Bu kelimeleri okurken, Batı dünyasında en eski ve sürekli uygulanan bir ritüeli gezegenimizin her köşesindeki tüm Yahudi kardeşlerimiz gibi bizler de Türkiye’de ailelerimizle bir araya gelip kutlamanın yüce keyfini henüz yaşamış olduk.
Bu kelimeleri okurken, Batı dünyasında en eski ve sürekli uygulanan bir ritüeli gezegenimizin her köşesindeki tüm Yahudi kardeşlerimiz gibi bizler de Türkiye’de ailelerimizle bir araya gelip kutlamanın yüce keyfini henüz yaşamış olduk. Atalarımızın mucizevî hikâyesini anlatmak, bu mucizelere ortak olduğumuzu ve onların özgürlük yolculuğunun bir parçası olduğunu hissetmemizi sağlar.
Biz, geleneklerimizi canlı tutarak donatılmış bir sofra etrafında sadece bir hikâye anlatmak için değil, bir kez daha bütünleşik bir millet olarak onurumuzu vurgulamak, kimliğimizle gurur ve atalarımızla empati duymak için Hagada’yı dile getirdik.
Hagada’nın, tüm hikâyeler içinde en iyi bilinen olduğunu kolayca söyleyebiliriz. Mısır’daki esaret, gökten gelen caydırıcı belalar, Firavun’un zulmünden kaçış, kavimlerin çöldeki yolculuğu, Tanrı’nın bize bahşettiği mucizelerden tek birinin bile yeter olacağı ve Pesah’ın ilk gecesinin diğer gecelerden farklı olduğu hemen her dile tercüme edilmiş bir hikâyeyi oluşturur.
Bu yıl da biz ortak geçmişimizi hatırlamak için yine bir araya geldik ve bunu yaparken asıl ortak bir geleceğin peşinde olduğumuzu da unutmadık! Bir kez daha, paylaşılan korkular ile paylaşılan umutların ve inançların getirdikleri güçlü dayanışmayı hissettik, özgürleştik.
Ben, hem Aşkenaz hem de Sefarad gelenekleriyle büyüdüm. Annemin annesi Rusya kökenliydi, babası ise Polonya doğumluydu. Babamın annesi ise Edirneliydi, babası ise Varna, Bulgaristan’da doğdu. Tişpişti, kaşkarikas, matsa topu çorbası, gefilte balık gibi iki farklı kültüre ait değişik fakat aynı kaşerut kurallarına uygun lezzetlerle büyüdüm. Unutmayalım ki her topluluğun kendine ait farklı tatları vardır ama hepimiz aynı korkulara ve aynı zamanda aynı inanç ve umutlara sahibiz. En önemlisi, nerede olursak olalım, aynı gelenekleri paylaşıyor olmamız! Unutmayalım ki sütçü Tevye bizleri birleştiren unsuru tek kelimeyle anlattı: Gelenek! Bu, bizim dengeyi tutturabilmemizin tek yoludur! L’chaim!
Artık her zamankinden çok kendimize sağlıklı bir yaşam oluşturmaya ve fiziksel aktivitelerle bedenlerimizi formda tutmaya çalışıyoruz. Bu yüzden ben de sizlerle gereksiz kilolara sebep olmayacak lezzetli ve Pesah geleneklerine uygun iki tarifi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Bunların ilki Karakas’ta yaşayan kuzenim Lea Fincheltub’ın oluşturduğu bir Pesah granola’sı. Diğeri de ‘Claritas Way ‘in ünlü biscottileri. Elbette ne lezzetten ne de Pesah kurallarından feragat etmeden...
PESAH GRANOLASI
10 adet matsa ekmeği(bulabilirseniz Kepekli olanı kullanın)
2 çorba kaşığı Hindistan cevizi yağı veya başka bitkisel yağ (üzüm çekirdeği yağı veya ayçiçeği yağı da olur)
Kuru incir-küçük doğranmış
Kuru hurmalar-küçük doğranmış
Kavrulmuş badem(çiğ alın, evde fırında kavurursunuz)
Ceviz, parçalanmış
Rendelenmiş Hindistan cevizi
Kuru kayısı, ufak doğranmış
Kuru kızılcık
1/2 fincan organik bal
1 tatlı kaşığı tarçın
2 tatlı kaşığı vanilya özü
bir tutam tuz
HAZIRLANIŞI
Matsaları küçük küçük parçalara kesin ve diğer malzemelerle karıştırın. Bir tencerede balı, yağı, vanilya ve tuzla karıştırın. Matsaları ve diğer malzemeleri karışıma dökün ve iyice karıştırın. Yağlanmış bir fırın tepsisine koyup 180 derecede 20 dakika pişirin. Soğuduktan sonra çok kıtır kıtır ve nefis oluyor. Afiyet olsun.
CLARITA’S PESAH BISCOTTILERI
1,5 bardak hamursuz unu
1/3 bardak esmer şeker
1/8 çay kaşığı tuz
3 yumurta
1 yemek kaşığı sıvı yağ (zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı veya ayçiçeği yağı)
1 yemek kaşığı toz tarçın
1 yemek kaşığı toz keten tohumu
1 bardak kuru kızılcık
1 bardak soyulmuş tuzsuz çiğ badem veya soyulmuş tuzsuz antep fıstığı
HAZIRLANIŞI
• Fırınınızı önceden 175°C’ ye getirin.
• Geniş bir kâsede bütün kuru malzemeleri karıştırın ve sonra yumurtaları ekleyin; hamur topu kıvamına gelene kadar karıştırmaya devam edin. Unlanmış bir zemine aktarın, iyice karışana kadar hamuru güzelce yoğurun.
• Kızılcıkları ve iri doğranmış bademleri ilave edin. Hamuru üç parçaya bölün. Her birini 2,5 cm. çapında kalın şeritler haline getirin. Yağlanmış pişirme kâğıdının üzerine aktarın. 20 dakika kadar pişirin. Fırından çıkartın ve fırının ısısını 100°C’ ye kadar düşürün.
• Keskin bir bıçakla veya elektrikli bıçak yardımıyla 1 cm’lik dilimler halinde kesin. Daha sonra fırına geri koyup 2 saat kadar daha pişirin. Soğuması için rafa kaldırın.
• Soğuduktan sonra hava geçirmeyen bir ortamda en azından iki hafta boyunca muhafaza edebilirsiniz, tabii o zamana kadar yiyip bitirmediyseniz.
İPUCU
Kahvaltıda bir kâse yoğurt ve meyve ile nefis olur. Bir öğleden sonra kafeinsiz soya sütü veya yağ oranı düşük sütle yapılmış bol köpüklü bir Kapuçino eşliğinde; hatta pişirip küçük, şirin bir sepete dizerek dostlarınıza veya yeni gelen birisine veya bir komşunuza ya da kayınvalidenize nezaketi karşılığında teşekkür etmek için hediye edebilirsiniz. Şurası kesin ki, kime hediye ederseniz edin bu sürprize bayılacaktır ve onu çok mutlu edecektir. İyi şeyler yapıp küçük detaylarla bu şekilde başkalarını mutlu etmenin kendisi zaten bir çifte mutluluktur!