan Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Bakışları temiz olan ve kötülere bakmayan Sen / Göklerde oturan Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Günahları bastıran, adaletle bezenmiş olan Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Kralların Kralı / Korku uyandıran Yüce Tanrı / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Düşenlere destek veren Sen / Ezilenlere cevap veren Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Bedelimizi ödeyen ve bizi kurtaran / Büyük bir güçle ilerleyen Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? / Yüce göklerden oturan / Kalbi temiz olanları destekleyen Sen / Kim Senin gibi güçlü bir Tanrı’dır? Kim Senin gibi günahları bağışlar ve mirasından kalanların suçlarını görmezden gelir? Öfken uzun sürmüyor Tanrım çünkü Sen bağışlayıcı, devamlı iyilik yapmak isteyen bir Tanrısın. Bizi yeniden bağışlayacak, günahlarımızı silecek ve hatalarımızı denizin derinliklerine atacaksın.
Sonra yakaracağım:
Babamız Kralımız (Avinu Malkenu), Senin önünde günah işledik, bize acı / Babamız Kralımız, Senden başka Kralımız yok / Babamız Kralımız, İsminin hatırına bize iyi davran / Babamız Kralımız, bizim için iyi bir yıl yenile / Babamız Kralımız, bizimle ilgili tüm sert ve kötü hükümleri iptal et / Babamız Kralımız, bizden nefret edenlerin, amaçlarını gerçekleştirmesine engel ol / Babamız Kralımız, düşmanlarımızın planını boz / Babamız Kralımız, çocuklarını salgından, yağmadan, yıkımdan ve vebadan (ve kötü eğilimlerden) koru / Babamız Kralımız, halkının içindeki tüm hastaları tam olarak iyileştir / Babamız Kralımız, mirasından belaları uzak tut / Babamız Kralımız, bizim yalnızca toz olduğumuzu hatırla / Babamız Kralımız, tüm hatalarımızı sil ve bağışla / Babamız Kralımız, hakkımızdaki, kararın kötü kısımlarını iptal et / Babamız Kralımız, sonsuz merhametinle bütün borçlarımızın kayıtlarını sil / Babamız Kralımız, gözlerinin önünden tüm günahlarımızı sil ve onları yok et.
Farkındaysanız, herkesin adına itiraf ediliyor ve af dileniyor, sevgili okurlar.
Ve yalvaracağım:
Babamız Kralımız, bizi İyi Bir Yaşam Kitabı’na yaz / Babamız Kralımız, bizi Dürüstlerin ve Sana Bağlı Olanların Kitabı’na yaz / Babamız Kralımız, bizi Erdemlilerin ve Günahsızların Kitabı’na yaz / Babamız Kralımız, bizi Bağışlama Kitabı’na / Temize Çıkarılanların, Hataları Silinenlerin Kitabı’na yaz / Babamız Kralımız, bizi Refah ve İyi Bir Geçim Kitabı’na yaz / Babamız Kralımız, bizi Kurtuluş ve Esenlik Kitabı’na yaz / Babamız Kralımız, bizi önünde (huzurunda) iyi bir şekilde hatırla / Babamız Kralımız, bizi bağışla ve bize cevap ver / Babamız Kralımız, tam bir pişmanlıkla Sana dönmemizi sağla / Babamız Kralımız, sesimizi duy, bizleri kurtar ve bizlere bağışlayıcı davran / Babamız Kralımız, bizim için değilse bile, Kendi hatırına bunları yap / Babamız Kralımız, dualarımızı şefkatle ve iyilikle kabul et / Babamız Kralımız, bizleri Senin önünden elimiz boş döndürme
Bu tür dilekler küçük değişikliklerle defalarca tekrarlanıyor. Umarım sizi Kipur için bir dua kitabı edinmeye (zaten varsa okumaya) heveslendirmişimdir.
Son olarak Tanrı’ya şükredeceğim:
Sana teşekkür ediyoruz Ad., sonsuza dek Tanrımız ve atalarımızın Tanrısı olduğun için, Sen Kayamız (gücümüz), yaşamımızın Kayası ve kurtuluşumuzun Koruyucususun. Her kuşakta, Senin elinde olan yaşamlarımız için, bizim hatırımıza her gün gerçekleştirdiğin mucizeler için, her an, akşam, sabah ve öğlen yaptığın mucizeler ve iyilikler için Sana teşekkür edeceğiz ve övgülerimizi dile getireceğiz. Sen iyisin, merhametini sakınmıyorsun. Bağışlayıcısın, sevgin tükenmiyor. Her zaman için umudumuz Sende.
Ve bütün bunlar için İsmin sonsuza dek kutsansın, yüceltilsin ve övülsün. Ve tüm canlılar Sana teşekkür etsin.
İçtenlikle umuyorum ki, geçmiş günahlarımdan arınacak ve kar gibi saf ve beyaz olacağım.
Yom Kipur vesilesi ile bilerek ya da bilmeden kırdığım herkesten özür diliyorum.
İyi Yaşam Kitapları’na yazılırız inşallah.