Türkiye´deki sinagogların en büyük harcama kalemi güvenlik... Sinagog duvarında "Bu ayki güvenlik harcamalarını falanca üstlenmiştir" yazıyor. -Güvenlik o kadar had safhadaki... Sinagoga girmek mesele, çıkmak mesele... -Sinagoga girenlerin isimlerini yazıyorlar. Bunun güvenlikle ilgili olup olmadığını anlayamadım. -Sinagogda tıpkı kiliselerde olduğu gibi masa ve sandalye düzeni var. Ama fark şurada: Erkekler önde... Kadınlar arkada... -Cenaze merasiminin sinagog bölümü kısa sürüyor. Yaklaşık yarım saat... -Mezarlıktaki defin merasimine katılım büyük oluyor... Zaten ancak defin bittikten sonra vefat edenin yakınlarına taziyede bulunmak mümkün olabiliyor. -Sinagogdaki törende Yahudi din adamları, İbranice duaları makamla okuyorlar... Üstelik makamlar, hepimizin tanıdığı makamlar.AHMET HAKAN - HÜRRİYET
Etiyopya’da yaşayan Falaşaların Yahudi sayılıp sayılmayacakları uzun süre tartışılmış, İsrailli dinî otoritelerin 1970’li yıllarda verdiği olumlu kararlar üzerine de İsrail hükümeti 1975 yılında bu topluluğun İsrail’e göç etme hakkını kabul etmişti.
1980’lerde Etiyopya’da yaşanan kuraklık felaketi Falaşaların çoğunu İsrail’e yerleşmeye itmiş ve geri kalanlardan on binlercesi de 1991 yılında İsrail Devleti tarafından organize edilen bir operasyonla İsrail’e taşınmışlardı. Günümüzde Falaşaların İsrail’deki sayılarının yaklaşık 120 bin olduğu tahmin ediliyor.
Her göçmen topluluk gibi dil öğrenmekten yeni ülkelerinin yaşam tarzına ayak uydurmaya birtakım entegrasyon sorunları yaşayan Falaşalar, bunlara ek olarak derilerinin rengi nedeniyle uğradıkları günlük ayrımcılıkla da baş etmek zorunda kaldılar. Halen İsrail’in eğitim ve gelir seviyesi en düşük topluluğunu oluşturan Falaşaların 2011’de yapılan bir araştırmaya göre sadece yüzde 13’ü kendilerini eşit bir İsrailli olarak hissediyor. Falaşaların yüzde 90’ı bir başka Falaşa ile evlenirken, diğer İsraillilerin yüzde 57’si de eğer kızı bir Falaşa ile evlenmek isterse, bunu kabul etmeyeceğini beyan ediyor.
Tüm bu arka planın üstüne son polis şiddeti olayı da eklenince yüzlerce Falaşa sokağa döküldü, Kudüs’teki emniyet müdürlüğü önünde toplanan kalabalığı yatıştırmak da kolay olmadı. “Polis devletine, ırkçılığa hayır” sloganları atan topluluk, Falaşa olmayanların kendilerine yeterince destek vermediğinden de yakındı.
Protestocular, askerlik dâhil üzerlerine düşen her şeyi yapıyor olsalar da, asla yüzde yüz İsrailli olarak kabul edilmediklerini ve o asker eğer bir Falaşa olmasaydı, polislerin onu dövmeyi akıllarından bile geçiremeyeceğini iddia ettiler. İsrail polisi ise, bünyesindeki Falaşaların sayısını artırma ve ırkçı davranışları tespit edilen polis memurlarını görevden uzaklaştırma sözü vererek ortalığı yatıştırmaya çalıştı.
Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etmek gereği dünyanın pek çok ülkesinde kabul görse de, bunun tam olarak nasıl başarılacağını aslında pek de bilen yok. Üstelik şiddeti sıradanlaştıran toplumsal ve siyasal şartlar devam ettiği sürece, kendini dokunulmaz ya da ayrıcalıklı görenlerin hedef tahtasına oturtacağı nispeten savunmasız toplulukları bulmaları da o kadar zor olmuyor.
Tolga Bilgener
http://www.taraf.com.tr/yazarlar/israilin-baltimoreu/
Türkiye ve İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasının nihaileşmesi için yakın gelecekte bir beklentimiz olmalı mı?
Bu yıl her iki ülke için de iç siyasetle ilgili bir yıl. Bu nedenle önümüzdeki günlerde ya da haftalarda normalleşme sürecinin başladığını göremeyeceğiz. Normalleşme kısa bir süreç olmayacak. Ama Türkiye’nin Yahudi toplumu da dahil olmak üzere azınlıklara yönelik olumlu tavrı var. Edirne Sinagogu’nun tekrar açılması, Holokost anmasına katılım olması gibi aktiviteler olumlu bir tavrı yansıtıyor. İsrail tarafında ise, iki ülke arasında iyi ilişkiler olması adına büyük bir beklenti var.
O halde normalleşmenin önündeki en büyük engel sizce nedir?
