70 Pencere/Shivim Panim, 2014/2015 Kış dönemi konferanslarında Rabbi Ken Spiro ve Chaya Chitrik’i konuk etti.
22 Şubat Pazar akşamı gerçekleşen, 90 kişinin katıldığı ve butik bir öğrenme gecesi şeklinde düzenlenen organizasyonda; BBC TV ve Radyo, The National Geographic Channel, The History Channel, Channel 4 England ve Arutz Sheva-Israel National Radio gibi kanallarda yayınlananlar da dahil olmak üzere çok sayıda radyo ve televizyon programına katılan Rabbi Ken Spiro ve Türkiye’ye gelmeden önce Miami ve Kudüs’te Yahudilik eğitimi ve felsefe konularında eğitim veren ve bu derslere Türkiye’de de devam eden Chaya Chitrik yer aldı. İki konuşma arası sohbetler, şarap ve pizza eşliğinde devam etti.
Rabbi Ken Spiro
Beş kıtada otuz şubesi olan ve merkezi Kudüs’te bulunan Aish HaTorah’da Keşif Seminerleri veren, Yeruşalayim Internet Üniversitesi’nde kıdemli bir öğretim üyesi ve araştırmacısı olarak çalışmalar yapan Rabbi Ken Spiro, pazar günü önce Alef'te gençlerle buluştu. Alef Aşkenaz Kütüphanesinde gerçekleşen sohbetin konusu, gençlerin kökleriyle yüzleşmeleri, Yahudi olmanın ne anlama geldiği, ne tür sorumluluklar içerdiği, Yahudilerin kendilerine, halklarına ve tüm dünyaya karşı olan misyonlarıydı.
Rabbi Ken Spiro aynı günün akşamında yaptığı “Geleceğe Dönüş – Yahudi Perspektifinden Tarihe Bakış” başlıklı sunumunda “Geçmişimiz geleceğimizle ilgili hangi ipuçlarını veriyor? Dünya sahnesinde oynanan önemli olayların perde arkasında neler var? Bireysel kararlarımız dünyanın kaderini nasıl etkiliyor?” gibi sorulara cevap ararken, zamanı ve tarihi Yahudi perspektifinden değerlendirdi. Spiro, her ulusun kendi tarihini mutlaka öğrenmesi gerektiğini, tarihten ders almayanların onu tekrar etmeye mahkûm olduklarını vurguladı. Tora’nın bu konuda benzersiz bir kaynak olduğuna ve her satırında hayat ile ilgili mesajlar bulunduğuna dikkat çeken Spiro, her kişinin bu dünyada bir görevi olduğunu, Yahudilerin görevinin ise Tanrı ile bağ kurup bu bağı sürekli canlı tutmak olduğunu belirtti. Tanrı ile olan bağını kaybeden kişinin/ulusların sonunda insanlıkla olan ilişkilerini de kaybettiklerini, böylesi bir durumun da dünyanın gidişatı için çok tehlikeli olduğunu söyleyen Spiro, Yahudilerin misyonunun benzersiz, zor ama bir o kadar elzem olduğunun, Tikun Olam-dünyayı tamir etmenin, iyileştirmenin, dünyaya ışık, erdem ve spiritüellik getirmenin, etik davranışlarla örnek olmanın, tüm Yahudilerin sorumluluğu ve görevi olduğunun üzerinde durdu. Bunu da Tanrı ile ilişkisini kaybetmiş bir dünyada herkese karşı tek başına tek Tanrı inancıyla ortaya çıkan ve hayatını bu yola adayan Avraam Avinu örneğiyle gösterdi.
Rabbi Spiro, dünyanın yaratılma amacının, Tanrı’nın isteğine uygun şekilde yaşayarak Tanrı ile bir bağ oluşturmak, bu bağı sürekli canlı tutmak ve insana Tanrı ile birlikte olmanın mutluluğunu yaşatmak olduğunu ifade etti.
