Düşen petrol fiyatları Türkiye´de ve dünyada nasıl ekonomik etkilere yol açaçak?
ABD’nin önde gelen uluslararası finans kurumlarından Goldman Sachs’ın baş ekonomisti Jan Hatzius’un, çeşitli ortamlarda kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplar yol gösterici olabilir.
ABD ekonomisinde büyüme eğilimi devam edecek mi?
Evet, yurtiçinde güç diğer ekonomik zayıflıkları dengeleyecektir.
Doların güçlenmesi büyüme üzerinde baskı yaratacak mı?
Evet, ancak düşük petrol fiyatları sebebiyle kısa vadede yönetilebilir olacaktır.
Konut piyasasında iyileşme hızlanacak mı?
Evet, özellikle müstakil konut sektöründe. Hane halkı formasyonu genç yetişkinler ebeveynlerinin evlerinden taşındıkça gelişecektir.
Tüketici harcamalarında büyüme hızlanacak mı?
Evet, düşük petrol fiyatları nedeniyle harcanabilir gerçek gelir artacak.
Yatırım harcamalarında büyüme artacak mı?
Hayır. Sermaye harcamaları uzun vadeli esaslara göre baskı altında görünmüyor ve petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji sektöründe bir engel yaratması olası görünüyor.
Ücretlerdeki büyüme yüzde 3-4 aralığı içinde mi olacak?
Hayır. Eksik istihdam oranına istinaden işgücü piyasasında hala gevşeklik var.
Çekirdek enflasyon FED’in yüzde 2 hedefine ulaşacak mı?
Hayır. Dolar güçlü, ücret artışı düşük ve depresif petrol fiyatlarının olumsuz etkisi olacaktır.
Haziran’daki FOMC toplantısında faizler artırılacak mı?
Hayır, çünkü enflasyon muhtemelen yüzde 2 hedefine ulaşamayacak. Ücret ve fiyat enflasyonu için mutabık olunan tahminlere dayanarak ilk faiz artırımının Haziran 2015 tarihinden sonra olacağını düşünüyoruz. En erken eylülde olabilir.
Goldman Sachs’ın Baş Ekonomisti Jan Hatzius şöyle özetliyor: “ABD ekonomisi dolar ile birlikte, diğer büyük ekonomilere göre, daha hızlı büyüyecek. Ama FED’in hedefi altında kalan enflasyonun, faiz artışını en erken Eylül ayına itmesi gündeme gelebilir ve düşük petrol fiyatlarının ekonomideki etkisi hissedilmeye devam edecek.”
Kaynak: Bloomberg
Warren Buffet günümüzü nasıl okuyor?
ABD’li ünlü yatırımcı Warren Buffett, 2015 yılı için yatırım tavsiyeleri ise daha güvenli adımlar atmayı ve ufak birikimleri dahi uzun vadede yatırıma çevirebilmeyi önermekte.
GÜVENLİ, DÜŞÜK MALİYETLİ, UZUN VADELİ YATIRIMLAR
Buffett, 2015 yılı için Berkshire Hathaway hissedarlarına yazdığı tavsiyelerde, yatırımcıların paralarını uzun vadeli, düşük maliyetli ve güvenli yatırımlara yöneltmesi gerektiğine işaret etti. Buffett, kendisinin de elindeki tüm nakdi, karısı için, verimli olduğunu düşündüğü uzun vadeli ve oldukça eski bir yatırım aracına yatıracağını söylüyor.
BITCOIN’DEN UZAK DURUN
Her zaman teknolojiyle ilgili yatırımlara mesafeli olan Buffett’tan, yatırımcılara son yılların en fazla yükselen yatırım araçlarından Bitcoin’le ilgili şaşırtıcı olmayan bir tavsiye geldi. Buffett, yatırımcıların sanal para olarak bilinen Bitcoin’den uzak durması gerektiğini söyledi. Buffett daha önceki röportajlarından birinde Bitcoin’ler için “Ondan uzak durun, çok belli ki bir yanılgı” diye uyarıyor.
FİNANSAL OKURYAZARLIĞI GELİŞTİRİN
Buffett özellikle genç yaştaki çalışanlar ve yatırımcılar için finansal okuryazarlıklarını geliştirmeleri tavsiyesinde bulundu. Ünlü yatırımcı, “Katılabileceğiniz tüm derslere katılın, muhasebe iş dünyasının dilidir. Finansal okuryazarlığı geliştirmek yıllar geçtikçe sizin için finansı daha kolay kılar” diye tavsiyede bulunmakta.
