Euro kuvvetli bir para birimi olduğunu kanıtladı

Avrupa Merkez Bankası Eski Başkanı Trichet, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ‘Avrupa Ekonomisinin Yarını’ konulu oturumunda yaptığı konuşmada Euro’nun, üzerindeki tüm eleştirilere rağmen son derece kuvvetli bir para birimi olduğunu kanıtladığını söyledi.

Ekonomi
19 Mart 2015 Perşembe

Avrupa Merkez Bankası Eski Başkanı Jean Claude Trichet, “Euro ortadan kalkmadı ve bunu yapmakla kalmadı bu kadar kötü bir krizden dayanıklılığını kanıtlayarak çıktı. Yapılan Euro üzerindeki tüm eleştirilere rağmen son derece kuvvetli bir para birimi olduğunu bize kanıtladı” dedi.

Trichet, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ‘Avrupa Ekonomisinin Yarını’ konulu oturumunda yaptığı konuşmada, zirveye davet edilmiş olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Türkiye’nin parlayan ekonomisi ve Türk insanlarının temsil edildiği bu toplantıda yanınızda bulunuyorum” ifadesini kullandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, yıl dönümü kutlamasının yaklaştığını, bir önceki kutlamada yine Avrupa Merkez Bankası’nın yıl dönümüyle aynı döneme denk geldiğini hatırlatan Trichet, şöyle konuştu: “Bu, son derece önemli bir programdı benim için. Türkiye’nin ekonomik anlamda dünyanın en büyük gelişen pazarlarından birisi olmasına nispeten Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da Avrupa Merkez Bankası’yla aynı anda yıl dönümünü kutluyor olması büyük bir olaydı. Şu anda G20 ailesinden bir fert olarak Türkiye’nin dönem başkanlığına yükselmiş olduğunu biliyoruz. Bu, hem G20 ülkeleri için hem de Türkiye için önemli bir adım.”

Trichet, Merkez Bankası’nın yıl dönümünün iki ay sonrasında ‘Lehman Brothers’ krizinin baş gösterdiğini hatırlatarak, “1930’lardan bu yana dünyanın o güne kadar görmüş olduğu en büyük mali krizlerden birisiydi. Bana soracak olursanız Lehman Brothers krizi, Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana insanlığın görmüş olduğu en büyük krizlerden biriydi aslında. Hem merkez bankaları hem de hükümetler için zorlayıcı bir süreç olmuştu çünkü çok hızlı ve uç noktalarda dolaşan kararlar verilmesine gerek kalmıştı” ifadelerini kullandı.

“Tıpkı kartlardan yapılmış kule gibi çöküş başladı”

Kriz sürecinde, 2007’den 2008’in başlarına kadar üç safhanın gerçekleştiğini, ilk safhada pazarların mali anlamda yeniden dengelenmesinin gerektiğini, ikinci aşamada finansal sistemlerin büyük ekonomilerde çökme riskiyle karşı karşıya kaldığının görüldüğünü anımsatarak, “Bu çok dramatik bir etki yarattı. Finans kuruluşlarının çöktüğünü gördük. Hızlı bir şekilde cesur kararlar almamız gerekti. Tıpkı kartlardan yapılmış bir kule gibi çöküş gerçekleşmeye başladı. 1900’lerin başlarında görmüş olduğumuz türden bir krizle karşı karşıya olduğumuzu düşünmeye başlamıştık. Amerika’nın ‘büyük buhranı’yla karşılaştırılabilirdi bu aslında” dedi.

Trichet, birkaç çeyreklik reel ekonomi serbest düşüşün gerçekleştikten sonra artık bir geriye dönüş olabileceğini düşündüklerini ifade ederek, 2009’un üçüncü çeyreğine gelindiğinde ABD ve Avrupa’da ekonomik anlamda krizden çıkışın hissedilmeye başlandığını ancak tam bu noktada 2010’un başında krizin üçüncü safhasına gelindiğini belirtti.

Krizin bu kez devlet sektörüne yansıdığına dikkati çeken Trichet, krizin üçüncü aşamasının merkezini Avrupa’da gösterdiğini vurguladı. Trichet, “Eski FED Başkanı Ben Bernanke, bir toplantıda bana parmağını uzatmıştı orada, şöyle söylemişti ‘Jean Claude artık sıra sende’ Bunun da anlamı şuydu; bu kriz merkezini uzaklaştırma görevi bana atfedilmişti” dedi.

