Çocuğunuz gözlük takan bir arkadaşıyla, yolda gördüğü tek bacaklı bir adamla, çok şişman olan arkadaşının annesiyle, çok kısa boylu olan biriyle karşılaştığında gaf üstüne gaf yaparak sizi utandırıyor ve karşısındaki kişiyi ise açıklığıyla yaralıyor... Peki, çocuğunuzun aslında desteklenmesi gereken bu doğallığını öldürmeden nasıl tepki vermelisiniz?
Psikolog Lazya Ovadya
Çocuğunuz otobüste “Anne, bu teyze ne zaman ölecek?” dediğinde sözü geçen kişinin aslında çok yaşlı olduğunun siz de farkındasınız veya taksiye bindiğinde “Amca, senin neden saçların yok?” dediğinde de doğruyu söylediğinin farkındasınız. Peki, çocuğunuzun aslında desteklenmesi gereken bu doğallığını öldürmeden nasıl tepki vermelisiniz?
Üç-dört yaş arasında, çocuğun dil becerisi ve kişilik yapısının da gelişmesiyle çocuk, sosyalleşmeye ve sosyal ortamda kendini daha çok ifade etmeye başlar. Yaşlılar, engelliler, kısa boylular, uzun boylular, şişmanlar, çirkinler, ten rengi kendininkinden farklı olanlar… Bunları hiç çekinmeden de belirtir, bu her ne kadar anne-baba olarak sizi utandırıp, anne-babalığınızı sorgulatır hale getiren bir durum ise de çok normaldir, üstelik doğal ve meraklı olması için de gereklidir.
Çocuğunuzun size yaşattığı utanç duygusunu ve onun eğitiminde neyi eksik bıraktığınız ile ilgili düşüncelerinizi bir kenara bırakarak, çocuğunuzun toplum kurallarını hemen tanıyamayacağını, tecrübeyle, sizin vereceğiniz örneklerle, yapacağınız duygusal paylaşımlarla, destekleyeceğiniz empati duygusuyla gelişeceğini kabullenmelisiniz. Bunun için üzerinde durulması gereken ise, “ne biçim konuşuyorsun, çok ayıp” diyerek susturmak yerine, zaman içerisinde farkındalığını kaybettirmeden, duyarlı çocuklar haline getirmek olmalıdır.
Çocuğunuzu ayıplarla, günahlarla, başkası nasıl ve ne düşünür şeklindeki yüklerle doldurmak; hayret etme yeteneğini ve muhteşem doğallığını zedeler. Büyüdükçe, hayret etme yeteneğimiz zaten körelmiyor mu, acıklı olarak dünyaya alışmıyor muyuz? Çocuklar için ise, dünyadaki her şey ilginçtir, yenidir, farklıdır; büyükler için ise sıradandır.
Üç-yedi yaş arasında, çocuk, kendinden farklı biriyle karşılaştığında ve gaf yaptığında; özür diletme çabanızın sebebini anlamaz, direnir. Böyle bir durumda sizin karşı taraftan özür dilemeniz ve yalnız kalabileceğiniz sakin bir ortam yaratmanız yerinde olacaktır. Uygun bir zamanda olayın üzerinde durup; herkesin farklı olduğunu, herkesin kendine ait özellikleri olduğunu açıklamalısınız. Ona (kitaplardan, televizyondan sarışın/esmer, uzun/kısa, zayıf/şişman, beyaz/siyahi, engelliler gibi…) değişik fizikteki insanlar olabileceğini, değişik isim veya soy isimlerin olabileceğini anlatmak, onunla duygunuzu paylaşarak, kendisini alay ettiği veya alay amacıyla olmasa bile gaf yaptığı kişinin yerine koyarak empatik düşündürebilirsiniz. Amaç, çocuğunuzun kendini kötü hissetmesi ve dolayısıyla takrarlamaması olmamalı; amaç toplum yaşamının bir kuralı olarak tanımadığı insanlara her şeyi söylememesi, çocuğunuzun böyle bir durumda her zaman önce sizinle konuşmasını destekleyerek, farklılıklara saygı duymasını öğretmek olmalı.
Unutmayın ki, onlara bu yaşlarda öğrettikleriniz, hayatı ve bilgiyi nasıl keşfedeceklerini belirlemeye, bilgiyi ise kendi süzgeçlerinden geçirerek adaletli, cesaretli ve duyarlı bir yaşam tarzı oluşturmalarına yardımcı olacaktır.