Yeni nesil Filistin sineması politik söylemler ile dolu hikayeler yerine sıradan insanların günlük yaşamlarını, şahsi problemlerini beyazperdeye yansıtmayı tercih ediyor.
Genelde Filistin sineması deyince, insanın aklına İsrail’in bölgedeki askeri varlığı, Batı Şeria ve Gazze gibi kavramlar ve 66 yıl önce İsrail’in kurulması ile başlayan siyasi süreç gelir.
Ancak bütün bu siyasi gürültü ve çatışmanı dumanı içinde sıradan Filistinlilerin günlük hayatları içinde yaşadığı var olma mücadelesi kimsenin aklına gelmez.
Filistinli film direktörü Enas I. Al-Muthaffar, İsrail’in The Media Line Kanalı’na yaptığı açıklamada, şimdiye kadar olan Filistin sinemasına göre olayları çok daha farklı bir açıdan beyaz perdeye yansıtan bir sinemadan bahsediyor.
Uluslararası film endüstrisi kuruluşu IMDB tarafından resmen tanınan bir yönetmen olan Al Muthaffar bu yeni tür insani sinemayı şöyle anlatıyor: “Dünya medyasında manşetlerden düşmememize rağmen şimdiye kadar Filistin’den çıkan filmlerin iş yapmamasının sebebi kişisel hikâyelere odaklanmak yerine salt siyasi kalmalarıdır, halbuki asıl anlatılması gereken,
‘Filistin’de yaşamanın ne demek olduğu’dur.”
Paradise Now ve Ömer filmlerinin yapımcısı, iki defa Oscar ödülüne aday gösterilen Direktör Hani Abu Assad da yeni kuşak Filistin sineması için şöyle konuşuyor: “ Sinema benim için, kendini, insani duyguları ifade etme sanatıdır, zaten bunun için yönetmen oldum.”
Abu Assad, filmlerinde, siyasi mesaj vermek yerine, seyirciye kendini düşmanının yerine koysaydın acaba o şartlarda, ‘sen ne yapardın?’ sorusunu sorduğunu belirtiyor.