Günümüzde, teknoloji üreten, ona sahip olan veya en üst düzey teknolojiyi kullananların rekabet avantajı elde ettiği ya da rekabeti yönlendirdiği iletişimin gıdasının teknoloji olduğunu söylemek gerekir. Zira tarihsel süreç içerisinde iletişimin, teknoloji ile beslendiğini; teknoloji ile büyüyüp geliştiğini görmekteyiz
Dünya geneline bakıldığında, el emeğini rafa kaldıralı belki 30 yıl oldu. Teknoloji ile tanışmanın verdiği rahatlık büyükannelerimizin ilk buzdolapları, televizyonları ve çamaşır makineleri ile oldu desem çok mu eskilere giderim bilemedim. Ama Türkiye’de tarım toplumundan, sanayi toplumuna ve daha sonrasında enformatik toplumuna doğru yol aldığımız sürede, “teknolojiyi kullanmayan ayakta kalamaz” cümlesi bugün herkesin, devlet politikalarının bile ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu bağlamda teknoloji teriminin verimlilik, kârlılık, refah kısaca zenginlik kavramlarından oluştuğunu görmek mümkün.
Günümüzde, teknoloji üreten, ona sahip olan veya en üst düzey teknolojiyi kullananların rekabet avantajı elde ettiği ya da rekabeti yönlendirdiği iletişimin gıdasının teknoloji olduğunu söylemek gerekir. Zira tarihsel süreç içerisinde iletişimin, teknoloji ile beslendiğini; teknoloji ile büyüyüp geliştiğini görmekteyiz. Bu bağlamda, yeni teknolojiler iletişimin ve etkileşimin hızlanması, yayılması ile enformasyon ihtiyacının karşılanmasına hizmet etmekte. Ve elbette bu enformasyon, farklı içerik, format ve araçlarla karşımıza çıkmakta.
Endüstriyel yönden bakıldığında ise yeni ve ileri teknolojilerin kullanımı, her zaman olduğu gibi yine üretimden-tüketime uzanan sürecin kazanımlarının temel belirleyicisi oluyor. Bunun yanı sıra iletişim teknolojileri; küreselleşen dünyamızda zaman ve mekândan bağımsız olarak enformasyona ulaşmadaki hız, erişim, saklama-depolama kolaylığı ve yeni hizmet alanları oluşturması açısından oldukça önem taşıyor. Bu özellikleri ile de ekonomik, politik ve sosyal yaşamda önemli değişikliklere yol açıyor.
Bu yüzyılın yeni ekonomik biçimi
Yaşadığımız yüzyılın ekonomik biçimine baktığımızda sanayi sonrası toplumun ekonomik yapısından çok farklı olduğunu vurgulamak gerekir. Sanayi toplumunda kitlesel üretimin egemen olduğu ve makineleşmeye dayalı ekonomik yapı; bugün yerini, bilgiye dayalı ve teknolojik altyapılar üzerinden işleyen bir ekonomik yapıya bıraktı. Bu yeni ekonomik biçim; bilginin üretimi, dağıtımı ve yönetimini organize eden etkili bir biçim.
Başka bir deyişle know-how technology olarak tanımlanabilir.
Bilgisayar bazlı ilerleyen ekonominin diğer bir önemi ve özelliği ise iletişim sisteminin merkezine bireyi ve bireyselliği alması olmuştur. Bugün artık, modernitenin bireye kazandırdığı iştah ile birlikte bireyin kendi ihtiyaçlarına ve se¬çimlerine göre belirlediği iletişim türü ve teknolojik yapı içindeki bireyselleşme kavramı dikkati çekmekte.
Yeni medya teknolojilerinin bir getirisi olarak kitleden bireye indirgenen yeni iletişim sistemi içerisinde, işletmelerin de farklı ortam ve araçlar üzerinden odağındaki tüketicilere ulaşma ihtiyacının ortaya çıktığı görülüyor. Misal, kitle iletişim aracı özelliği taşımayan, mobil veya taşınabilir telefon, bugün artık işletmeler için gerek ses gerekse yazılı/görsel veri transferini sağlayan önemli bir bireyselleşen kitlesel mecra olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada şüphesiz; işletmelerin satış ve pazarlama çalışmalarında önemli bir yer tutan telefonların teknolojik evrimine değinmek gerekir; telefonun bugünkü itibarı ve haklı gururu ileri teknolojiden ileri geliyor.
Teknoloji ticari hayatın bir parçası
Velhasılıkelam teknoloji artık gerek bireysel gerekse ticari hayatımızın önemli bir parçası. Teknolojinin nimetlerini etkin bir şekilde kullanmaya gayret eden işletmeler ise tüketicilerine ulaşmada bu yeni iletişim teknolojilerini kullanmayı tercih ediyorlar. Bu bağlamda, bireyselleşen tüketiciyi ve tüketimi hedef alan işletmeler, satış ve karlılıklarında anahtar görevi gören ve CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) olarak adlandırılan tüketici veri tabanları üzerinden yürüttükleri veri yönetimi ile bireye özel bilgiyi ve enfor¬masyonu üretiyorlar.
Hepinizin mesajlar ve mailler aracılığı ile öğrendiği üzere 1 Mayıs 2015’te yürürlüğe giren ‘sms ve mail gönderimindeki izin istiyorum’ mesajları tüketicinin onayına sunuldu. Ancak bunun bile pazarlama açısından büyük bir yankı yarattığını kabul etmek gerekir. Tüketicinin zamanında iletişim bilgilerini paylaşması ve zaman içinde kullanmamaktan unuttuğu mağazalar bile kendilerini bu şekilde hatırlata fırsatını buldu. Öte yandan ret hakkının doğması her türlü onayı geçersiz hale getiriyor.
Kısacası bundan böyle işletmeler, tüketicinin izni olmaksızın bireyselleşen kitle iletişim teknolojilerini kullanarak satış ve pazarlama amaçlı içerik gönderemeyecekler.
Edindiğim bilgi ve yazılar doğrultusunda Türkiye’deki 72 milyon cep telefonu ve 45 milyon internet kullanıcısı bulunuyor. Bireysel olarak kontrol sağlamasına imkân veren bu yeni yasa, iletişim teknolojilerini üreten ve kullananlar açısından birçok kapı açacak. İletişim alanındaki bu gelişme; tüketiciye ulaşmada elzem olan hızı ve erişimi sağlayan teknolojileri üretenler için veri tabanı ve veri yönetiminde yeni bir hizmet alanı geliştirecek.
İşletmeler nezdinde daha da kıymetli olan veri tabanı ve veri yönetimine olanak veren elektronik ortamdaki ticari çalışmalar yeni iş fikirleri ve modelleri geliştirilmesini ve buna bağlı olarak yeni istihdamlar yaratmasını mı sağlayacak?
Her geçen gün hızla gelişen teknoloji daha da ileriye gittiğinde hangi tekniklerle tüketicinin enformasyon açlığını bastıracak?
Kısaca, bugün itibariyle “teknolojiyi kullanmayan ayakta kalamaz” deyişi herkes için geçerli olacak.
Kaynak: Dünya