Rabbi Ken Spiro, pazartesi sabahı da UÖML öğrencileriyle buluştu. Oditoryumda gerçekleşen sunumda, “Atalar’ın yaptıkları, çocukları için birer işaret teşkil eder” konusunu ele aldı. Tanrı’nın Avraam Avinu’ya seslendiği Leh Leha peraşasından yola çıkarak, Tora’nın hayat hakkında, dünyaya nasıl bakılması, nasıl davranılması hakkında bir rehber olduğunu anlattı. Nahmanides’in (Ramban), Bereşit kitabı yorumlarında, Tora’nın, atalarımızın yaşamlarını detaylı bir şekilde anlatmasının sebebinin, atalarımızın yaşadıkları olayların, gelecek nesiller için içerdiği mesajlar olduğunu belirttiğini ifade etti.
Rabbi Spiro, ailelerde var olan genetik özelliklerin nesilden nesle geçmesi gibi, spiritüel özelliklerin de genler yoluyla nesilden nesle geçtiğini anlattı. Bereşit kitabının farklı kısımlarında Tanrı’nın babamız Avraam’ı mübarek kıldığını, Yahudilerin yaşadıkları ülkelere bolluk ve bereket getireceğinin, diğer ulusların da Avraam’ın sayesinde mübarek kılınacağının tekrarlandığını gösterdi. “Yeryüzünün tüm aileleri senin sayende mübarek olacaklar.”(12:3) “Dünyanın tüm milletleri senin soyun sayesinde mübarek kılınacaklar.”(22:18) “Yeryüzünün tüm aileleri senin sayende mübarek kılınacaklar ve soyunun sayesinde.” (28:14)
Yahudilerin görevinin Avraam Avinu’nun başlattığı yolda devam etmek, Kiduş Aşem – yaptıklarıyla Tanrı’nın Adını bu dünyada kutsallaştırmak – çevreye, akıma ve zamana göre değişen değerler yerine binlerce yıllık Tora değerleri çerçevesinde bir hayat yaşamak, bu şekilde dünyaya ışık ve bereket getirmek ve nihayetinde dünyayı yükseltmek olduğunu önemle vurguladı. Bunun için mutlaka çok büyük bir şey yapmak gerekmediğini, günlük hayatımızda bu yolda yapacağımız birçok küçük hareketin bile nihayetinde büyük bir fark oluşmasına yol açacağını söyleyerek konuşmasını tamamladı.
Rabbi Ken Spiro’nun konuşmaları için: kenspiro.com
Aish HaTorah yazıları için: www.aish.com/
Chaya Chitrik
70 Pencere/Shivim Panim’in yıl içinde devam eden JLI Teens, JLI gibi programlarının yetkili eğitmeni ve konuşmacısı olan Chaya Chitrik, dönem dönem hepimizin düşündüğü, “Dindar olmak iyi bir insan olmak anlamına gelir mi?” konusunu ele aldı. Hepimiz günlük hayatımızda yüksek kişilik vasıflarına sahip ama dindar olmayan insanlar ve öte yanda dinibütün bir görüntü arz eden ahlaksızlarla karşılaşmışızdır. Bazıları, Tanrı ile, bazıları da diğer insanlarla iyi bir ilişki içinde olmaya odaklanırlar. Zaman zaman hepimizin aklına bazı sorular takılır: İyi kalpliliğin eşlik etmediği ritüeller anlamlı mıdır? İlahi yerine insani temelli olan iyilikte eksik bir şey mi var?
Chaya Chitrik, Tora’nın beş kitabı, Peygamberler kitabı, Yahudi Kanunları, Yahudi felsefesi ve Hasidik düşüncesi eğitimlerinin getirdiği birikimle, konuşmasını gerçek hayattan ve Tora’dan alıntılar ve anekdotlar eşliğinde sundu. Chitrik, dinin amacı doğru şekilde anlaşılmadığında bunun son derece tehlikeli sonuçları olabileceğini anlattı. Aynı şekilde mutlak iyinin ne anlama geldiğini bilmeden, kişiye, zamana, yere ve/veya kültüre göre değişebilen bir ‘iyi’ kavramına göre davranmanın da aynı şekilde felaketle sonuçlanabileceğini belirtti. Peki ‘iyi’nin ne olduğunu nasıl anlarız?
