Albert Yalman, herkesin hayatında heyecan yaratan ilk buluşmaların kendi hayatındaki yansımasının kitabını yazıp aklımızdaki sorulara cevaplar bulmuş. Kitap yetmemiş bir de bunu tek kişilik bir sahne gösterisi haline getirmiş.
Bir erkek ve bir kadının ilk buluşması hep heyecan yaratır. Ne giyinip gitmek daha iyi olur? Neler konuşacağız? Karşımızdaki insanı nasıl etkileyeceğiz? Acaba karşımdaki kişi hayat arkadaşım olabilecek mi? Bu sorular daha da çoğaltılabilir.
Albert Yalman herkesin hayatında heyecan yaratan ilk buluşmaların kendi hayatındaki yansımasının kitabını yazıp aklımızdaki sorulara cevaplar bulmuş. Kitap yetmemiş bir de bunu tek kişilik bir sahne gösterisi haline getirmiş. Kitabı okurken kendimi çıtır, romantik komedi filmlerinden birini izliyor gibi hissettim. ‘First Dates’ kitabı eğlenmek, biraz da kadın-erkek ilişkileri hakkında fikir edinmek istiyorsanız iyi bir seçim olabilir.
Albert öncelikle seni tanıyabilir miyiz?
1972 İstanbul doğumluyum. Jerusalem Haddassah College Hospitality (1999) ve University of Brighton İngiltere, Uluslararası Otel İşletmeciliği (2003) mezunuyum. Başarılarla dolu bir otelcilik kariyerim var. İki kere beş yıldızlı otellerde yılın personeli seçildim. Amerika, İngiltere, İsrail ve Türkiye’de beş yıldızlı otellerde yöneticilik yaptım. Bu başarılarımı da 2005 yılında yayınladığım mizah yüklü ‘Otelcilik Oyunu’ adlı otelcilik kitabı ile süslediğime inanıyorum. Küçüklüğümden beri yazmaya düşkünüm. Bunu bir çeşit terapi olarak herkese tavsiye ediyorum. İnsan kendi kendine hem çok eğleniyor hem de kendini daha iyi tanıyor. Kitap yazmadan önce Amerika’da müdür yardımcısı olduğum bir golf kulübünde amatörce başladığım ‘the Monkey House’ adlı bir haftalık gazete çıkarttım. Benim şahsi fikrim olmasına rağmen, yönetim kurulu bu eğlenceli personel gazetesini çok desteklediler. Mizahi hikâyeler ve otelcilik sektörüne ait genel kültür içermekteydi bu gazete. En sevilen karakterim kulüp içerisindeki sorunları mizahi bir şekilde çözen bir psikolog olan Proffessor Whatupson idi.
Bunun dışında müzik tutkunuyum. Çeşitli gruplarda davul ve gitar çaldım. En son yurtdışına çalışmaya gitmeden önce ‘İlk Buluşmalar’ adı altında bir seri stand-up komediler yaptım. Eskiden davul çaldığım caz grubundaki arkadaşlar da bu gösteri içerisinde bana destek oldular ve bestelerimi gösteri içerisinde canlı performans sunarak komedi/konser konseptini çıkarmama destek oldular. Şimdilerde danışmanlık ve eğitim işi ile ilgileniyorum. Öğrencilere ve şirketlere İngilizce eğitimi hizmeti sunuyorum.
Otelcilikten, yazarlık ve gösteri dünyasına geçmen nasıl oldu?
Malum, hâlâ bekârsanız iş sonrasında bayağı vaktiniz oluyor. Ben de hobi olarak yazmayı sürdürdüm. Sonuçta ikinci kitabımı bu yaz Amerika’da yayınladım.
Bir sürü beste de yapıyorum. Tüm bu çalışmalarımı izleyicilere ve okuyuculara sunmak istedim. Disiplinli bir çalışma sonrasında ortaya çıktı bu gösteri ve kitap. Gösterimi izleyenler ve kitabımı okuyanlar da memnuniyetlerini her fırsatta belirtiyorlar.
Otelcilik yaptığın işti, ilk kitabına kaynak oldu. Peki, ‘ilk buluşmalar’ konusunu bir kitaba dönüştürme fikri nasıl ortaya çıktı?
‘Hayatımın aşkı’nı arama sürecinde bir sürü alımlı hanımefendiyle arkadaşlık etme şansına eriştim. Fakat bu karşılıklı tanışma ve flört dönemi içinde birden kendimi hep aynı lokantaya farklı bir bayan ile giderken gördüm. Sipariş ettiğim yemek bile aynıydı. Bilinçaltında bu işi sisteme oturtmuş olduğumu anladım. Açılış konuşmaları, iltifatlar, kendimden bahsedişim ve hatta buluşma saatlerim bile rutine girmişti. Önce kendi kendime güldüm ve sonra da “Ben bu işin kitabını yazarım artık” diye düşündüm. Bu fikir müthiş geldi kulağıma. Nitekim yazdım da. Kitap içindeki kurallar, şemalar, teoriler, örnekler ve tablolarla akademik bir çalışma niteliğinde oldu. En önemli kural karşılıklı saygı. ‘İlk Buluşmalar /First Dates’ dünyada bu konuyu ele alan ilk mizahi/eğitici kitap. Yani hem buluşmalar hem de kitap ilk…
İlk kitabın ‘Otelcilik Oyunu’ 2005 yılında basılmıştı. Yeni kitabını e-kitap olarak ve İngilizce yayınlamayı tercih ettin. Neden?
