Bu hafta ağımıza takılanlar

Bir de sosyal medya üzerinden yaşananlar var. Ne zaman İsrail ile ilgili bir gelişme yaşansa sosyal medyada Yahudi isimli kullanıcılar sayısız hakarete maruz kalıyor.500 yıldır bu topraklarda yaşayan Yahudi cemaati, antisemitist söylem ve eylemlerin artık son bulmasını istiyor. Peki, bu başarılabilir mi? Bu sorunun bir sihirli değnekle çözülmesi mümkün görünmüyor. Herhalde en başta, toplum üzerinde geniş etkileri olan politikacıların sözlerine büyük özen göstermeleri, antisemitizm başta olmak üzere, nefret söylemleri kullanmaktan kaçınmaları ve kullananları da kınamaları gerekiyor… Türkiye kültürel zenginliğini koruyabilmek, tüm vatandaşlarının güven içinde yaşayabilmesini sağlamak ve Yahudi kökenli vatandaşların başını çektiği bir beyin göçünü engellemek istiyorsa anti- semitizmle ciddi bir mücadeleye girişmelidir. SİBEL HÜRTAŞ – www.almonitor.com

İzak BARON Diğer
31 Aralık 2014 Çarşamba
  • KIŞ ORTASINDA DOMATES VE HIYAR TOHUMU İTHAL EDER, TORNADAN ÇIKMIŞ ÇEKİRDEKSİZ DOMATES VE HIYAR YETİŞTİRİR, EV ALIR, ARABA ALIR, YAHUDİLERE KÜFREDERİZ

Mesela; 

-İsrail’in geliştirdiği tohumla yetişen “Ürdün İsotu”nu ithal eder, kış ortasında acının tadını çıkarırken Yahudilere küfrederiz.

-“Ürdün İsotu”nun mevsimi geçince bu kez de gene İsrail’in geliştirdiği “Şili Biberi”nin tohumunu getirtip seralarında eker, kışın zemherisinde  “dürmügümüze” koyup o zehir zemberek acının verdiği şevkle Yahudilere küfrederiz.

-İsrail’den ithal karpuz tohumunu Ceyhan ve Harran Ovalarında eker, hem yetişen çekirdeksiz bal gibi karpuzu hem yer, hem de Yahudilere küfrederiz.

-Patlıcan tohumunu İsrail’den ithal eder, yarım metrelik balıketi gibi çekirdeksiz patlıcanlarla “balcanlı” ve “tepsi kebabı” yapar, yerken lezzetinin verdiği hazla Yahudilere küfrederiz.

-Kış ortasında domates ve hıyar tohumu ithal eder, tornadan çıkmış çekirdeksiz domates ve hıyar yetiştirir, ev alır, araba alır, Yahudilere küfrederiz.

-Seralarda ektiğimiz İsrail tohumlarını “döllemesi” için gene İsrail’in genlerini sırf dölleme için geliştirdiği tek kullanımlık arıları getirir, tohumları dölletir, Yahudilere küfrederiz.

-Savaş uçaklarımızın bilgisayar programlarını ve beynini İsrail’den alır, kendi dağlarımızı bombalar,“ ticaret başka, düşmanlık başka” diyerek bir de fetvasını bulur, Yahudilere küfrederiz.

-40-50 yıllık döküntü tanklarımızı İsrail’de “şasi üzeri” yeniler, modernize eder, bayramlarda resmigeçitten geçirirken “gurur duyar”, kendi köylerimizi yıkar, boşaltır, Yahudilere küfür ederiz.

-İsrail’in programladığı uçakları kullanabilsinler diye pilotlarımızı İsrailli uzmanlara Konya’da eğittirir, Roboski’de kendi insanımızı bombalatır, bayramlarda uçak akrobasisi yaptırır, Yahudilere küfrederiz.

-”Dinlerine lanet! Ama her işlerinde bizden dürüst ve sağlamlar,” diyerek bütün toptan eşya alışlarımızı İstanbul Yahudilerinden yapar, Yahudilere küfrederiz.