HEMEN ZENGİN OLMAYA DEĞİL, TASARRUFA ODAKLANIN
Ünlü yatırımcı, bir anda zengin olmayı değil, tasarrufa odaklanmayı tavsiye etti. Buffett, “Finans dünyasındaki en büyük hatalardan biri, düzgün tasarruf etme alışkanlığını öğrenememek” diye altını çiziyor.
HİSSELER DÜŞÜNCE SATMAYIN, ALIN
Warren Buffett, hisselerle ilgili fiyatlar düştükçe satmayı değil satın almayı tavsiye etti. Ünlü yatırımcı, “Ben fiyatlar düştükçe satın aldığım hisselerden daha fazla almayı tercih ederim. Daha da düşerse daha fazla alırım. Sonrasında ne olacağı belli olmaz” fikrini yineledi.
UZMANMIŞ GİBİ DAVRANMAYIN
Buffett, yatırımcılara bildikleri alanlara yatırım yapmayı, bilmedikleri alanlarda uzmanmış gibi davranmamayı tavsiye etti.
Türkiye ve diğer ülkelerde döviz nasıl bir seyir izleyecek?
Bu görüşlerin yanı sıra dövizin hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde nasıl bir seyir izleyeceğine dair yorumlar yapıldı. Genel kanı ABD dolarının yükselişine devam edeceği olurken paritenin dönemsel hareketliği ise beklentilerde altı çizilmesi gereken bilgiler arasındaydı.
ABD doları, 2014 yılını, Berlin Duvarı’nın yıkıldığı ve ABD’nin tek kutuplu bir dünyada küresel liderliğini ilan ettiği 1989’dan bu yana, en yüksek performansı ile kapatıyor. 2008 yılı sonbaharında patlak veren krizle birlikte, 1929 buhranındaki işsizlik ve yoksulluk sıçramasını görmemekle birlikte, ABD ekonomisinin hayli zor bir etaptan geçtiğini, iç talepteki daralmanın etkisiyle, ABD dolarının değer kaybetmesine bağlı olarak, ABD’li şirketlerin ilk kez bu ölçüde ihracat yapmaya yüklendiklerine şahit olduk. Bu noktada, 2014 yılı itibariyle, ABD’nin net enerji ithalatçısı bir ülkeden, net ihracatçı bir ülkeye dönüştüğünü de unutmayalım.
2010 yılı sonunda, küresel ölçekte, uluslararası ticaret sahalarında birinci sıradaki konumunu Çin’e kaptıran Almanya açısından, 2011 yılı ihracatında ABD tarafından da geçilmek kabul edilebilir bir gelişme değildi. Bu nedenle, Almanya ile ABD arasında 2012 yılından bu yana süregelen dış ticaret kavgasından, Euro-dolar paritesinin de nasibini aldığına şahit olduk.
Buna göre, 2012 yılı başında 1,34 dolar düzeyindeyken, 2012 yılı yaz ortasına geldiğimizde 1,20 dolara kadar neredeyse çekilen, ardından 2013 yılı şubat ayında tekrar 1,37 doları görüp, ardından yine yaz ortasında 1,28 dolara kadar geri çekilen, hayli dalgalı bir pariteden söz ediyoruz. 2014 yılı mayıs ayında, bir kez daha 1,39 doları gören Euro-dolar paritesinin, 2014 yılını 1,22 doların altında kapatmaya çalışması, kimi çevrelerde ‘kirli kur savaşı’ (dirty currency war) olarak da adlandırıldı.
Parite 1,24-1,22 dolar aralığında kalabilecek mi, yoksa FED’in para politikasını adım adım sıkılaştırma sürecine bağlı olarak, ABD dolarının önde gelen para birimleri karşısında güçlenme süreci 2015 yılında da devam edecek mi, birlikte göreceğiz.
Türk lirası karşısında dolar
Dolar, Türk lirası karşısında ise yıl genelinde yüzde 7,5 yükseldi. Bununla birlikte, Dolar/TL kurunun 2,40 düzeyini gördüğü ocak ayında, TCMB’nin 5,5 puan politika faizini arttırması ile, döviz kurlarının kademeli olarak sakinleştiğini, bir ara dolar-TL kurunun 2,16 TL’yi dahi gördüğünü, ancak aralık ayı sonuna doğru, dolar/TL kurunun 2,4147 TL ile, yeni bir nominal rekora da imza attığına şahit olduk. Finans sektörü döviz kurları analistlerinin 2015 yılı için dolar/TL tahminleri, 2,20 ile 2,50 TL arasında dalgalanıyor. Uluslararası ekonomi ve finans haber ajansı Bloomberg’in son anketine göre ise, ekonomistlerin 2015 için yıl sonu dolar/TL tahminlerinin ortalaması 2.40 lira düzeyine işaret etmekte.
