Yedi İspanyol kardeşten oluşan Los Vivancos, ‘Aeternum’ ve ‘7 Hermanos’ gösterileriyle CRR sahnesinde dans ateşine hayat verecek. Sıra dışı flamenko danslarıyla tanınan topluluk, Ankara’daki gösterilerinin ardından 19 ve 20 Aralık günlerinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda unutulmaz bir dans şöleni sunacaklar. Kardeşlerden Josua Sayos, gösterilerinin epik havasını, dövüş sanatlarıyla ilgili tecrübelerinin sahnedeki duruşlarına nasıl yansıdığını anlattı
Kuruluşlarının 10. yılında ‘Best of Los Vivancos’ olarak sundukları gösterileriyle son şovları ‘Aeternum’ ve onları tüm dünyaya tanıtan ‘7 Hermanos’ gösterilerinin en iyi bölümlerini bir araya getiren ekip, Flamenko dansçısı babaları Pedro’nun izinden aile geleneğini sürdürüyor. ‘Aeternum’ gösterisi için Budapeşte Senfoni Orkestrası’nın kaydettiği müziklerle, ‘7 Hermanos’ un yüksek enerjili rock müziklerini aynı sahnede buluşturan grup, özellikle fiziksel olarak zorlayıcı hareketlerini büyüleyici bir estetikle sunuyor.
İki şovunuzu aynı sahnede buluşturuyorsunuz; ikisini asıl kıyaslarsınız?
Türkiye dâhil olmak üzere, onlarca ülkede sahne aldık ve milyonlarca kişiye ulaştık. Bu şekilde yüzlerce gösteriye çıkmış olduk ve artık daha güçlü bir dansımız var. İlk gösteri bizim hikâyemizi anlatıyor ve orijinal bir tarafı var ancak ‘Aeternum’ çok daha çekici bir gösteri. Elbette her gösteride bir öncekine göre çok daha güçlü bir dans ortaya çıkıyor ve biz her iki gösterinin en iyi bölümlerini birleştirmiş olduk.
Senfonik müzikler sahnede size eşlik ediyor olacak; yine epik bir flamenko gösterisi izleyeceğimizi söyleyebilir miyiz?
Los Vivancos’un müziklerinde en çok Judah sorumlu ama Aeternum için Fernando Valezquez’in müzik prodüksiyonu ve orkestra düzenlemeleri olağanüstüydü ve yüzü aşkın müzisyenle Budapeşte Senfoni Orkestrası ile kayıtlar gerçekleştirdik. Sahnede Aeternum’un epik havası yine olacak ve kesinlikle bir Hollywood filmi gibi, epik bir flamenko hikâyesi diyebiliriz.
Sahnede tavandan gelen deri kayışlara asılarak dans ediyorsunuz ve böylesine zorlayıcı hareketlerinizin herhangi bir göndermesi var mı?
‘Aeternum’, doğaüstü olayları ve sınırlarını sorguluyor ve tüm o fiziksel hareketlerle, sanat sonsuzluktur fikrinden yola çıkıyoruz. Sahnede danslarımızla yine ölümsüzlüğe ve sonsuzluğa göndermeler yapıyor olacağız.
Tüm kardeşler dövüş sanatları ve klasik balede flamenkoda olduğu kadar deneyimlisiniz; bunların dansınıza sizce nasıl bir etkisi oluyor?
Dövüş sanatları deneyimimiz sayesinde sahnede çok güçlü bir dans ortaya çıkıyor. Klasik bale eğitimi de estetik için çok önemli ve bu gösteride dövüş sanatları da ince bir estetikle sahnede oluyor. Sahnede flamenko ile birlikte kung-fu ve hatta kick boks bile var.
Los Vivancos olarak, ‘Cirque du Soleil’ ile adını duyuran ve ünlü ‘Corteo’ gösterisine de imza atan Daniele Finzi Pasca ile işbirliği yaptınız. Pasca sahneniz için ne gibi yeni fikirlerle geldi?
Daniele Finzi Pasca sanat danışmanlığımızı yaptı. Özelikle Aternum gösterimizin prömiyerine birkaç hafta kala neredeyse 7/24 bizimle beraberdi ve sahnedeki her türlü ayrıntıyla ilgili yepyeni fikirler verdi. Bir anlamda sahnede izleyeceğiniz Los Vivancos projesi için son halini veren kişi diyebiliriz.
Ünlü İspanyol korku filmleri ‘Yetimhane’ (El Orfanato) ve ‘Julia’nın Gözleri’ (Los Ojos de Julia) için yaptığı müziklerle bilinen Fernando Valezquez’le de çalıştınız. Peki, gösterinizde bir korku filmi atmosferi oluştu mu?
Zaten bizler de o ünlü korku filmi ‘Yetimhane’yi izledikten sonra, özellikle Valezquez ile çalışmak istedik. Gösterimizde hem Los Vivancos’un müzikleri var, hem Valezquez’in müzikleri. Ancak bizim gösterimizde filmlerinde olduğu gibi korku ya da gerilim duygusundan çok epik bir film duygusu var, belki gösterideki senfonik müzikleri de düşünecek olursanız, daha çok ‘Karayip Korsanları’ gibi büyük Hollywood prodüksiyonunu anımsatıyor diyebiliriz.