-Özel sohbetlerde ve özellikle odalarda Yahudilerin Filistin/Sina çölünü cennete çevirdiklerini, oysa aynı coğrafyayı paylaştıkları Müslümanların bir bağ maydanoz bile yetiştiremediğini söyler, kamuya açık alanda Yahudilere küfrederiz.

-Anlayacağınız gibi Yahudi icat eder, teknoloji geliştirir; bizler de onların her yeni icadına karşılık yeni bir küfür icat ederiz.

Kısacası biz Müslümanlar iyi küfür ederiz.

Kim bilir belki bir gün biz Müslümanlar da bir şeyler geliştirip insanlığa sunar, bu sefer de Yahudiler küfür geliştirmeye başlarlar.

Mustafa Güneş

http://www.urfahaber.net/yazar/musluman-ve-ozelestiri-1373.html

 

  • TÜRKİYE KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİNİ KORUYABİLMEK, TÜM VATANDAŞLARININ GÜVEN İÇİNDE YAŞABİLMESİNİ SAĞLAMAK VE YAHUDİ KÖKENLİ VATANDAŞLARIN BAŞINI ÇEKTİĞİ BİR BEYİN GÖÇÜNÜ ENGELLEMEK İSTİYORSA ANTİ-SEMİTİZMLE CİDDİ BİR MÜCADELEYE GİRİŞMELİDİR

Cemaat üzerinde endişe yarattığı vurgulanan antisemitist eylem ve söylemler ne yazık ki Mavi Marmara adlı gemide 9 Türk vatandaşının İsrail güvenlik güçlerince öldürüldüğü 2010 yılından bu yana Türkiye’nin gündeminden düşmüyor. Ne zaman İsrail ile ilgili bir olay yaşansa doruk noktasına ulaşıyor.

Örneğin İsrail güvenlik güçlerinin 5 Kasım’da Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskına misilleme yapmak isteyen Edirne Valisi Dursun Şahin, 21 Kasım’da “O eşkıya kılıklı insanlar orada Müslümanları katlederken, biz de onların burada sinagoglarını yapıyoruz” açıklamasını yapmıştı. Ardından da il merkezindeki Edirne Sinagogu’nu ibadete kapatmıştı. Tepkiler üzerine Vali kararını geri çekmek zorunda kaldı. Vali Şahin’in sözleri açıkça bir “nefret söylemi” oluşturmasına rağmen, bu sözler herhangi bir yasal yaptırımla karşılaşmadı. Üstelik Şahin, bu sözleri 1934 yılında Edirne ve Trakya bölgesinde yaşayan Yahudilere karşı günler süren bir pogromun uygulandığı ilin bugünkü valisi olarak söylemişti. 1934 pogromundan sonra on binlerce Yahudi Trakya bölgesini terk etmiş ve bu olaylar Türkiye Yahudi cemaati için büyük bir travmaya yol açmıştı.

Açıldığından beri 1986, 1992 ve 2003 yıllarında üç kez bombalı saldırıya maruz kalan İstanbul’daki Neve Şalom Sinagogu da yukarıda bahsi geçen Mescidi Aksa baskınının ardından iki farklı eylemin adresi oldu. 10 Kasım’da aşırı milliyetçi gençlerin oluşturduğu Alperen Ocakları üyesi 100 kişi sinagoga yürümek istedi, ardından 13 Kasım 2014’te Sinagog önüne öğretmen olduğu öğrenilen bir kişi tarafından “Yıkılacak mekan” pankartı asıldı. İstanbul’daki Ortaköy sinagogu da temmuz ayında bir grubun yumurtalı saldırısına uğramıştı.- Bahsi geçen bu saldırıların hiçbiri bırakın bir cezalandırmayı kınamaya dahi uğramadı.

Bir de sosyal medya üzerinden yaşananlar var. Ne zaman İsrail ile ilgili bir gelişme yaşansa sosyal medyada Yahudi isimli kullanıcılar sayısız hakarete maruz kalıyor.

