Riva Hayim-Ceni Palti-Henri Çiprut: Salon Dö Mohabet prodüksüyonudur...
Madam Ceni salonda oturmaktadır, torununa seslenir.
Madam Ceni: Ceydaa ven aki ijika! Gel!
Ceyda: Ne oldu gramama?
Madam Ceni: Hanum no se andestan mis antojos. Yine kaybettim yözlükleri, yel bu haberi oku bana ayde hanum!
Ceyda: Burda ya gözlüklerin işte!
Madam Ceni, torunu Ceyda’ya Şalom gazetesini uzatır:
Madam Ceni: Tamam madem ki yeldin, sen oku bana şu haberi! Ayde!
Ceyda anneannesinin yanına üfleyerek oturur, yüksek sesle okumaya başlar:
Ceyda: İspanya’da, 1492 yılında sınır dışı edilen Sefarad Yahudilerine vatandaşlık hakkı tanıyan yasa nihayet meclisin onayından geçti. Ancak yasanın vatandaşlık için talep ettiği şartlar hayal kırıklığına ve tepkilere neden oldu!
Madam Ceni: Mira lo ke izyeron, verecekler elimize bir kağıt kon şart, şurt. Kualo ke keren ağora?
Madam Ceni söylenmeye başlar…
Ceyda: Bekle garamama okuyorum. Söyleyeceğim sana şimdi ne şart istediklerini.
Madam Ceni: Bekle bekle, la vida ya paso kon BEKLE! Hayat geçer ben BEKLE!
İzimos flört kon tu granpapa doz anyos. Düşün yani iki sene bekledim ben senin granpapanı.
Fiansar no ay, era el mas çiko de sinko ermanos.
Annesi dedi ki önce ağabeyleri evlensin, bekle!
Bekle? Bekle Ceni düğünlerini bekle.
Asperimoz syete anyos, al kavo ya se dyeron kuento ke no ay hayre delos ermanos, tam ki moz vino la sira, ya se fue al asker, bekle? BEKLE!
Bekle Ceni asker bekle! Despues torno, para espozar, kale arkojer paras yine bekle!
Ceyda: Sen dedemi yedi sene mi bekledin?! Bir de üstüne askerliğini de mi bekledin?
Madam Ceni sesini yükseltir.
Madam Ceni: Eee ne anlatiyorum sana… Mira inyeta!
Ceyda: Peki gramama izin ver okuyayım, niye sinirlendin yine?
Madam Ceni: Tamam tamam hanumika, oku sen ben beklerim zaten, hep bekliyorum!
Ceyda okumaya devam eder:
Ceyda: Başvuru yapanların Sefarad kökenini ispat etmeleri gerekiyor…
Madam Ceni: İspat? İspaaaat? Komo se va azer ispat, adiyo santo! Somoz halis i muhlis Cudyo!
Ceyda: Dur gramama hemen söylenme, devam ediyorum. Bunun yanı sıra, İspanyolcayı -Ladino değil, günümüz İspanyolcasını - belli bir seviyede bildiklerini ispat etmek için dil sınavını geçmeleri…
Madam Ceni: Sinav ne?
Ceyda: İmtahan gramama sen öyle bilirsin…
Madam Ceni: Atyo EGZAMEN moz van a azer? Ne imtahani böyle, eyos ke vengan ke yo les ambezare komo se avla espanyol. Ben onlara öğretirim bre! Senin rahmetli granpapa keste en Gan Eden, ne zamanki beni seyahate yötürmüştü Espanyaya cok yüzel anlaşmiştik. Kiminle konuştuysak del şoför de taksi, final pilot del avyon todos estavan tresalidos de oyermos avlar en Judeo Espanyol! Bana dediler ki “Madam yercek Espanyolcayi siz konuşuyorsunuz!”
Ceyda: Pilotla da mi konuştun gramama? Atma !
Madam Ceni: Tabi ki konuştum, dedim ki “Sinyor pilot, este avyon kuando seva bolar en el ayre yüzüdeyate paşa, avagar avagar iremos, çunku sen gaza basarsan benim koca yider vallayi billayi, tiene taşikardi” Anladi beni pilot. Komo paşaros mos fuimos. Hem sen ne biçim konuşuyorsun gramamayla? Andestan las çarukas? Yetir terliklerimi!
Ceyda: Tamam gramama kızma devam edeyim mi?
Madam Ceni: Et bakalim veremos.
Ceyda: Ayrıca başvuranların İspanya tarih ve kültürüne yönelik bir testi de yani imtihanı geçmeleri gerekiyor.
Madam Ceni: Eee başlarim pasaportuna da imtahanina da, un defter ke moz van a dar, mostan demandando la ketuba de la koshuegra. Ben soruyor muyum onlara evimi versinler bana? Ah ah la yave de la espanya lo peryimos en la Furtuna yoksa…
Ceyda: Ne diyorsun gramama ne anahtarı?
Madam Ceni: Yok bir şey demiyorum, başka vakit anlatirim. İstemem böyle şey. Yelsinler buraya evime kadar, desinler ki Madam Ceni senin pasaportu hazirladik al sana belki düşünürüm almayi.
Ceyda: Gramama bir şey soracağım sana? Diyelim ki eve kadar getirdiler pasaportunu ne yapacaksın?
Madam Ceni Ne yapacam na naylon guadralo en el kaşon.
Ceyda: Off gramama anlamıyorum yine?
Madam Ceni: Yanisi saklayacağım çekmeceye? Başka ne yapacam al fikso me va ir kon el pasaporto? Madam Çela konken oynarken pasaport mu soracak bana?
Ceyda: Gramama her sene pasaportunu yenilettiriyorsun, hiç kullanmadan süresi geçiyor onların…
Madam Ceni: Tabi ki yenilettiririm. Cudyo sin pasaporto no puede ser, her zaman hazir olacak pasaport!
Ceyda: Peki niye? Bir novyo bulursak sana balayına gitmek için mi?
Madam Ceni: Ade be zevzek! Önce sen bul kendine bir novyo da benimki kusur kalsin! Anlamazsin bu işleri sen devam et, veremos si ay otro pipino ke mos kitaron!
Ceyda: Bu kadar, işte gramama, hepsini okudum.
Madam Ceni: Peki hanum mersi munço. Sen ne yapacaksin peki? İmtahan için? Akilli kizsin sen ben sana espanyolca öğretirim merak etma sen. Öteki imtahanı nasil yapacaksin?
Ceyda: Ne bileyim gramama kurs falan açarlar herhalde.
Madam Ceni: Tamam sen bunu takip et, bana bak, bu iş için para falan lazim olursa bana yel ne lazimsa ben veririm sana! Sakina pormo de paras no deşes esto, işittin mi beni?
Ceyda: Öff gramama kim uğraşacak şimdi bununla?
Madam Ceni: Ben uğraşirim. Tu madre ke se va seskrivir a la eskola yo uğraşeyi, ke va topar eço yo uğraşeyi, tu kuando nasites dingunos no saviyan komo azer la faşa yo ya uğraşeyi, i kon esto ben uğraşirim merak etme sen!
Ceyda: Peki gramama!
Madam Ceni Ceydaa?
Ceyda: Efendim?
Madam Ceni, her Yahudi gramaması gibi torununu yoklar:
Madam Ceni: Söyle bana var mi bir flört sende? Mira hanum, kada noçe solo una koza kesto rogando del Sinyor Del Mundo, novya te kero ver en el Neve Şalom, la tualet esta pronta… Ceydaa, nereye kayboldu bu kiz?