Aslında gayem dünyada zaten olan ilk buluşmalar kavramını Türk insanına yaymak ve ilişkilere kaliteli bir başlangıç yapılmasını sağlamaktı. Stand-up komediler de bu uğurda yapılan çalışmalardı. Başarılı olmasına ve ünlenmesine rağmen ülkemizde hâlâ aşamadığımız bazı kavramlar var. Ben de o kadar bilgi, tecrübe ve espri ziyan olmasın diye oturdum ve tam manasıyla kitabı İngilizce olarak baştan yazdım. Üsluba rahatlık getirdim. Zaten ondan sonra da ellerim durmadı. Yazdım da yazdım. Bir yıl sonra kendi kendime okuduğumda bile güldüğüm inanılmaz bir eser çıktı. Kısa süre içerisinde yayıncılardan biri kabul de etti. Şu anda amatör bir yazar için hatırı sayılır bir satış grafiği çiziyorum.
İlk kitabımın ilk baskısı iki bin adet olmasına ve çok kısa sürede tamamının satılmasına rağmen maalesef yayıncı kuruluş ile ikinci baskı için mutabakata varamadık. Zaten ‘First Dates’ kitabımın ilk taslağı da iki yıl çekmecemde ve üç yıl da uygun yayıncı aramakla toplam beş yıl gecikmiş olarak piyasaya çıktı. Maalesef yayıncı kuruluşlara güvenim tamamıyla yok oldu. Ben de ikinci kitabımın 2.99 dolar gibi çok ucuz bir fiyata satılmasını sağlamak için teknolojiye başvurdum. Zaten günümüzde herkes akıllı telefon, bilgisayar veya tablet kullanıyor. E-kitap bunlardan herhangi biri ile okunabilir. Hem de doğa dostu.
Anlattığın ilk buluşma maceralarında kitaba konu olan kızlardan olumlu ya da olumsuz herhangi bir geri dönüş oldu mu?
Bir gün, ikinci veya üçüncü stand-up gösterimde, baktım birkaç eski kız arkadaşım izlemeye gelmişler. Sağ olsunlar destek olmak için geldiler. Ama “Acaba benden bahsedecek mi?” diye merak ettiklerinden geldiklerine bahse girerim. Neyse ışık yandı, müzisyen arkadaşlarım giriş parçamızı çalmaya başladılar. Ben şarkı söylerken onları fark ettim. Gösterinin ilk başında “Bakın eski kız arkadaşlarım da gelmişler” diye giriş yaptım. Sonra plansız bir şekilde aralarından birini göstererek “Sen sayılmazsın, sadece bir kere öpüşmüştük” dedim. Salon o anda gülmekten koptu tabi…
Malum kitapta maceralarıma konu olan hanımefendilerin isimleri geçmediğinden dolayı hepsi bana “Yoksa ben bu muyum? Bizim hikâyemizi niye yazmadın?” diye soruyorlar. Kendi maceraları dahi olsa kahkahalarda güldüler onlar da. Hanımlar böyledir işte.
Bizimle paylaşmak istediğin en komik ilk buluşma hikâyen nedir?
Aslında her gösterinin sonunda anlattığım ve kitapta da değindiğim bir kötü kız karakteri var. Bu karakter birçok hanımefendinin birleşiminden oluşuyor. Bu hikâyede kendisi çok ama çok muzır bir hanım. Sipariş verirken sadece salata istiyor ama benim hamburgerime de yan gözle bakıyor. Dahası arada hamburgerime bakıp yutkunuyor. Ayrıca ben hesabı istedikten sonra tuvalete gidiyor ve hesabı ödeyişimi benim onu gördüğümü fark etmeden oradaki paravanın ardından yan gözle takip ediyor. Ben hesabı ödedikten sonra da “Aaa ortak ödeseydik keşke” diyor. Gösterilerde bu en popüler hikayeydi. Kitapta daha çok ayrıntıyla beraber güzel bir final ile sunuluyor.
Peki ya ruh eşin Pnina ile şimdiki durumunuz nasıl? Mutlu son var mı bu kitapta?
Büyük bir aşk sonrası biyoloji üzerine yaptığı çalışmaları bitirmek için ülkesine geri döndü. Ben de İngiltere’de burs kazanmıştım. Birbirimizi çok özledik. Yıllar sonra ben Amerika’ya gittiğimde cesaret toplayıp onu aradım ve bir gün araba sürerek buluşacağımız restorana geldim. Ne yazık ki bana daha önceden de belirttiği gibi artık başka birisi vardı ve mutluydu. Arabayı köşeye park ettim ve restoranda beni beklerken uzaktan ona baktım. O anda onu sadece beraber olduğumuz mutlu günlerdeki gibi hatırlamak istediğimi anladım. Köşeden telefonla aradım ve bir aksilik olduğunu gelemeyeceğimi söyledim ve gidişini izledim. Hayatımın en hüzünlü anlarından biriydi.
İlerisi için yeni kitap ya da gösteri projelerin var mı?
Yeni kitabım yine yıllarım birikimi. Fakat ne otelcilik, ne komedi, ne de romantizm bu seferki kitabım. Dünyaca ünlü bir casus ortadan bilinmedik bir şekilde kayboluyor. Hükümetler, mafya, terörist kuruluşlar ve tüm casuslar bu adamı bulmak zorundalar. Çünkü çok şey biliyor. Kitapta tüm bu organizasyonların Jason ile olan maceraları anlatılıyor ve müthiş bir son ile bitiyor. Okuyucular çok heyecanlı anlara tanık olacaklar. ‘The Operation of Jason’ ismini verdiğim bu kitap bitme aşamasında ve bir iki yayıncı hikâyenin konusundan bayağı hoşnut oldular.