500 yıldır bu topraklarda yaşayan Yahudi cemaati, anti semitist söylem ve eylemlerin artık son bulmasını istiyor. Peki bu başarılabilir mi? Bu sorunun bir sihirli değnekle çözülmesi mümkün görünmüyor. Herhalde en başta, toplum üzerinde geniş etkileri olan politikacıların sözlerine büyük özen göstermeleri, anti-semitizm başta olmak üzere, nefret söylemleri kullanmaktan kaçınmaları ve kullananları da kınamaları gerekiyor. Ancak Türkiye’de Erdoğan iktidarının bu konuda umut verici bir performans ortaya koymadığı çok açık. Örneğin, yukarıda anti-semitist sözlerine yer verdiğimiz Edirne Valisi, ne bir soruşturmaya uğradı ne de hükümetten bir reaksiyon gördü.

Türkiye’nin ayrıca nefret söylemleri ve nefret suçlarını engelleyecek yasaları da bir an önce çıkarması gerekiyor.

Türkiye kültürel zenginliğini koruyabilmek, tüm vatandaşlarının güven içinde yaşayabilmesini sağlamak ve Yahudi kökenli vatandaşların başını çektiği bir beyin göçünü engellemek istiyorsa anti semitizmle ciddi bir mücadeleye girişmelidir.

Ancak bu şekilde Mois Gabay’ın “Bu topraklarda bir Müslüman gencin Yahudi bir kıza aşkı üstüne romanlar yazılsın” rüyası gerçekleştirilebilir.

Sibel Hürtaş

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2014/12/turkey-israel-young-jews-leaving-turkey.html#ixzz3NDcEITnW

 

  • “ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİM; BEN, YUNANLARIN, ERMENİLERİN, MUSEVİLERİN VE MÜSLÜMANLARIN OLDUĞU BİR LİSEDE OKUDUM VE ONLAR BENİM İÇİN ARKADAŞIN ÖTESİNDE KARDEŞ GİBİYDİLER. ARTIK HEPİMİZ BÜYÜDÜK, BULUŞTUĞUMUZ ZAMAN BİRBİRİMİZE “NASILSIN KARDEŞİM?” DİYE SESLENİRİZ. DİNÎ BAYRAMLARIMIZDA KARŞILIKLI OLARAK BİRBİRİMİZİ ARAYIP KUTLARIZ.”

İstanbul’daki Musevi ailelerin sosyal hayatlarını ve bazı Yahudi şahsiyetleri içeren yeni bir projeye başlamak üzereyim. İzmir’e de gideceğim. Bu projede Yahudi cemaatinden sanatçıların yanında, özel koleksiyoncular da olacak. Aynı zamanda, Türkiye’de ilk olarak Yahudi kadınların başlattığı mesleklerle ilgili bir diziye de yer verilecek. Mesela tanışıp fotoğrafını çektiğim bale öğretmeni bir kadın var,  üç nesildir nineden toruna kadınları yetiştiriyor. Bu çok önemli. Yeni projede multimedya filmler de olacak. Eskiden, Los Paşaros Sefaradis isminde Ladino şarkıları söyleyen bir müzik grubu vardı. Bu grubun üyelerinden birisinin dairesinde çok büyük bir müzikal enstrüman koleksiyonu var. O dairede de  fotoğraf çekeceğim, çok ilginç olacak. Bir de İstiklal Caddesi’nde Kelebek Korse Evi var, biliyorsunuz dükkânını kapatmak zorunda. Onun fotoğraflarını çekmeyi planlıyorum. 2-3 yıl içinde bu projeyi bitirip üçüncü projeme başlayacağım. Bu projem ise İstanbul’u terk eden ve şu an örneğin İsrail veya Hollanda’da yaşamakta olan Yahudilerle ilgili olacak. Bunların yanında Yahudilikle ilgili olmayan küçük projelerim de olacak. Bir örnek vermem gerekirse, bir kulüp için fotoğraf çekerken Çerkezköy’de yaşayan ve tarımla uğraşıp inek yetiştiren bir kadınla tanıştım. İstanbul’dan 12 yıl önce ayrıldı. Küçük bir tarla ve birkaç inek almıştı. Şimdi yüzden fazla ineği var. Doğal süt üretiyor. Böyle bir insanın hayatı önemli bir belgesel olabilir. Bu gibi projelerim olacak.

