Bu hafta ağımıza takılanlar

Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da mevcut iktidarın da ne Türk Musevi cemaatiyle ne İsrail’deki Türk asıllı Yahudilerle ne de diğer İsrail vatandaşlarıyla zerre kadar bir problemi yok. Türkiye’nin İsrail’le tek sorunu Siyonist rejimle sınırlı, yani sorun sadece Mavi Marmara katliamını, Gazze katliamlarını, Filistin topraklarındaki diğer katliamları gerçekleştiren Siyonist rejimle. Bu hükümet hiçbir zaman anti-semitist bir yaklaşımda olmadı, olmaz da. Olsa olsa buna anti-siyonist yaklaşım denilebilir. TAHA DAĞLI – HABER7

İzak BARON Diğer
15 Ekim 2014 Çarşamba

 

  • 2015’İN ARİFESİNDE, AKP YAHUDİLERE ÖZEL BİR ROL ATFETMEK İSTİYOR: ÜLKE İKTİDARLARININ AYRIMCILIK, IRKÇILIK, NEFRET SİCİLİNE MAKYAJ YAPIP, TEMİZ GÖSTERMEDE ONLARI KULLANMA GAYRETİNDE

Efsanelerin bile bir tarihsel gerçeğe dayanan küçük de olsa bir çekirdeği vardır… Bu masalda böyle bir çekirdek var mı, bir bakalım…

İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye, sınırlarını Yahudilere açmış olsa, bundan herkesten evvel komşu Bulgaristan ve Yunanistan Yahudileri yararlanmayacak mıydı? Bu ülkelerin Türkiye’yle müşterek sınırları vardı ve Alman işgaline uğramışlardı. O halde, önce Yunanistan’a bakalım. Örneğin, Selanik’te yaşayan 40 bin Yahudi’den kimler Türkiye’ye sığınabilmişti? Tarihçiler ve kitapları Selanik Yahudi cemaatinin neredeyse tümünün, Treblinka yok etme (extermination) kamplarında can vermiş olduklarını çoktandır belgelediler. Oysa bu Yahudiler, Nazi’lerin işgalinden kaçmak üzere Türkiye sınırlarını karadan ve teknelerle, sandallarla, kayıklarla çıktıkları denizden az zorlamadılar. Netice ortada: Kapı komşumuz Yunanistan’ın Yahudi cemaati, bu savaş sırasında en radikal şekilde yok olan topluluklardan biri. Takribi 40.000 kişilik grubun yüzde 90’ı telef oldu (Örneğin, Fransız Yahudilerinin yüzde 25’i telef olmuştur). Kalan yüzde 10, öncelikle içeride saklanmayı başaranlar, Türkiye’ye sığındığı için kurtulanlar değil. 

...

İyi de, bu efsanenin dayandığı hiç mi gerçek olay, bir vesile yoktur? İki ayrı pakette sunabilecek vesileler mevcut. İlki çoğu Yahudi, 190 kadar Alman üniversite profesörünün 1930’ların başında Türkiye’ye davet edilmesi... O sırada yeni kurulmakta olan Türkiye üniversitelerine kalifiye eleman bulma zorluğu karşısında düşünülen çözümlerden biri, Nazi’lerin iktidara gelmesiyle kendilerini Almanya’da persona non grata - istenmeyen kişi durumunda bulmaya başlayan Yahudi profesörlerden katkı istemek olur. Bu öğretim üyeleri, savaşın başlamasından hayli evvel Türkiye’ye çağırılmışlardır; burada çağdaş üniversite eğitiminin kurulmasında büyük katkıları olmuştur. Dolayısıyla, bu olayda bir kurtarma, “kucak açma” niyetinin belirleyici olduğunu söylemek mümkün değildir... Ancak şu ya da bu sebeplerle olsun, bu bilim insanlarının savaş sırasında Türkiye’de olmakla Nazi zulmünden kurtulmuş oldukları doğrudur.

