Uluslararası ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında, İran’ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırılmasını öngören tarihi anlaşma geçtiğimiz hafta imzalandı. Anlaşmanın mimarı sayılan ABD bu anlaşma ile dünyanın daha barışçıl bir hale geleceğini savunurken, İsrail bu anlaşmanın sadece İran’a nükleer silah yapmak için ekonomik imkân yaratacağını iddia ediyor.
ANLAŞMA ABD KONGRESİNDE
Amerikan yönetimi, Cumhuriyetçilerin karşı çıktığı anlaşmayı onaylanması için Kongre’ye gönderdi. Kongre’nin anlaşmayı değerlendirmesi için 60 gün süresi bulunuyor. Başkan Barack Obama, anlaşmayı önlemeye yönelik her girişimi veto edeceğini dile getirdi. Dışişleri Bakanı John Kerry de, daha iyi bir anlaşma sağlanabileceğini savunanların gerçekçi olmadıklarını belirterek varılan anlaşmayı savundu.
NETANYAHU: “TELAFİSİ OLMAYACAK”
İran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasının, Tahran’a nükleer silah yapmak için gerekli ekonomik imkânı sağlayacağını savunan İsrail Başbakanı Netanyahu, anlaşmayı ‘tarihi hata’ olarak değerlendirdi. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi durumunda İsrail’in tehdit altında kalmasının bir telafisi olmayacağını savunan Netanyahu, “İran’ın saldırgan davranışlarını durdurmak için yapılacak çok şey var. Ancak bu anlaşma bunlardan biri değil” dedi.
İRAN DEVRİM MUHAFIZLARI ORDUSU: ‘ANLAŞMANIN GEÇERLİLİĞİ YOK’
İran’ın dini lideri Hamaney, “Anlaşma olsun olmasın, İran ABD’ye karşı muhalefetine ve Filistinlileri desteklemeye devam edecektir” dedi. Hamaney, İran’ın devrim ilkelerinin ya da savunma güçlerinin tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğini belirtti. İran Devrim Muhafızları Ordusu da, varılan anlaşmanın bazı kısımlarının ülkesinin kırmızı çizgileriyle çeliştiğini belirtti ve “Ülkemizin kırmızı çizgileriyle çelişen herhangi bir kararın hiçbir geçerliliği yok” değerlendirmesinde bulundu.
“Anlaşmanın kazananı İran halkı, kaybedeni ise Rusya”
Uluslararası Barış Vakfı’nın önde gelen İran uzmanlarından Karim Sadjadpur, İran’ın 5+1 ülkeleri ile vardığı nükleer anlaşmayı Şalom için değerlendirdi. Sadjadpur, anlaşma ile ilgili en önemli sorunun, İran’ın koşullara sadık kalıp kalmayacağı sorusu olduğunu belirtti.
Anlaşmanın İran’ı daha şeffaf olmaya ittiğini, bu nedenle de olumlu olarak değerlendirilebileceğini belirten Sadjadpur, “İran anlaşma şartlarına sadık kalacak mı? İsrail ve Suudi Arabistan daha güvende olacak mı?” gibi soruların yanıtlarının ancak birkaç sene sonra verilebileceğini belirtti.
Sadjadpur, anlaşmanın kazananının İran halkı, kaybedeninin ise İran petrolünün piyasa girmesiyle ekonomik anlamda zarar görecek olan Rusya olduğunu belirtti.
Haberin ayrıntıları Dünya sayfasında...
https://www.salom.com.tr/haber/95870