(…) Şunu söyleyebilirim; ben, Yunanların, Ermenilerin, Musevilerin ve Müslümanların olduğu bir lisede okudum ve onlar benim için arkadaşın ötesinde kardeş gibiydiler. Artık hepimiz büyüdük, buluştuğumuz zaman birbirimize “Nasılsın kardeşim?” diye sesleniriz. Dinî bayramlarımızda karşılıklı olarak birbirimizi arayıp kutlarız.

Öte yandan Yahudi kimliğimden ötürü askerlik benim için çok zor, çok kötü geçen bir süreç oldu. Bu anlamda kimliğe atfedilenlerin olumlu, olumsuz farklı yüzleri var.

(…) Bunu düşündüğümde hissettiğim duygunun adı panik. Türkiye’de cemaat olarak Türkçe konuşuyoruz. Oysa bizim büyüklerimiz Ladino konuşuyorlardı. Bizim de Ladino ile büyüyeceğimiz gibi bir hayalleri vardı, ama gerçek çok farklı. Örneğin, UNESCO Ladino’yu tehlike altındaki dillerden biri olarak ilan etti. Ladino kullanımı zamanla sona erebilir. Tamam, sinagoglarımız var, bir hastanemiz ve bir okulumuz var. Ama insanlar yoksa, gelecek nesiller ne olacak?

Alberto Modiano (Berge Arabian)

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/10078/keske-belgesel-fotografciligina-on-yil-once-baslasaymisim

 

  • DÜN EVE GİRERKEN ALKENT'TE KAPIDAKİ NOTU GÖRÜNCE KAFAMA DANK ETTİ. "MUSEVİ KOMŞULARIMIZIN HANUKA BAYRAMLARINI KUTLARIZ" DİYOR, KÜÇÜK AFİŞ

Bir yığın Hıristiyan, Musevi arkadaşım var. Can arkadaşlarım..

Her bayramımı kutlarlar, ya evime gelip, ya mesajla..

Dün eve girerken Alkent'te kapıdaki notu görünce kafama dank etti. "Musevi komşularımızın Hanuka Bayramlarını kutlarız" diyor, küçük afiş..

Yahu Alkent yönetimi bile kutluyor. Ben unutuyorum.

Onlar beni unutmazken..

Yahudilerin en kutsal bayramlarından Hanuka bugünlerde..

Hıristiyanların Noel'i de öyle..

Devlet büyüklerimiz mesajlar yayınlamış, kutlamışlar.. Ben atlıyorum.

Olacak şey değil..

Kutlu olsun dostlarım..

Noel'iniz, Hanuka'nız kutlu olsun!.. Mutlu olsun!.

Hıncal Uluç

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2014/12/24/kutlu-olsun-dostlar

 

  • DÜNYANIN DİĞER ZALİMLERİ, DEĞİL TEK TEK, EN TOPTAN HALİYLE BİR YAHUDİ KADAR NASİPLENMEDİ YURDUM VİCDANLARININ BEDDUALARINDAN

İsrail'in Filistine saldırısının başladığı ve bittiği tarihler arasında dünya üzerinde on binlerce mazlum sivil katledildi ve bunun çok büyük bir kısmı bulunduğumuz coğrafyada gerçekleşti.

Afrika'da köyleri basan Hristiyan ve Müslüman milisler kan banyosu yapıyor.

Irak'ta 2 milyondan fazla sivil evini terkederken sıcağa dayanamayan çocuklarını çöllere gömdü.

Suriye'de yaşamak değil ölmek sıradan bir hal aldı.

İsrail'in cami bombalaması en dinsizimizin bile sinirlerini zıplatırken, Suriye ve Irak'ta camilerin içlerindeki sivillerle havaya uçurulmasına en dindarımız bile kulaklarını kapadı.

Bunlar olurken ve ruh halin böyleyken Filistinlileri sırf mazlum oldukları için sevdiğin, diğer mazlumlara olan duyarsızlığın düşünülünce çok ama çok havada kalıyor ey yurdum insanı.

Sen: Filistinlileri sevmiyor muyum?

Ben: Hayır...

Yine sen: O halde neden bu kadar üzgünüm?

Yine ben: Çünkü onları öldürenler Yahudi.

