İbranice köle anlamına gelen eved sözcüğü, la’avod (çalışmak) fiilinden türemiştir. Dolayısıyla Yahudi Kanunu’na göre köle, aslında bir çalışan ya da hizmetlidir.
Eved’in işçiden farkı şunlardır: Yaptığı iş için gündelik ya da maaş almaz; efendisinin evinin bir düyesidir ve efendisi, eved’in üzerinde ataerkil bir güce sahiptir (örneğin kölesi için bir eş seçebilir ve kölenin olduğu gibi, onun için seçtiği eşin de sahibidir). Bu tanımı okuduktan sonra eminim, örneğin özel şoför çalıştıran bazı işadamlarının ona köle gibi davrandığını kabul edeceksiniz sanırım. Üç kuruşa ona evinin hizmetini de yaptırır, fırsatını bulursa evlendirir, sonra karısını da personeline katar. Bakalım Yahudi kanunu kölelik konusunda neler diyor, hep birlikte okuyalım. Bu yazımı yazarken Şemot ile Vayikra kitaplarından yardım aldım
Modern dünyayı şekillendiren dört devrim vardır: İngiliz, Amerikan, Fransız ve Rus devrimleri. İngiliz ve Amerikan devrimleri, Tanah’tan esinlenmiştir. Bunun nedeni, matbaanın keşfi ile Kutsal Kitap’ın on altıncı ve on yedinci yüzyıllarda ilk kez iyice yaygı nlaşmasıdır. Buna karşın Fransız ve Rus devrimleri felsefeden, sırasıyla Jean Jacques Rousseau ile Karl Marx’ın eser ve çalışmalarından etkilenmiştir.
Bu dört devrim farklı bir şekilde gelişmiş, İngiltere ve Amerika’da iç savaşların ardından, aşamalı olarak özgürleşmeye, insan haklarına ve sonunda demokrasiye yol açmıştır. Oysa Fransız ve Rus devrimleri ütopik düşlerle başlamış ve kâbusla son bulmuştur. Her ikisi de teröre, kan dökülmesine ve insan haklarının kısıtlanmasına neden olmuştur.
Peki, felsefe ile Tora’nın siyasi görüşü arasındaki fark nedir? Vayikra Kitabı’nın Bear peraşası, adalet, özgürlük ve insan onuruna saygı duyan bir toplum resmi çizer. Dilerseniz, peraşanın kölelerle ilgili bölümlerine bir göz atalım.
Kardeşin yanında düşkünleşir, sana satılırsa, onu köle işiyle çalıştırma (Vayikra 25:39).
Hemen Şemot Kitabı’nın İbrani erkek köle bölümünü de inceliyoruz.
Bir İbrani köle satın alırsan, bu köle sana altı yıl hizmet edecek ve yedinci yıl karşılıksız olarak serbest kalacaktır (Şemot 21:2).
Buradan öğreniyoruz ki, Bir Yahudi ancak maddi çaresizlik durumunda (satacak başka malı mülkü yoksa hatta üzerindeki elbiseyi satacak hale düşmüşse) kendini köle olarak satabilir. Başka bir deyişle, örneğin bir hayvan ya da ev satın almak için kendini köle olarak satma hakkına sahip değildir (Torat Koanim).
Dizedeki ‘sana satılırsa’ ifadesi bizi biraz düşünmeye itmeli. Bir kişi hırsızlık yaptığı veya çaldığı malın parasını ödemediği için dinî mahkeme tarafından satılabilir. Ancak düşkünlükten satılmakla dinî mahkeme tarafından satılmak arasında, köleliğe uygulanan kurallar açısından bir durum farkı yoktur.
Peki dinî mahkeme kişiyi köle olarak satmışsa, o kişi sonsuza dek köle olarak mı kalır? Hayır. Haftanın günlerinin yedincisi Şabat ise, yılların yedincisi de Şmita yılıdır. Bunun dışında bir de ellinci yıl yani, Yovel (Jübile) yılı vardır. Köleler her iki durumda da, Şmita’dan önce düştüğü takdirde, Yovel yılı geldiğinde serbest kalır. Diyelim ki bir köle, dinî mahkeme tarafından köle olarak satıldı. Araya (diyelim iki yıl sonra) Yovel girmezse, altıncı yılın sonunda serbest kalır; Yovel girerse, sadece (örneğin) iki yıl sonra özgürlüğüne kavuşur.