2015 yılı, kendi paralarının değerini ABD dolarına korumak için, önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin faiz arttırabileceği bir döneme işaret ediyor. Bu nedenle, hem FED’in, hem de pek çok gelişmekte olan ekonominin 2015 yılı ilkbaharından itibaren faiz artırabilecekleri ihtimali ile ülke ve şirket tahvilleri açısından, 2015 yılının zor bir yıl olacağı vurgulanmakta. Tahvillerin 2015 yılı performanslarına yönelik yorumlarda bulunan Wall Street uzmanları FED’in faiz oranlarını 2015’te 10 yıla yakın bir süreden bu yana ilk kez artırmaya hazırlanması ile birlikte, ABD Hazine tahvil faizlerinin yükseleceği tahmininde bulunuyorlar. Gelecek yıl tahvil faizlerinde artış olacağı beklentisi, ABD tahvillerinin rekor kayıplar kaydettiği 2009’dan bu yana en yüksek seviyede seyredecek.
Düşük veya yüksek petrol fiyatının piyasaları ne yönde etkileyeceği konusunda çeşitli görüşler bulunuyor
Bank of America’dan Dan Suzuki’nin görüşü “düşük petrolün enerji ve sanayi sektöründeki şirketlerin karlarına doğrudan etki edeceği” yönünde olduğudur.
Enerji fiyatlarında 2008’deki küresel resesyondan bu yana en büyük çöküşün yaşanması ile varlık ve güç, otokrat petrol devletlerinden endüstrileştirilmiş tüketicilere geçiyor. Berenberg Bank AG’ye göre bu durum dünyayı daha güvenli bir hale getirebilir. ABD’de artan kaya petrolü üretimi, zayıflayan Asya ve Avrupa talebi ve güçlenen dolar 5 buçuk yılın en düşük seviyesine gerileyen petrolü sınırı geçmeye itiyor. Seattle’daki US Bank Wealth Management kıdemli yatırım stratejistlerinden Rob Haworth, varil başına 40 doların altını görmek ihtimal dışı olacağını öngördü.
“Petrol fiyatları 2015’te gündemin büyük bir kısmını kaplayacak. Petroldeki durum bir kez olabilecek nitelikte ve büyük yansımaları olacak” açıklamasında bulundu. United-ICAP baş teknik stratejisti Walter Zimmerman, “Eğer fiyatlar varil başına 39 doların altına gerilerse, 30 dolara kadar indiğini de görebiliriz. Fiyatların hangi seviyede tabana ulaştığı duygusal bir karara bağlı olacak. Arz-talep prensiplerine dayanmayacak” diye konuştu.
Peki, düşük petrol fiyatı niçin S&P’yi düşürüyor?
New York merkezli Bank of America stratejistleri Savita Subramanian ve Dan Suzuki’ye göre Amerikan hisse senetlerinin gösterge endeksinde kazançlar, petrolün varil başına 50 doların seviyesini sürdürmesi halinde, analistlerin bu yıl için olan tahminlerinin hisse başına 6 dolar kadar altında olabilir. S&P 500, 29 Aralık’tan bu yana yüzde 4,2 geriledi. Petrolde haziran ayından bu yana görülen yüzde 55’lik gerileme mağazalar ve restoranlar için olumlu etki yaparken, Suzuki’ye göre bu sektörlerin S&P 500 için olan önemini göz ardı etmek hata olur. Hisse senetleri, işletme harcamalarından büyük bir başlama işaret alıyor ve bu sektörlerin emtia ile oldukça bağlantılı olmasından dolayı düşük petrolün gelecek birkaç ayda gelirler üzerindeki net etkisi olumsuz görünüyor.
Suzuki konu ile ilgili olarak, “Düşük petrolün enerji ve sanayi sektöründeki enerji bağlantılı şirketlerin karlarına doğrudan etkisi, tüketici sektörlerine yönelik pozitif etkiye ağır basıyor. Diğer sektörlere olan pozitif etki aslında oldukça zayıf” değerlendirmelerini yaptı. Petrol fiyatlarındaki gerileme, enerji hissesi analistlerinin gelecek yıl için olan yatırım harcamaları tahminlerini düşürmeye itti.
Derleyen: Nur Şaul Barakas