Natalie Portman’ın İsrail Devletinin kuruluşunu anlatan ‘Aşk ve Karanlıkların Hikâyesi/ A Tale of Love and Darkness’ Cannes’da yarışma dışı olarak özel bir seansta gösterildi.
Yahudi asıllı iki ünlü ve prestijli yönetmen, Amerikalı Ethan Coen ile Fransız Michel Hazanavicius, filmin Cannes’daki gösterimine katılarak ilk kez kamera arkasına geçen Portman’a destek verdiler.
Sanatçının Fransız koreograf eşi Benjamin Millied, Portman’ın Cannes’da verdiği bu imtihanda yanında oldu. Filmin gösteriminden önceki sunuş konuşmasında Cannes Film Festivali Direktörü Thierry Frémaux, Oscar ödüllü aktrisin aynı başarıyı kamera arkasında da tekrarlayacağından emin olduğunu söyledi.
Yazar-gazeteci-aktivist avukat Amos Oz’un, 28 dile çevrilen, bir milyon adet satan 2002 tarihli kitabının sinema haklarını satın alan Natalie Portman, senaryosunu yazdığı filmi yönetti ve başrolü oynadı. 1981’de Kudüs’te doğan sanatçı, bu İsrail-Amerikan ortak yapımında mükemmel İbranicesiyle herkesi şaşırttı.
Eleştirmenler Portman’ın bu ilk yönetmenlik denemesi için bu son derece iddialı otobiyografik dramayı seçmesini bir meydan okuma olarak karşıladılar. Alt yazı okumasını sevmeyen Amerikalı izleyicilerin bu İbranice sözlü filmi benimsemesini istemek Portman için büyük riskti.
Avrupa’daki soykırımdan kaçıp Kudüs’e sığınan Polonyalı bir ailenin on yaşındaki oğlu olarak izlediğimiz Amos Oz’u filmde, İngiliz mandası altındaki Kudüs’te, İsrail devletinin kuruluş öncesinde, 1948’de Birleşmiş Milletler’de bağımsızlığını tanımasından sonra komşu Arap ülkelerin saldırısına uğramasında, savaş sırasında yaşanan sıkıntılarda ve savaş sonrası yıllarında izliyoruz.
Yazar bir baba ile açık fikirli bir annenin oğlu olarak mutlu bir aile çevresinde yetişen küçük Amos’un gözünden anlatılan filmde Natalie Portman, ilk filmini yapan bir yönetmen olarak beklenmedik bir beceriyle başarıyı yakalıyor.
Kudüs sokaklarında, annesi Fania ve babası Arieh ile halk arasında, İsrail’in bağımsızlığı konusunda, Birleşmiş Milletlerdeki oylamayı radyo spikerinden dinleyen Kudüslülerin coşkusunu gösteren sekans filmin en önemli bölümleri arasındaydı.
Aktivist-avukat Amos Oz’un İsrail-Filistin ihtilafında iki devletli bir çözümü sebatla savunan fikirlerinin, Portman’ın yazdığı senaryoya yansıdığını görüyoruz. Aynı düşünceleri paylaşan annesi Fania’nın Amos Oz’un yazarlık kariyerinde yol göstericiliğinin izlerine de filmde rastlamak mümkün.
Etkileyici bir drama formatındaki filminde Portman’ın, arşiv görüntülerinden yararlanması ile ‘Aşk ve Karanlıkların Hikâyesi’ belgesel tadında izleniyor.
Natalie Portman, Darren Aronofsky yönetiminde Oscar Ödülü kazandığı ‘Siyah Kuğu’(2010) filminde koreograf Benjamin Millied ile tanışmış, birliktelikleri evlilikle noktalanmıştı. Genç çiftin 3,5 yaşında Aleph isimli bir oğulları var.