Bunun dışında, Necdet Kent, Selahaddin Ülkümen gibi birkaç Türk diplomatın kişisel inisiyatifiyle Yahudilere pasaport vererek ya da toplama kamplarına gönderilmelerini engelleyerek gerçekleştirdikleri eylemleri de saymak mümkün. Ancak bu diplomatların cesaretiyle eş zamanda ve Türkiye’nin resmî politikası gereğince, uzun süredir Avrupa’da yaşayan Yahudilerin vatandaşlıktan çıkarılması da uygulanıyordu. Nötr ülke mensuplarının vatandaşlıktan çıkarılması ise, onları derhal “toplama kamplarına sürülebilir” kılıyordu.

Bu tartışma sürdürülebilir, sürdürülmelidir. Ancak su aşikardır ki, 2015’in arifesinde, AKP Yahudilere özel bir rol atfetmek istiyor: Ülke iktidarlarının ayrımcılık, ırkçılık, nefret siciline makyaj yapıp, temiz göstermede onları kullanma gayretinde. Bunu yaparken Numan Bey’in de her istediğini tarihe söyletemeyeceğini bilmesi gerek.

Nora Şeni

http://t24.com.tr/haber/hayir-numan-bey-2dunya-savasinda-turkiye-yahudilere-kucak-acmadi,272406

 

  • TÜRK ASILLI OLSUN OLMASIN SİYONİST PENCEREDEN TÜRKİYE’YE BAKAN HERKES, TÜRKİYE’NİN YAHUDİLERLE BİR SORUNUNUN OLMADIĞINI, SORUNUN SADECE SİYONİST REJİMLE SINIRLI OLDUĞUNU, BU SORUNUN DA SADECE TÜRKİYE TARAFINDAN DEĞİL YAHUDİLER TARAFINDAN BİLE DESTEKLENDİĞİNİ ARTIK KAVRAMALI

Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da mevcut iktidarın da ne Türk Musevi cemaatiyle ne İsrail’deki Türk asıllı Yahudilerle ne de diğer İsrail vatandaşlarıyla zerre kadar bir problemi yok.

Türkiye’nin İsrail’le tek sorunu Siyonist rejimle sınırlı, yani sorun sadece Mavi Marmara katliamını, Gazze katliamlarını, Filistin topraklarındaki diğer katliamları gerçekleştiren Siyonist rejimle. Bu hükümet hiçbir zaman anti-semitist bir yaklaşımda olmadı, olmaz da. Olsa olsa buna anti-siyonist yaklaşım denilebilir.

Anti-siyonizmin anti-semitizm ile de hiçbir alakası yoktur. Daha geçen günlerde Yahudi olup da İsrail Başbakanı Netanyahu’yu New York’ta protesto eden anti-Siyonist Yahudileri gördük, içlerinde hahamlar da vardı.

Ya da işgal yıldönümlerinde Filistinlilerle birlikte yürüyüp, Siyonist İsrail askerinin hedefi olan anti Siyonist Yahudileri de defalarca izledik.

O yüzden Türk asıllı olsun olmasın Siyonist pencereden Türkiye’ye bakan herkes, Türkiye’nin Yahudilerle bir sorununun olmadığını, sorunun sadece Siyonist rejimle sınırlı olduğunu, bu sorunun da sadece Türkiye tarafından değil Yahudiler tarafından bile desteklendiğini artık kavramalı.

Taha Dağlı

http://www.haber7.com/yazarlar/taha-dagli/1208518-chp-yahudilerin-kafasini-karistirdi

 

Netten okumalar

 

  • İSRAİL SİNA’DA NASIL CASUSLUK YAPIYOR?

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2014/09/egypt-sinai-israel-mossad-shin-bet-spies-smugglers.html#

 

  • İSRAİL TUZAĞI – TAHA ÖZHAN

http://haber.stargazete.com/yazar/israil-tuzagi/haber-947041

 

  • HOLOKOST SONRASI HALİL TURHANLI

http://www.taraf.com.tr/yazilar/halil-turhanli/holokost-sonrasi/30945/

 

  • 45 YILDIR AYNI KİTABI YAZARAK 2014 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ ALDI – ZEYNEP MİRAÇ

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/keyif/27366249.asp