Müjde! Bir kızınız olacak!’ kelimelerini ilk duyduğunuzda eminim ki heyecanınız ve sevinciniz ile birlikte, aklınıza minik kızınız için hazırlayacağınız oda ve giysiler gelir. Renk tercihiniz konusunda da küçük prensesin patiklerinden önlüğüne ve tulumuna kadar hemen tüm kıyafetlerinin pembe olacağını söylesem yanılacağımı hiç zannetmiyorum…
Müjde! Bir kızınız olacak!’ kelimelerini ilk duyduğunuzda eminim ki heyecanınız ve sevinciniz ile birlikte, aklınıza minik kızınız için hazırlayacağınız oda ve giysiler gelir. Renk tercihiniz konusunda da küçük prensesin patiklerinden önlüğüne ve tulumuna kadar hemen tüm kıyafetlerinin pembe olacağını söylesem yanılacağımı hiç zannetmiyorum… Hatta odasındaki perdenin ve dekorasyonların da pembe olmasını isteyeceksiniz diye düşünüyorum…
Neşe ve mutluluk verir pembe. Sakinleştirici özelliği vardır ve bu yüzden hapishane, uyuşturucu tedavi merkezleri gibi zor ve katı şartlar altında bulunan kişilerin yaşam alanlarında pembe boyalı duvarlara çok sık rastlanır. Pembe, enerjiyi çeken bir sakinleştirici gibidir. Yapılan araştırmalarda rahatlatıcı etkisinden dolayı, müşterilerin pembe giyen kasiyerlere daha rahat ödeme yaptıkları tespit edilmiş. Bu nedenle, pek çok mağaza ve market kasiyer üniformaları pembe renkli kıyafetlerden oluşur. Bayanlar için satın alma dürtüsünü de fişekleyen renktir.
Meme kanseri bilinçlendirmesi ile de ilişkilendirilmiştir pembe. Hem kadınlara has bir renk olduğu hem de daha güzel yarınların hayallerini çağrıştırdığı için…
Kırmızı ile beyazın birleşmesi ile oluşan pembe, kırmızı gibi canlılık verir ama daha yumuşaktır. Gençliği, mutluluğu, saflığı ve sevgiyi simgeler. Pembe çiçekler de kırmızı gibi aşk’ı çağrıştırırlar ama daha naif, daha çocuksu bir sevgidir ifade edilen hisler. Alan kişiyi düşündürür bazen pembe çiçekler ama çabukça mutluluk ve tebessüm yaratır gönüllerde ve yüzlerde pembenin masum duruşu. ‘Sana sevgimi ifade ederken onun saflığını hissetmeni istiyorum’ anlamı vardır verilen bir demet pembe gülün... Ürkektir biraz pembe rengi sevenler. Duygusal ve çekingendirler, hislerin derinliklerini yaşarken. İncitmekten ve incinmekten korkarlar biraz ama kendilerini ifade etmek de önemlidir onlar için. Coşku dolu, ihtiraslı ve fırtınalı oldukları pek nadirdir. Romantik, ince ruhlu ve narindirler. Küçük sürprizler onları daha mutlu eder. Bazen parktaki bir seyyar satıcıdan alınan çubuktaki pamuk şekeri bile...
Birçok şarkının adında geçer pembe ya da pembenin çağrıştığı özellikler. En sevdiğim şarkı olan La Vie en Rose gibi. Hele bu şarkıyı Grace Jones yorumluyorsa... Pink Martini, Pink Floyd ya da sadece ‘Pink’ adıyla anılan şarkıcı da pembe’nin müzik yansımalarındandır. Pembe’den bahsederken hem müziğiyle hem de sekiz ayrı filme konu olan Pembe Panter’i de unutamam.
Pek şarap içmem ben ama fırsat olursa tercihim roze’den yanadır. Hafif, güzel kokulu ve tazedir. Makarna, pizza gibi hamur işleri ve meyvelerle gayet iyi gider, iyice soğuk ikram edilmesi de lezzetini arttırır. Restoranlarda balık ve et yemekleri sipariş eden farklı kişiler olursa pembe şarap arabulucudur. ‘Beyaz şarap mı, kırmızı şarap mı isteyelim?’ sorusuna makul ve herkesi tatmin edici, ferahlatan bir çözümdür. Keyifle yenen Uzak Doğu yemekleriyle de pek iyi uyum sağlar.