“Mutlak İyilik, Tanrı’dır. Tanrı tüm dinlerin Babası, bizim Deniz Fenerimizdir. Bize neyin iyi olduğunu ancak O söyleyebilir. Tanrı “iyi” kelimesini Tora’da ilk olarak Yaratılış sırasında kullanır: “Tanrı, ışığın iyi olduğunu gördü” (Bereşit 1:4). Yaratılışın her bir günü tamamlandığında “Tanrı bunun iyi olduğunu gördü” yazar. Sadece ikinci gün için bunu yazmaz, üçüncü gün ise bunu iki kez tekrar eder. İkinci gün, suların ayrıldığı gündür. Ayrılık, bölünme olduğu için ‘iyi’ denmemiştir. Üçüncü gün ise, ikinci ve üçüncü günün işleri tamamlandığı için, iki kere ‘iyi’ denilmiştir. Üçüncü gün, kuru toprağın ve denizlerin hatları ve sınırları üstler ve altların ayrılıkları net ve açık olarak belirtilir. Burada ayrılıklar ve net sınırlara rağmen uyumlu bir ilişki olabileceği, aralarında sürtüşme olmadan ayrı olmanın mümkün olabileceği mesajı verilir.
Bilgeler, Tora’da ‘iyi’ olmanın büyük bir kısmının sadece Tanrı’ya karşı iyi olmak değil, diğer insanlara karşı da iyi olmak olarak tanımlandığını anlatır.
Kişi, dindar olabilir, ama bu onun mutlaka ‘iyi’ insan olduğu anlamına gelmez. İyi davranışlar bile bir kişinin ‘iyi’ olduğu anlamına gelmez. Yaptığı iyilikleri ne niyetle yaptığı da önemlidir.
Tanrı’nın bizim yapmamızı istediği; İlahi iyilik, sonsuz iyilik, gerçek iyiliktir.
Tora ve mitsvalar ruhumuzla, içimizdeki Tanrı ile temasa geçebilmemiz, iyiliğimizin ilahi, sonsuz ve gerçek olması için bizi yönlendiren araçlardır.
Tanrı’nın bizden istediği şekilde, farklılıklarımızla birbirimizle uyum içinde yaşayarak, sadece Tanrı’ya değil, Tanrı’nın yarattıklarına karşı da ‘iyi’ olarak Yaratılışın üçüncü gününü, çifte ‘iyi’ olan günü tekrar yaratmaya çalışmalıyız.
JWRP
Gecenin akışı içinde, Yahudi kadınların köklerini, Yahudi kimliklerini keşfetmeleri ve tarihlerini hissetmeleri için dünya kadınlarını bir araya getiren Jewish Women Renaissance Project’in ilk Türk Yahudi Kadınlar grubunun seyahat anılarının paylaşıldığı klip gösterildi.
2008'de kurulan The Jewish Women’s Renaissance Project (JWRP) [Yahudi Kadınların Yeniden Doğuş Projesi) binlerce yıllık Yahudi değerlerini en güncel haliyle kadınlara sunarak onların kendilerini, ailelerini ve yaşadıkları toplumları değiştirecek donanıma sahip olmalarını amaçlıyor.
Projenin en popüler programı olan T.A.G. (Transform and Grow) [Değiş ve Yetiş] kapsamında, 24-30 Kasım 2014 tarihleri arasında Türkiye’den on kadın, Lori Palatnik ile birlikte İsrail gezisi gerçekleştirmişti. Bu benzersiz deneyim sonrasında bir Yahudi kadını, eşi, annesi ve ablası olarak sahip oldukları potansiyelden daha fazla yararlanabileceklerini hissettiler ve bu duygularını 22 Şubat Pazar akşamı 70 Pencere’de paylaştılar.
JWRP/Türkiye- Kadınlar İsrail turunun ikincisi, 3-10 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşecek. Program yine on kadına bu fırsatı sunuyor. Tura katılmak için mutlaka kayıt gerekiyor.
JWRP bilgi: www.jwrp.org
Kayıt: info@yetmispencere