Ulus Özel Musevi Okulları, geçen sene başlayan 100. yıl kutlama etkinliklerini 450’ye yakın konuğun katıldığı bir gala gecesi ile sonlandırdı
21 Mayıs Perşembe akşamı Zorlu, Raffles Otel’de gerçekleşen 100. Yıl Eğitime Katkı Galası, mezunlarının da katılımıyla gerçekleşti. Gece, 100. Yıl filminin gösterimi ile başladı. Ardından Vakıf Koordinatörü Robert Filiba açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Filiba’nın ardından söz alan Jan Nahum, babası Bernar Nahum’un bu okula verdiği değeri ve önemi hatırlattı. İsrailli mentalist Eran Biderman ile mezun Mihal Bardavit’in sahnedeki söyleşisi ve uygulamalı şovu ise görülmeye değerdi. Mezunların söylediği şarkılarla şenlenen gece, son olarak Ferhat Göçer’in mezunlara katılarak Adieu ve Hava Nagila’yı söylemesi ile doruk noktasına ulaştı.
Gecede Ferhat Göçer de sahne aldı
Türk Musevi Cemaati Eski Başkanı Sami Herman'ın gala gecesi ile ilgili izlenimleri:
Okulumuzun 100. yıl gecesi
21 Mayıs Perşembe gecesi, Ulus Musevi Lisesinin 100. yılını kutlamak tertiplenen yemekli faaliyeti her açıdan başarılı buldum.
Düzenleyenlerin gecenin organizasyonuna verdikleri önem ve özen, okulumuza değer veren, maddi katkıda bulunan veya daha fazla katkıda bulunabileceği düşünülen cemaat mensuplarımızın katılımı etkileyici idi. Tülay Gürler Kurtuluş’un açılış konuşması, Robert Filiba’nın 1920-50 ve 80’li yıllarda - 3 nesilde - okulun öğretim yaptığı üç ayrı binayı ve çeşitli anılarla okulun 100 yılını tarihten yapraklar şeklinde anlatımları hepimizi heyecanlandırdı.
Daha sonra ekranlara yansıtılan mültivizyon ile 1915 yılından günümüze, okulumuzun tarihçesinin gurur verici görselini izledik.
Birinci Dünya Savaşı’nın çok zor koşullarında kaliteli eğitimin cemaatimiz için önemini bilen vizyon ve sorumluluk sahibi öncülerin, liderlerin adımlarını izledik, kalplerindeki zenginliğe şahit olduk.
Okulumuzun eski mezunlarından Jozi Zalma’nın (sanat dünyasındaki ismi ile Geveze), okulda çekimi yapılan ve ekranlara yansıtılan sunumu sevimli, mesajları anlamlı, eğitim için bağışta bulunmanın hayata ve kendi hayatımıza yapabileceği katkıları öne çıkaran yaşanmış öyküsü de duygulandırıcı, düşündürücü idi.
Çıkışta dağıtılan ‘Musevi Lisesi 100 Yaşında’ kitabı, içeriği, tarihe tanıklığı ve baskı kalitesi ile her birimizin kütüphanesinde bulunmasını arzu edeceği kıymetli bir eser.
Okulumuz ile birlikte, cemaatimizin 1900’lü yılların başından itibaren eğitim kurum ve çabalarını yansıtan kitabın sayfalarında, Abraham de Kamondo’nun öncülüğü ile batılı anlamda cemaatimizin ilk aydınlanma kurumu Haskoy Piripaşa Okulu, Alliance Israelite Universelle okullar zinciri sayesinde Osmanlı Musevilerinin modern eğitimle tanışmaları, Cumhuriyetin ilk yıllarında Yahudi cemaatleri ve okullarından başlamak üzere, Ulus Özel Musevi Lisesinin 100 yıllık tarihini zevk ve ilgi ile okudum.
Alliance Israelite Universel’in Osmanlı topraklarında açtığı 115 okulun cemaatimize katkılarını bir kez daha takdirle andım. Kendi annem ve babam dahil birçok büyüğümüzün evrensel ölçeklerde kaliteli eğitim almalarını, aydınlanmalarını sağlayarak unutulmaz izler bırakan, 1789 ihtilalinin eşitlik ilkelerinden etkilenerek 1860 yılında Fransa’da Alliance Israelite’in kurucuları Adolphe Cremieux ve beş genç arkadaşının, binlerce kilometre uzaktaki dindaşları ve toplum yararına projelerine, vizyonlarına, girişimcilik cesaretlerine ve başarılarına hayranlık, saygı duymamak, özenmemek mümkün mü…
Musevi Lisesinin kuruluşunda Joseph Niego ve David Marküs’un liderlikleri, okulumuzun Ulus’taki yeni tesisine taşınması fikrinin hayata geçirilmesinde öne çıkan Bernar Nahum ile birlikte özveri ile çalışan cemaatimizin kıymetli bireyleri, cömert maddi katkıları ile bir rüyanın gerçekleşmesini mümkün kılanlar…
Okulun tarihinde katkısı olan tüm kahramanları, kitabın ilk sayfalarında yer alan Tanah’tan alınmış cümlede belirtilen, “Oğlum öğretilerimi unutma ve kalbine yerleştir. Onlar sana uzun bir yaşam ve barış bahşedecektir.” ( Mişle 3/1-2 ) sözlerini anlamış ve hayatlarında uygulayan insanlar olarak kabul ediyorum.
Geceye katılanların büyük çoğunluğunun da okulumuzla, gurur duyduğuna, verilen mesajları bütünü ile algıladıklarına ve önümüzdeki yıllarda da Ulus Musevi Lisesine katkılarını arttırarak devam edeceklerine kalben inanıyorum.
100. yıl kitabının içinde yer alan, “Musevi Cemaati var olduğu müddetçe, o da var olacaktır” inancı şüphesiz hepimizin en içten hissettiği ve uğruna emek, fedakârlık yapılması gereken ideali.
Okulumuza ve Türk Yahudi Cemaatimize daha nice nice aydınlık, huzurlu, mutlu yüzyıllar dileklerimle.
