Evlilik kararı ile yeni bir hayata adım atan çiftlerin bu dönemleri anne-baba olmalarına kadar sürer. Çiftler bebek sahibi olmaya karar verdiklerinde artık çift olmalarına, anne-baba olma rolleri de eklenecektir.
Psk. DR. Ayşegül Önk Eray
Müjdeli haber, çiftin her ikisi için de farklı duygusal ve fiziksel bir yolculuğu başlatır. Hamilelik doğum ile sona eren 280 günlük bir yolculuktur. Bu süreç boyunca kadında meydana gelen bedensel ve ruhsal değişimler onu kadınlıktan annelik rolüne doğru hazırlar.
HAMİLELİK SÜRECİNDE KADIN VE ERKEKLERİN BİRBİRLERİNDEN UZAKLAŞMA NEDENLERİ
Hamilelik dönemi sırasında kadınların değişimi erkekleri şaşırtabilir. Hamilelik sürecinde kadınların ilgisi eşlerinin baba olma özelliklerine daha çok odaklanır. Kocalar için bu değişim karmaşa yaratır. Özellikle de eşlerinin sekse azalan arzusu bu duruma eşlik ettiğinde… Erkeklerin buna tepkileri ilgisizlik algısı ve incinme şeklinde olur. Erkeklerin çoğu için, hamilelik için doğal olan bu sürecin eşlerini doğuma hazırladığını ve doğumu takip eden aylarda daha da belirgin hale geleceğini bilmeleri bu dönemin sağlıklı atlatılabilmesi için önemlidir. En azından bir süre için kadınların hormonları seks yerine bakım verme, işbirliği, besleme ve yaratıcılık yönünde yoğun bir değişim içinde olacaktır. Doğumdan sonra anne-bebek arasında o kadar belirgin bir bağ oluşur ki, anne gücünü ve ilgisini bebekten bir türlü alamaz. Bu ‘aşk’ başlangıçta babayı dışarıda bırakabilir.
BİREYLER NE YAPMALI?
Özellikle lohusalık döneminde eşinin yanında olan babalar için bu dönem daha çabuk normalleşir. Ama aileler bu dönemin içine çok müdahale ederlerse o zaman bu uzaklığın kapanmasında ekstra problemler de oluşur. Bu uzaklaşma, özellikle emzirme dönemi boyunca çiftlerin cinsel hayatlarına da olumsuz olarak yansıyabilir.
Kadın ve erkeğin ebeveynliğe geçiş sürecindeki uyumu hamilelik öncesindeki dönemdeki ilişkilerinin kalitesi ile yakından ilgilidir. Bebek doğmadan önce sevgi ve saygı bağları ile birbirlerine yakın olan anne-baba adayları doğum sonrasında da aynı mutluluğu sürdürebilirler. O zaman yeni rollerinin karmaşasıyla birbirlerinden uzaklaşmak yerine birbirlerinin yeteneğine saygılı olmaya ve birbirlerine destek olmaya gönüllü olurlar. İşbirliği yapabilen çiftler için aile yapısındaki bu önemli değişim artan karmaşa yerine güç birliği olarak onlara geri döner. Ancak hamilelik öncesi dönemde ilişkilerinde olumsuzluk ve sorun yaşayan çiftler için, doğum sonrası bu çatışmalarının çözüme ulaşması daha zor olacaktır. Hatta eşlerinin birbirlerine karşı incinme ve kızgınlıklarının birikimi daha da fazla bu olumsuzlukları arttıracaktır.
HAMİLELİK SÜRECİ DOĞUM SONRASI NASIL ŞEKİLLENİR?
Çocuk sahibi olmaya birlikte karar veren çiftlerin bu döneme hazırlanmaya daha fazla enerjileri olacaktır. Anne adayı, hamilelik sürecinde karşısında kendini destekleyen, anlamaya çalışan, kendisine zaman ayıran ve doğacak bebeği coşkuyla bekleyen bir eş görmeye ihtiyaç duyar. Bu duygusal destek 280 günlük doğum öncesi dönemde yaşanabilecek zorlukların çok daha kolay aşılabilmesini sağlar. Eşlerin her ikisi de bu süreç boyunca birbirlerinden ilgi ve destek beklerler. Araştırmalar göre, hamilelikten itibaren eşini destekleyen babaların doğum sürecini olumlu etkilediğini göstermektedir. Eğer baba, yeni anneye duygusal ilgi ve desteğini sürdürürse daha sıcak anne-bebek ilişkisinin gerçekleştiği görülmektedir. Bu da yeni aileyi daha sıcak ve yakın olarak bir arada tutacak zemini hazırlar. Eşlerin ilişkilerinde yaratıkları sağlıklı bütünlük (biz olma) ebeveyn olarak da onlara avantaj sağlar. Babanın bebeği ve anneyi destekleyen katkısı, annenin duygusal olarak sağlıklı kalmasına olanak vererek dayanışma döngüsünü tamamlar. Böylece daha güçlü bir aileye sahip olmalarını mümkün kılar. Anne-babanın birlikte mutluluğu, sağlıklı ve mutlu bebekler yetiştirmek için öncelikli ihtiyaçtır.