Kudüs’ün doğusunu merkeze bağlayan, doğusu ile batısı arasında rahat ve güvenilir bir kamu taşımacılığı hizmeti için yapılan hafif metro son zamanlarda terörün en büyük hedefi oldu.
Geçtiğimiz haftalarda meydana gelen iki farklı terör olayında, içlerinde üç aylık bir bebeğin de olduğu dört kişi, hafif metronun durağa gelmesini beklerken araba ile ezilerek öldürüldü.
Kudüs’ün, Mahane Yehuda, Yafo Caddesi gibi merkezi bölgelerini şehrin doğusundaki Arapların yoğun olduğu Shuafat kasabasına bağlayan trenin yolcuları bugünlerde gidecekleri yerlere korku içinde gidiyorlar.
Hafif metronun planlayıcılarının stratejisi başlangıçta, şehrin Yahudi batısı ile Arap doğusu arasında fiziksel bir hat açarak Kudüs’ün sosyo-ekonomik bölünmüşlüğüne bir çözüm bulmaktı.
Şehrin geleceğini planlayanlar, ulaşımın kolay hale gelmesi ile doğu ile batı arasında ekonomik ilişkilerin artacağını dolayısı ile toplumun farklı kesimleri arasındaki izolasyonun azalacağını hesaplamışlardı.
Ancak hafif metro yoğun yolcu trafiği ve şehrin ana arterlerinden geçmesi dolayısı ile her Filistin-İsrail geriliminde terörün ve halk protestoların hedefi oluyor.
Doğuyu batıya bağlayan bir ulaşım aracı olarak, dindar ve laik Yahudilerden, Yahudi yerleşimcilere, dindar Araplardan Hıristiyan azınlığa, şehrin etnik yapısının bir mikro kozmosu olan tren taşıdığı kalabalıkla aynı zamanda teröristler için de kolay bir hedef.
İsrail’de türünün ilk örneği olan ulaşım sistemini işleten şirket, Citypass’in Sözcüsü Özel Vatik, son günlerde meydana gelen şiddet olayları ile ilgili olarak basına şöyle konuştu:
“Hafif metro aynı zamanda Kudüs’ün bir mikro kozmosudur. Şu anda şehirde son derece gergin bir atmosfer var, dolayısı ile Kudüs’te olan iyi kötü her şeyin bu rayların üstüne yansıması bir rastlantı değil.”
