Intel firmasının kurucularından Gordon E. Moore’un işlemcilerin gücünün her yıl iki katına çıkacağını ön görmesinin üzerinden tam 50 yıl geçti. Teknoloji, neredeyse bütün endüstrilerin iş yapış şekillerini kökünden değiştirdi, birisi hariç; sağlık
Intel firmasının kurucularından Gordon E. Moore’un işlemcilerin gücünün her yıl iki katına çıkacağını ön görmesinin üzerinden tam 50 yıl geçti.
Moore yasası olarak bilinen bu kuram, geçtiğimiz dönemde ufak değişimlere uğrasa da, şu anda yaşadığımız dünyanın tamamını tanımlayan bir kural haline geldi.
Moore yasası sayesinde akıllı telefonlarımız cebimize sığıyor, dünyanın diğer köşesinde bulunan biriyle bedavaya görüntülü olarak görüşebiliyoruz.
Teknoloji, neredeyse bütün endüstrilerin iş yapış şekillerini kökünden değiştirdi, birisi hariç; sağlık.
Özellikle görüntüleme ve teşhis alanında bir çok yenilikler geldi ancak tıp bilimi içinde yaşadığımız dünyanın yeniliklerine ayak uydurma konusunda oldukça isteksiz kaldı.
Bilgisayarların işlemci güçleri her geçen yıl artıyor ancak tıp alanında laboratuvar ortamında başarısı kanıtlanmış bir tedavinin hastalara uygulanmaya başlanması ortalamada 17 yıl sürüyor. 17 yılın ne anlama geldiğini anlayabilmek adına; 17 yıl önce Google yoktu.
Bu döngü değişmek üzere.
Ucuz maliyetli ve yetenekli alıcılar sayesinde, sürekli iletişim halinde olan ve kullanıcılarına vücutları hakkında sürekli bilgiler veren sistemler ile kişiler sağlıkları hakkında bir çok bilgiye kendileri ulaşabilir hale geliyorlar. Günlük aktivite miktarı, uyku düzeni, kalp ritmi, kan basıncı, tansiyon, vücut yağ oranı, laktik asit birikimi ve daha bir çoğu doktor ziyareti gerektirmeden telefonumuzun ekranında beliriyor.
Adetleri her geçen gün artan giyilebilir cihazlar ile gitgide daha fazla, detaylı ve ulaşılması kolay bir şekilde vücudumuz, hayat şeklimiz, yediklerimiz ve hayat tarzımız hakkında çok detaylı bilgiye ulaşmak ve düzeltmek için aksiyona geçmek, yardım alabilmek mümkün.
Yurtdışında, bu kadar çok biriken verinin işlenmesi ile birlikte ortaya çıkacak olan veri güvenliği hakkındaki endişeler de giderek artıyor. Ancak şu an için bu endişe, beraberinde getirdiği avantajlar ve faydalarının yanında oldukça cılız bir ses olarak kalıyor.
Sağlık giderlerinin muazzam rakamlara ulaştığı ve yaşam süresinin giderek arttığı dünyamızda, uzun bir yaşamın sırrının aşağıdaki cümlede gizli olduğunu düşünürsek, giyilebilir teknolojilerden faydalanmak için geç kalmış sayılmayız, ne dersiniz?
‘En iyi tedavi, hiç hastalanmamaktır...’