Bir köle, Şmita ve Yovel dışında iki yolla daha serbest kalabilir. Efendisi ölürse veya altı yılın dolmasına kadar olan sürenin parasını öderse. Peki, nasıl serbest kalacak? Dize, karşılıksız olarak diyor. Köle, hizmeti sırasında hasta düşüp iş görememişse, hatta efendisi onun tedavisi için büyük masraf yapmışsa bile, zamanı dolduğunda, kölenin efendisine karşı hiçbir yükümlülüğü yoktur (Rambam). Aksine, efendisinin onu boş elle göndermesi yasaktır. (Devarim 15:14)
Dikkat edilecek bir nokta daha; ‘Kardeşin’ sözcüğü
Buradan iki şey öğreniyoruz. Birincisi, bir kişi köle satın almayı düşünüyorsa, Yahudi köle seçeneğine öncelik vermelidir. Böylece hem kendi işini görmüş olacak, hem de kardeşinin kendini toparlamasına imkân tanıyacaktır. İkincisi, dinî mahkeme yaptığı hırsızlığın parasını ödemeyen bir Yahudi’yi köle olarak satma kararı vermişse, onu Yahudi olmayan birine satamaz (Torat Koanim).
Sıra geldi o kişiyi köle olarak çalıştırmama emrine. “Onun köle olduğunu belli edecek işlerin için kullanma. Örneğin giysilerini hamama taşımak, ayakkabılarını giydirmek gibi aşağılayıcı görevler verme” (Torat Koanim). Ya da “Ona, üzerinde hâkimiyet kurma amaçlı, kölelere özgü işler verme” (Raşbam).
Tora’nın bu kişiden hem ‘kardeşin’, hem de ‘köle’ olarak söz etmesi, Yahudi bir efendi ile Yahudi kölesi arasındaki iki yönlü ilişkiye işaret eder. Efendi, kölesine karşı kardeşlik duyguları içinde davranmalı, köle de efendisine karşı, bir kölenin yapması gerektiği şekilde saygılı olmalı, gayretli bir şekilde çalışmalıdır. (Torat Koanim)
Her ne kadar köle olarak adlandırılsa bile, sözü edilen kişi istendiği şekilde kullanılamaz. Kendi ustalığı doğrultusunda bir işe verilir, belirli mesai saatlerinin dışında ya da başka işlerde zorlanamaz.
Aklıma yine patronla şoförü örneği geldi, sevgili okurlar. Tanıdığım patron, mesai saati dışında, evindeki gaz tüpünü gayet efendi bir adam olan yaşlı başlı şoförüne taşıtıyor, adamcağız ben bunu kendi evimde bile yapmam diye yakınıyordu.
Yanında ücretli işçi ya da mukim gibi olacak, Yovel yılına kadar seninle çalışacaktır (Vayikra 25:40).
Dize ‘yanında...’ (ya da seninle olacak) diyor, bundan da bir kural çıkıyor. “Kardeşin birçok konuda seninle aynı konumda olacak. Yemek, içmek ve temiz giysi açısından seninle aynı koşullar altında bulunmalıdır. Kendin kaliteli yiyecekler yerken, ona kuru ekmek veremezsin. Kendin yıllanmış şarap içerken, ona genç şarap veremezsin (yani ona şarap versen bile, o şarap senin içtiğinle aynı nitelikte olmalıdır). Sen rahat yatakta yatarken, onu saman balyalarının üzerinde yatıramazsın.” (Torat koanim).
“Onu, ücretli bir işçi tutmuşsun gibi, beceri gerektiren bir işle ya da tarım işleriyle görevlendirebilirsin (Torat Koanim; Raşi). Eğer köleliği normal şartlar altında olduğu gibi altı yıl bitiminde sona ererse, yıl bazında tutulmuş ücretli işçi (yani bir süre senin yanında çalışan Yahudi bir işçi) konumundadır. Eğer altı yılın sonunda yanından ayrılmak istemezse ve Yovel yılına kadar seninle kalmayı tercih ederse, mukimle benzer konumdadır, zira uzun bir süre senin yanında kalacaktır (Sforno; Daat Mikra). Bu açıdan senin evinde köle muamelesi görmemelidir. Para karşılığında çalışan bir işçiye nasıl davranırsan, ona da öyle davranmalısın.” (Ramban). Mukimden kasıt, yurt dışında gelip, çalışması karşılığında ev sahibinin ücret ve/veya yemek/yatak verdiği bir Ger Toşav’dır. Eskiden bu tür uygulamalar birçok toplumda görülürdü. Bunun bir örneği, hayatının önemli bir bölümünü dayısı Lavan’ın yanında geçiren Yaakov atamızdır.
