Varşova’nın yeni müzesi Polonya Yahudileri’nin hikâyesini anlatıyor

Açılışı ile sadece Polonya’da değil tüm Yahudi dünyasında büyük ses getiren ‘Polonya Yahudilerinin Tarihi Müzesi’ sadece topraklarındaki bin yıllık Yahudi tarihine değil, Polonya tarihine de ışık tutuyor.

Diğer
11 Mart 2015 Çarşamba

Hayim Kan


Polonya’nın kendi ülke tarihini anlatan bir müzesi yok. Dolayısıyla yeni açılan Yahudi Müzesi bu konuda büyük bir rol oynayacak.

1893’de Polonya da Lotz şehri yakınlarında doğmuş olan Siegmund (Zishe) Breitbart, 20. yüzyılın başlarında Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde şöhret olmuş bir yıldızdı. Bugünün ünlü psişiği Uri Geller’ın, ilk temsilcilerinden olan Breitbart, sirklerde gösteriler yapar, bu gösterilerde demir çubukları kırar, kalın zincirleri koparır, kalın çubukları çıplak elleriyle parçalardı. 1925 yılında bir gösteri sırasında dizine büyük bir çivi saplarken yaşadığı kazada hayatını kaybetti.

Breitbart, Varşova’da geçtiğimiz yıl açılan ‘Museum of History of Polish Jews – Polonya Yahudilerinin Tarihi Müzesi’ndeki kalıcı sergi ile tekrar hayata döndü. Müzedeki bu serginin masrafın tamamı dünyanın çeşitli yerlerinden şahısların ve kuruluşların bağışları karşılandı.

Finlandiyalı mimarlar tarafından tasarlanmış olan müze binası ise 70 milyon doları mal oldu. Planlanmasına 20 yıl önce başlanan bu devasa müze, zamanında Varşova Gettosu’nun bulunduğu yerin tam ortasında, ‘Monument To The Ghetto Heroes – Getto Kahramanları Anıtı’nın tam karşısında inşa edildi.

Polonya’daki bin yıllık Yahudi yaşamını, içinde barındırdığı tüm yaratıcılık ile zenginliği ve sonundaki katliamla anlatmak, neredeyse imkânsızı başarmak gibiydi. Ve tabii ki, 1939 yılında Almanların, Polonya’yı işgal etmesiyle, büyük bir kısmı Polonya topraklarında gerçekleşmiş olan Holokost’u.

Ama müzenin yöneticileri, müzenin sadece bir Holokost Müzesi olmadığını özellikle belirtiyorlar. Müzesin Basın Sözcüsü “Dünyanın diğer yerlerindeki birçok Yahudi müzesi gibi belli bir döneme yoğunlaşmıyoruz. Holokost’un hem öncesindeki hem de sonrasındaki hayatla ilgileniyoruz” diyerek duruma açıklık getiriyor.

Müzenin İsrailli Koordinatörü Nili Amit ise “Müze yaşamı kutluyor, böylece Holokost’ta nelerin kaybedildiğini daha iyi görüyoruz” diyerek müzeyi anlatıyor.

Müzenin Direktörü Prof. Dariusz Stola da benzer bir açıklama yapıyor: “Eğer bir gün biri beni öldürürse, insanların beni ölümümle değil, nasıl yaşadığımla hatırlamasını isterim. Buradaki temel amacımız, Polonya’daki Yahudi yaşamının altı yıllık Holokost tarihinden çok daha zengin olduğunu göstermektir.”

Müzenin açılışı, bütün dünyada büyük bir ilgi uyandırmasına rağmen, müze aslen Polonyalılar için tasarlandı. Alman işgalini takip eden komünist rejimden 25 yıl önce kurtulan Polonya’nın hikâyesini anlatan bir tarih müzesi henüz yok. Bu açıdan bakıldığında Yahudi müzesi büyük bir rol oynuyor. Stola’nın açıkladığı gibi “Polonyalılara mesajımız açık – Yahudi bölümünü anlamadan, Yahudi bölümüne aşina olmadan, kendi tarihinizi anlayamazsınız.”

Bazı Polonyalı ziyaretçiler müzenin bazı sergilerinin önünde rahatsız olabilirler. Ama Nili Amit’in söylediği gibi, “Biz müzede iyiyi de kötüyü de gösteriyoruz. Burada tüm tarihimizi sergiliyoruz.”

Galerilerin birinde, tüm bir duvar Polonyalıların Holokost öncesinde ve sonrasında kendi komşuları olan Yahudilere yaptıkları katliamlara ayrılmış. Başka bir alanda ise, 19. yüzyılda yayınlanan bir antisemit gazete sergileniyor. Gazetenin yayınlanmış bir sayısında bir domuz resminin altında şu cümle yer alıyor: “Sadece domuzlar Yahudilerden alışveriş yaparlar.”

Burada İsrailliler de kendi tarih kitaplarında yer alamamış kahramanların hikâyelerini öğrenebilirler. Bunlardan biri Berek Joselewicz. Joselewicz, 18. yüzyılda, kurduğu Yahudi tugayıyla Rus ordusuna karşı savaşan, Rusya’ya kaybedilmiş olan bir bölgeyi tekrar bağımsızlığına kavuşturan ve ulusal bir kahraman olan bir Yahudi albaydı.

Müze, resimler, filmler ve belgelerle dolu, ancak müzede insan yapımı orijinal nesneler çok az. Ama yine de müzede yüzyılların çok zengin ve anlaşılabilir bir araştırması sunuluyor.

Komünizmin yıkılmasından 25 yıl sonra müze, Polonya’nın karmaşık geçmişini ve bugününü ele almasında yeni bir aşamaya işaret ediyor.