İsrail Filistine saldırdığı an başlar boykot maceran. Önce Coca Cola'dan başlarsın. Tüm boykotların demirbaşıdır o marka.

Efendim ona verdiğimiz paralar Filistin'e bomba oluyormuş.

(…) İsrail'e iki scud, Kürt'lere de bol kimyasal attı diye bir milyon mazlumun katilini şehit kabul eden belki de milyonlar var yurdumun vicdanları arasında.

Dünyanın diğer zalimleri, değil tek tek, en toptan haliyle bir Yahudi kadar nasiplenmedi yurdum vicdanlarının beddualarından.

Daha sayamadığım nice örneğe bakınca sorma gereği duyuyorum.

Ağlamak için öldürenin kimliğine bakan sen, sevgili vicdan; Gazze'ye olan ilgin Filistin sevgisinden değil de, Yahudi nefretinden olabilir mi?

http://blog.radikal.com.tr/yasam/filistin-sevgisi-mi-yahudi-nefreti-mi-83722

 

  • MUSEVİ MAHALLESİ, KENDİ OKULLARI, OTOBÜSÜ, DÜKKÂNLARI, BANKALARI, POLİS GÜCÜ VE BEKÇİLERİYLE TAM BİR KURTARILMIŞ BÖLGE

İkinci durağım, Williamsburg’deki Musevi mahallesi oldu. Williamsburg’un bir tarafında, New York’tan göç etmiş  “cool” gençler, birkaç durak ötede ise hâlâ birkaç yüzyıl öncesi yaşam kodlarında ısrar eden Ortodoks Yahudiler var. Musevi mahallesi, kendi okulları, otobüsü, dükkânları, bankaları, polis gücü ve bekçileriyle tam bir kurtarılmış bölge. Farklı tarikatlar olsa da yaşam, dini esaslara göre tasarlanmış. Belediye, Ortodoks Musevi cemaatinin kendi okullarında istediği tarz din eğitimi vermesine karışmıyor. Yanımdan geçen ailelerin 6-7 çocuğu var. Kadınlar, başörtüsü niyetine peruk takıyor. Konuşulan dil, çoğunlukla Orta Avrupa Yahudilerinin dili sayılan Yiddish. Sokaklar, cıvıl cıvıl. Burası, dindar bir Yahudi aile için İsrail’den bile daha güvenli ve özgür bir yer...

Aslı Aydıntaşbaş

http://www.milliyet.com.tr/alternatif-new-york/siyaset/ydetay/1991166/default.htm

 

Netten okumalar

 

  • 18 MADDEDE VARLIK VERGİSİ: VARLIKLARI VARLIĞIMIZA ARMAĞAN OLDU – EMEL GÜLCAN

https://listelist.com/varlik-vergisi/

 

  • ORTADOĞU 2014 – SOLİ ÖZEL

http://www.haberturk.com/yazarlar/soli-ozel/1022659-ortadogu-2014

 

  • HALİD’İN BAŞINA GELENLER! – EMİN ÇÖLAŞAN

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/emin-colasan/halidin-basina-gelenler-692933/

 

  • DAVUTOĞLU'NUN UNUTTUĞU OSMANLI YAHUDİLERİ – SERDAR KORUCU

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/10068/davutoglu-nun-unuttugu-osmanli-yahudileri

 

  • BODRUM YAHUDİ MEZARLIĞI FOTOĞRAFLARI

http://bodrumyahudimezarligifotgraflari.blogspot.com.au/

 

  • 28 ARALIK 1933: IRKÇI NİHAL ATSIZ, TRAKYA OLAYLARI'NIN ZEMİNİNİ HAZIRLIYOR

http://arsiv.marksist.org/tarihte-bugun/13462-28-aralik-1933-irkci-nihal-atsiz-trakya-olaylarinin-zeminini-hazirliyor

 

  • “BU MEZARLARDA ATALARIM YATIYOR!”

http://gunaydinmilas.com/milas/1314-bu-mezarlarda-atalarim-yatiyor

 

  • İKİ AN..

http://www.hakanbayulgen.com/blog/iki-an

 

 “Geçmiş Zaman Olur Ki” – Twitter’dan

 

  • HALİÇ POSTASI@HALİCPOSTASİ