Aslında gerçek bir engel olmadığını düşünüyorum. İsrail ve Türkiye’deki seçimler nedeniyle doğru zaman olmadığı bir gerçek. İsrail ve Türkiye hükümetleri kurulmadan İsrail ve Türkiye arasında, ya da liderler arasında hiçbir şekilde yakınlaşma göremeyeceğiz. Ama diğer alanda, sivil toplumda işbirliği alanları devam ediyor. Ekonomi, ticaret, kültür ve akademide işbirliği artıyor. Ticaret hacmi iki yılda yüzde 30 arttı, 5,5 milyar dolara ulaştı. Kültürel aktiviteler her iki-üç haftada bir gerçekleşiyor. Bu benim adıma Türk ve İsrail halkı arasında gerçekten normalleşme için istek ve beklentileri olduğunu gösteriyor. Ayrıca bölgesel çıkarlar var. Teröre karşı mücadele, enerji alanında işbirliği, bölgesel ekonomik gelişme, su yönetimi... Tüm bunlar, İsrail ve Türkiye’nin, hem birbirleri hem de bölgenin yararı için işbirliği yapması gereken stratejik bölgesel konular.
Shai Cohen (Gizem Acar Röportajı)
http://www.milliyet.com.tr/israil-dogal-gazi-ancak-/dunya/detay/2052861/default.htm
İsrail'in bulduğu gazla ilgili nakil sorunu devam ediyor. Gazı ayrıca başka ülkelere satması lazım bu bölgede bulacağı tek alıcı ise Türkiye. Ama bizim de İsrail'le bir sürü sorunumuz var. İsrail'le eski iyi ilişkilerimiz olsaydı o zaman her şey farklı olabilirdi. Güney Kıbrıs 2003'ten itibaren üç ülkeyle münhasır ekonomik bölge anlaşmaları imzaladı. Biz bu sürede ne yaptık, neredeyse hiçbir şey. Tabii kesin olan şey; bölgede huzur olmadan Akdeniz'deki enerji kaynakları devreye giremez. Suriye'de savaş var, İsrail'le Türkiye kavgalı, Kıbrıs'ta güneyle kuzey kavgalı. Bu durumda oradaki kaynakların insanların hizmetine sunulması mümkün değil.
Volkan Ediger (Barçın Yinanç Röportajı)
ÇOK sevdiğim arkadaşlarım Sara ve Sami, annelerini kaybettiler.
Cenaze merasimine katılmak için koştum gittim sinagoga.
Öğrendiklerim şunlardır:
-Türkiye'deki sinagogların en büyük harcama kalemi güvenlik... Sinagog duvarında "Bu ayki güvenlik harcamalarını falanca üstlenmiştir" yazıyor.
-Güvenlik o kadar had safhadaki... Sinagoga girmek mesele, çıkmak mesele...
-Sinagoga girenlerin isimlerini yazıyorlar. Bunun güvenlikle ilgili olup olmadığını anlayamadım.
-Sinagogda tıpkı kiliselerde olduğu gibi masa ve sandalye düzeni var. Ama fark şurada: Erkekler önde... Kadınlar arkada...
-Cenaze merasiminin sinagog bölümü kısa sürüyor. Yaklaşık yarım saat...
-Mezarlıktaki defin merasimine katılım büyük oluyor... Zaten ancak defin bittikten sonra vefat edenin yakınlarına taziyede bulunmak mümkün olabiliyor.
-Sinagogdaki törende Yahudi din adamları, İbranice duaları makamla okuyorlar... Üstelik makamlar, hepimizin tanıdığı makamlar.
Sara ve Sami'ye başsağlığı diliyorum.
Kaybettikleri anneleri için de hayır dua ediyorum.
Ahmet Hakan
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/leman-ve-mine_28844736
Netten okumalar
http://www.hasturktv.com/anti_semitizm/6981.htm
http://t24.com.tr/haber/auschwitz-gardiyani-kamp-hayatinin-detaylarini-anlatti,295474
http://israilblogu.com/2015/04/30/bmnin-israil-ile-imtihani/
http://srkntrkgl.com/tel-aviv-girisimcilik-ekosistemi-1-bolum/
http://onedio.com/haber/israil-de-irkciliga-karsi-ofke-buyuyor-501498
Netten dinleyin
http://www.zapkolik.com/muzik/yahudi-bestekarlar
Takılan Tweet’ler
asli aydintasbas @asliaydintasbas 29 Nis
Suudiler'in Yemen'deki bombardımanı, birçok yerde tepki aldı. Biz ise Müslüman Müslüman öldürünce kızmıyoruz, İsrail öldürünce köpürüyoruz
ateş ilyas başsoy @SONSAYI 2 May
İslam coğrafyasının tamamı diktatörlük veya yarı diktatörlükle yönetiliyor. Bilim, sanat yok. Sonra "Yahudiler her şeye hakim" bık bık...
mahmut övür @mahmutovur 3 May
1- Devlet Bahçeli canlı yayında Ermeni kilisesinin ibadete açılmasını ihanet olarak niteliyor. Yahudi vatandaşlara da vurmadan geçmiyor!
Natali AVAZYAN @NataliAVAZYAN 3 May
Çorlu Yahudi okulu öğrenciler ve öğretmenler