Hizmete başladığında bekârsa, tek başına ayrılacaktır. Eğer evliyse, eşi de onunla birlikte ayrılacaktır. Efendisi ona bir eş verir ve (bu kadın) ona oğullar ya da kızlar doğurursa, kadın, çocuklarıyla birlikte efendisinin malı olarak kalacak, köle ise tek başına ayrılacaktır. Eğer köle “Efendimi, eşimi ve çocuklarımı seviyorum, serbest kalmak istemiyorum derse, efendisi onu mahkemeye getirmelidir. Onu kapının ya da pervazın yanına getirerek, efendisi onun kulağını delecektir. Köle bunun ardından efendisine zamanın sonuna dek hizmet edecektir (Şemot 21:3-6).
Köleye eş verme konusunda, efendiye ait, Yahudi olmayan bir köle kadından söz edilmektedir (Mehilta; Raşi). Eğer cariye Yahudi olsaydı, ne kendisi, ne de çocukları efendiye ait olurdu. (Raşi, Ramban)
Tora, özgürlüğü reddedip efendisinin yönetiminde köle olarak kalmaya, yine köle olan eşi ve çocuklarıyla yaşamaya devam eden bir köleyi hor görür. Hizmet süresini uzatmak için yapılan ritüel, kulak ve kapıyı vurgulamaktadır. Kapı ve pervaz, özgürlüğü temsil eder çünkü Yahudiler, Mısır’da özgürlüklerine kavuşmadan önce Pesah korbanlarının kanını kapılarına sürmüştü. Rabilerimiz, Sina’da “Çalmayacaksın!” emrini duyduğu halde çaldığı için altı yıl köle olmasına karşın özgürlüğüne kavuşmayı reddedecek kadar düşmüş olan kulağın, delinmeyi hak ettiğini söyler. Sadece Tanrı’nın kulu olmak varken, bir insanın kölesi olmayı tercih eden bir Yahudi, Mısır’daki pervaz dersini algılayamamış demektir. Bu nedenle kulak delme işlemi kapıda yapılır. (Talmud, Kiduşin 22b)
Efendisi onu neden mahkemeye götürmeli?
Köleyi efendiye satan bir yargı organı olduğuna göre, hizmet süresini uzatma kararının verilmesinde yargıçlar rol oynamalıdır. (Raşi) Yargıçlar, köleyi bu aptalca kararından vazgeçirmeye uğraşır.
Efendi, kulağı kapının iç kısmına doğru delmelidir. Kullanılan alet kulağı delip geçer ama kapıya girmez. Kapının yanında kulaktan akan kan, Mısır’da kapılara sürülen kanı hatırlatacak, öte yandan köleye, “Ben sana gitmen için kapıyı açtım ama sen kendin kapattın” mesajını verecektir. (Rabenu Behaye)
Zamanın sonuna dek hizmet edecektir ifadesi, Yovel yılına kadar anlamına gelmektedir. Ellinci yıl olan Yovel’de her şey ait olduğu özgün konumuna geri döner ve dünya yeni bir döneme girer. Mallar asıl sahiplerine, tüm köleler ilk altı yıllarının ortasında olsalar bile, ailelerine geri döner. Hizmet süresini uzatmış olan bir köle, efendisi ellinci yıldan önce ölürse serbest kalır.
Zamanın sonu ifadesinin elli yıllık dönemi ifade ettiğine dair bir ipucu da, Peygamber Şemuel’in hayatında mevcuttur. Annesi Kadın Peygamber Hana (öyküsünü okumuştunuz, hatırlıyor musunuz?) Şemuel’in, ‘zamanın sonuna kadar Tanrı’nın evinde oturacağını’ söylemişti (Şemuel I, 1:22). Şemuel, Tanrı’nın hizmetine girdiğinde iki yaşında, öldüğünde ise 52 yaşındaydı. (Daat Zekenim; Rabenu Behaye)
Yazımız devam edecek sevgili okurlar. Özgür kalın!