Bir evin ruhudur eşyaları, rengidir, kokusudur. Doğru eşyaları doğru yerlere yerleştirmek, evin ruhunu tamamlamak ise bir sanat. İnsanın sevdiği işi yapmasının ne kadar önemli olduğunu Canan Delevi’den yaşanabilir evlerini dinlerken bir kez daha hatırladım. Yaşanılabilir evlerin sırlarını, iç mimarlığı, ev dekorasyonunu bir de Canan’dan dinleyelim.
Lian PENSO
Canan Delevi kimdir? Bize kendinden bahseder misin?
1986 doğumluyum. Ulus Özel Musevi Lisesini bitirdikten sonra 2009 yılında Yeditepe Üniversitesi İtalyanca Sanat ve Tasarım bölümünden mezun oldum. Bölümüm gereği hem iç mimarlık hem moda tasarımı hem de endüstriyel tasarım okudum.
İç mimarlığa nasıl başladın? Nasıl kendini keşfedip bu işe yöneldin?
Her zaman tasarım işinde olacağımı biliyordum ama ne tasarlayacağımdan emin değildim. Lise birinci sınıftan üniversite bitene kadar her yaz farklı alanlarda stajlar yaptım. Dergi ve reklam çekimlerini giydirmekten, triko fabrikasında çalışmaya, iç mimari ofislerinden dekorasyon dükkânlarına her tür işte çalıştım; böylece neyi sevip sevmediğimi gördüm. Endüstriyel tasarım konusunda branşlaşmış olsam da iş hayatına başlamamla iç mimariye kaydım. 2014 yılının başında da son çalıştığım yerden de ayrılıp kendim bu işe atıldım. İç mimarlık yaparken zaten evlere kendi tasarladığım mobilyaları da yerleştirmek bu işin artısı.
İç mimarlığı nasıl anlatırsın? Matematik mi, zevk mi, çizim mi? Neden?
Mekân sahibi beni ilk aradığında birbirimizi tanımak ve de ihtiyaçları anlamak için buluşuyoruz. Evi birlikte de gezebiliyoruz. Onlar akıllarındakini, sevdikleri ve sevmediklerini anlatıyorlar. Buna zevk diyebiliriz. Daha sonra ölçü alıyorum ve en elverişli olacağına inandığım yerleşimi bulana kadar çizim yapıyorum, buna matematik de diyebiliriz. Ev sahipleri de bu sırada tüm seçenekleri görebiliyor. Bu bazen de akıllarındaki fikrin neden olamayacağını görmelerini hem de aslında daha başka olanaklar da olduğunu anlamalarını sağlıyor. Daha sonra seçilen yerleşimleri hayata geçirmek için eksikleri listeleyip, gerekirse kumaş gerekirse hazır mobilya bakmaya başlıyoruz. Bu iş aslında tek bir kelimeyle değil hepsinin birleşmesiyle oluşuyor.
Bir evi dekore ederken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Günlük hayatı ve rutini düşünerek vaktinizi en çok hangi odada, ne yaparken geçirdiğinizi düşünün ve oraya yönelin. Örneğin kitap okumaktan zevk alıyorsanız okuma bölümü oluşturun. Çocuk odaları için de aynısı geçerli, okuldan eve geldiklerinde nelerle uğraşıyorlar, derslerini nerede, ne kadar vakit harcayarak çalışıyorlar. Ayrıca aydınlatma her oda için çok önemli bir konu. Doğru aydınlatma bir odanın havasını hemen değiştirebilir. Sıkıldıkça kolaylıkla değiştirilebilecek şeyleri korkmadan alın. Renkli yastıklar bir koltuğun havasını hemen değiştirirken bitkiler de mekânlara hayat verir.
Senin mekânların nasıl olmalı?
Şahsen ben işlevi olmayan şeyleri çok ortalıkta tutmayı sevmem. Tabii ki göze hoş gözüken birkaç obje her zaman güzeldir ama daha çok günlük hayatımıza yararlı olacak eşyaları düşünürüm ve kullanırım. Rahatlık görsellikten daha önemlidir. En başta yaşayacak olan kendi düzenini düşünmelidir, “misafir ağırlayınca evim hoş gözüksün” demek ikinci planda kalmalı. Rahat bir televizyon izleme bölümü, yemek daveti vermeyi seviyorlarsa geniş bir masa ve kolaylıkla ulaşılabilen bir büfe, yemek yapmaktan zevk alıyorlarsa çalışması kolay bir mutfak… Önemli olan size uygun olması.
Sana göre yaşanılabilir bir ev nasıldır?
Tek bir koltuk ve sehpa etrafında bile yaşanılabilir; gerektiğinde yatak, gerektiğinde yemek yenecek ortama dönüşüyorsa kimisi için bu yeterli olabilir. Herkesin evde geçirdiği vakit ve neler yaptığı önemlidir. İçi gereksiz mobilyalarla ve süslerle doldurulmuş, parmak ucunda “aman düşürmeyeyim, bozmayayım” dediğim yer benim için müzedir, ama kendimi rahatça koltuğuma atabiliyorsam ve oturduğum yerde kitabımı okuyacak ışığım, büyük bir kütüphanem, her gün kullandığım eşyalarımı koyabileceğim geniş bir masam, etrafta içimi açan bitkilerim, misafirlerime keyifli yemekler hazırlayabileceğim mutfağım varsa bu bana huzur verir, işte orası da yaşanılabilir evdir. Yaşanılabilir ev huzuru bulduğunuz yerdir.