Doğada yiyeceklerden çok çiçeklerde rastlanan bir renktir pembe. İlginçtir ki gül, karanfil, lale, pamuk çiçeği vb. başka renklerde de oluşurlar ama pembe olanları daha enderdir. Japonya’da ilkbaharı müjdeleyen Sakura ya da batıda bilinen ismiyle ‘Kiraz Çiçekleri’ beyazdırlar çoğu zaman ama pembe olanları ayrı bir haz verir açtıklarında ve birçok fotoğraf karesini yalnız pembeleri süsler. Shibazakura denen pembe yosun da Japonların kutsal dağları Fuji’nin eteklerinde belirdiğinde festival düzenler o müthiş görüntüyü kutlamak için. Mis kokulu sümbül de mor ya da beyazdır çoğu zaman ama pembe olanlar hem daha zarif hem de kokuları daha mest edicidir. Yiyecekler arasında da ‘Pembe Balık’ diye anılan barbunya ilk akla gelendir. Hem daha lezzetli ham de daha pahalı olarak tekirden farklıdır benzese de ona. Et sevenler de ızgara etin içinin pembe olduğu zaman tam kıvamında olduğunu bilirler. Ne çok ne de az pişmiştir içi pembe olan et.
Büyük sarı bir narenciye olan ve C vitamini, kalsiyum, magnezyum, folat, potasyum ve anti bakteriyel özellikleri bakımından çok zengin greyfurtun içi çoğu kez pembedir. Hazmı kolaylaştırır ve kabızlığı önler. Lif yönünden de zengindir.
Greyfurdu tüketmenin en iyi yolu dilim dilim yemektir, özellikle sabahları. Bu şekilde en fazla lifi tüketerek en fazla faydayı sağlar ve güne tok olarak başlarsınız. Benim favori pembe içeceğim ya badem veya soya sütü ya da biraz ev yapımı yoğurt ile mikserde çırpılmış birkaç çilektir. Buna mutlaka biraz bal, çok az da tarçın tozu eklerim. Mikser kullanmadan da ev yapımı yoğurta birkaç dilimlenmiş çilek atıp kaşıkla biraz karıştırınca daha yoğun kıvamda zevkle yiyeceğiniz enfes bir lezzet elde edersiniz. Tatlı yemek arzunuzu da çok daha az kalori alarak tatmin etmiş olursunuz. Şimdi de sizlere ‘Gökkuşağından Lezzetler’ kitabımdan pembe öpücükler sunmak istiyorum:
RENGÂRENK PEMBE ÖPÜCÜKLER
10 yumurta akı
2 bardak esmer şeker,
Blenderde un haline getirilmiş bir tutam çekilmiş tarçın
1 çay kaşığı vanilya
HAZIRLANIŞI
• Bir kâsede yumurta aklarını iyice kabarana kadar çırpın.
• Çırpmaya devam ederken yavaş yavaş esmer şekeri ve vanilyayı ilave edin. Bu yaptığımız temel karışımımız. Şimdi bunu 4 eşit parçaya bölüp, farklı kâselerde farklı renkler yaratalım.
Yarım bardak (30 gr) frambuaz suyu ekleyin. (Taze veya dondurulmuş frambuazlarla yapılabilir.)
• Şimdi de sıra yemek kaşığı yardımıyla öpücükleri yapmaya geldi. Yağlanmış kâğıt kek kalıbına aktarın. Birbirine yakın koymamaya dikkat edin, çünkü pişerken kabaracaklar.
• 110°C sıcaklıktaki fırında 1,5 saat pişirin. Kremaları dışarı çıkarmadan önce tepsiyi fırından çıkartın ve soğumaya bırakın. Afiyet olsun!
Not: Mutfağınızda hava geçirmez bir cam kavanozda muhafaza edin; her zaman afiyetle yemeye hazır olsunlar.