Trichet, Euro Bölgesi’nin üçüncü aşamada neden krizin merkezinde yer aldığına da değinerek, “istikrar ve büyüme paktının uygulanmasında yaşanan sorunlar, rekabetçilik anlamında Euro Bölgesi’nde bir gelişmenin olmaması, bir bankacılık birliğinin bulunmaması, Euro Bölgesi’nin içindeki farklılıklar, kredi yönetimi aracının olmaması ve istikrar mekanizmasının yokluğu, halen daha tek pazar sisteminin kurulmuş olmaması ve yapısal reformlar alanında Lizbon Programı ve 2020 Programı devreye girmiş olsa da halen uygulama anlamında tamamlanmış olmaması” gibi nedenlerle özellikle Euro Bölgesi’nin zor durumda kaldığını anlattı.

“Kuvvetli bir para birimi olduğunu bize kanıtladı”

Bu süreçte, Euro Bölgesi’nden yalnızca üç ülkenin IMF’ye gitmek zorunda kaldığını belirten Trichet, Euro Bölgesi’nin dayanıklılığı, direnci ve Euro’nun para birimi olarak dayanıklılığına dikkati çekti. Trichet, şunları kaydetti: “İkinci Dünya Savaşı’ndan beri gördüğümüz en kötü kriz diyoruz. Oysa ben diyorum ki Birinci Dünya Savaşı’ndan beri gördüğümüz en kötü kriz bu. Asya’dan ABD’den baktığınızda bunun ne kadar dramatik etkileri olduğunu daha net görmek mümkün oluyordur. Belki de Amerika’dan ya da Asya’dan baktığınızda Euro’nun bir para birimi olarak uçup gidebileceğini düşünenler olmuştur. Bu da Euro Bölgesi’nin dağılabileceği anlamına gelebiliyordu ki o zamanında ortaya konulmuş argümanlardı. Gazetelerde, yazılan makalelerde dile getirilmiş bir iddiaydı ama şimdi gerçeğe bakalım, Euro ortadan kalkmadı ve bunu yapmakla kalmadı bu kadar kötü bir krizden dayanıklılığını kanıtlayarak çıktı. Yapılan Euro üzerindeki tüm eleştirilere rağmen son derece kuvvetli bir para birimi olduğunu bize kanıtladı.”

“Geçirmiş olduğumuz sürecin bir ürünü, meyvesi”

“Lehman Brothers’ın çöküşü sırasında Euro Bölgesi’nde 15 tane devletimiz vardı, şu anda 19 devletimiz var” diyen Trichet, konuşmasını şöyle sürdürdü: “15 ülke Euro Bölgesi’nde kalmakla kalmadı, bunun yanı sıra dört farklı devleti de Euro Bölgesi’ne kattık. Üç tane Baltık devleti ve Slovakya’yı. Pragmatik açıdan, gerçekçi bir yaklaşımla bakacak olursak Euro Bölgesi’nin direncinin son derece yüksek olduğunu anlayabilirsiniz. Bu direncin altında yatana da baktığınız zaman Avrupa’da yapmakta, başarmakta olduğumuzun İkinci Dünya Savaşı’ndan beridir gerçekleşen çabaların bir sonucu olduğunu göreceksiniz. Tarih boyunca geçirmiş olduğumuz sürecin bir ürünü, meyvesi olduğunu söylüyoruz. Asya, Amerika tarafına şu an için bizlere son derece cesur olduğumuzu söylüyorlar. Aşırı değil ama gerektiği kadar üst düzey bir cesaretten bahsediyorum.”

Krizin ortadan kaldırılması için “istikrar ve büyüme paktının kuvvetlendirildiğini, rekabetçi ortamın sağlanmasına yönelik tedbirler alındığını, yönetişim için yeni bir sacayağı oluşturulduğunu” anlatan Trichet, tek pazar hedefine henüz ulaşamadıklarını, yapısal reformların hayata geçirilmesini de üye devletlere önerdiklerini belirtti.

Şokları absorbe edebilecek bir bütçenin olması

Trichet, alınmış olan kararların uygulamaya geçmesinin çok önemli olduğunu, bunların daha da ileriye taşınması gerektiğini vurgulayarak, “Gördüğümüz kadarıyla daha cesur bir mali çerçeveye ihtiyacımız var. Bu mali çerçeve Avrupa devletlerinin en azından Euro Bölgesi içinde gerçek bir reel bütçe oluşturabilmesine imkân sağlamalı. Bunun çeşitli yönleri boyutları olacak tabii ama temel olarak altını çizebileceğimiz konu burada bir tampon görevi görebilecek, şokları absorbe edebilecek bir bütçemizin olmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Makro ekonomik yönetişiminin olduğuna ancak zaman zaman zorlukla karşı karşıya kalabildiklerine de değinen Trichet, “Devletlerden birisi, bizlerin sunmuş olduğu tavsiyelere bağlı kalmak istemeyebiliyorlar. Özellikle mali düzenlemeler anlamında. Tabii ki bu durum böyle olmamalı” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Bloomberg