Yakın tarihin en büyük trajedisine neden olmuş Almanya, bugün İsrail’in Avrupa’daki en iyi dostu.
Geçtiğimiz ay Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları İsrail’de yerleşim bölgelerinde yapılan malların ithal edilmesine boykot uygulanması için toplandığında oylamada eksik olan bir ülke vardı: Almanya.
İsrail ile Almanya’nın savaş sonrası diplomatik ilişkileri her zaman özel ve olumlu oldu.
2015 mayıs ayında iki ülkenin savaş sonrası dostluğu 50. yaşına girdi.
2. Dünya Savaşı felaketinin başlamasına neden olmuş
Almanya’nın, İsrail ile olan dostane ilişkileri sadece diplomatik alanda yoğunlaşmış değil. Endüstriyel ve askeri alanlarda da Almanya İsrail’e en çok yardım sağlayan ülkelerden biri.
Haaretz gazetesinin yazdığına göre Almanya, İsrail’e askeri malzeme ve araç satmanın yanında, Kudüs’ün varlığını kabul etmediği nükleer programına da maddi destek sağlamış.
Almanya-İsrail dostluğunun yakın zamanda en dikkat çeken kanıtı ise, Gilad Şalit olayında Berlin’in, Hamas ile İsrail temsilcileri arasında mekik diplomasisi yürüterek, kaçırılan askerin 2011’de serbest bırakılması için oynadığı rol oldu.
İsrail- Almanya arasındaki dostluğu arttırmak için kurulan Konrad Adenauer Derneği Direktörü Dr. Michael Borchard, Holokost’tan 70 yıl sonra iki ülkenin örnek dostluğunun mucize olduğunu belirtiyor.
Almanya’nın savaş sonrası ilk başbakanı olan Konrad Adenauer 1951’de yaptığı bir açıklamada Almanya’nın genç İsrail devletine yardım yapmasını Almanya için bir borç ödeme olarak nitelemişti.
1950’den bu yana sadece Alman endüstriyel ürünleri İsrail’e akmakla kalmadı iki ülke sanayinin bir çok alanında birbirlerinin uzmanlarını eğitti ve know-how alışverişinde bulundu.
Her ne kadar bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel ile İsrail Başbakanı Binyamin Netenayahu arasında özellikle Batı Şeria’daki yerleşimler konusunda fikir ayrılıkları olsa da, Merkel, İsrail’in güvenliğini en büyük öncelik olarak görüyor.
Merkel, İsrail millet meclisi Knesset’te, 2008’de Almanya Başbakanı sıfatı ile yaptığı tarihi konuşmada şöyle demişti:
“Almanya Başbakanı olarak size şunu söylemek isterim, İsrail’in güvenliği asla tartışma konusu yapılamaz.”