9 Temmuz’da başlayan ve 10 gün süren Kudüs Film Festivaline katılmak üzere ‘barış elçisi’ olarak İsrail’e giden İranlı yönetmen Mohsen Makhmalbaf çok sıcak bir şekilde karşılandı.
Şah yönetimi döneminde dört yıl hapis yatan, eski devrimci, İran’ın ünlü yönetmenlerinden Mohsen Makhmalbaf tabuları yıkarak İsrail’e gitmesi ile bir ilki başarmış oldu.
Kudüs Film Festivali yönetimi tarafından davet edilen Makhmalbaf, ‘barış elçisi’ olarak geldiği İsrail’de İran sanatını tanıtmak amacını taşıdığını söyledi. Yönetmenin İsrail ziyareti İran halkı arasında tartışmalara yol açtı.
The Guardian’a, “Oraya bir barış mesajı götürmeye gittim” şeklinde bir açıklama yapan Makhmalbaf, “Ben insanları sanat aracılığıyla birleştirmeye çalışıyorum. Sinema vatandaşıyım ve sinema sınır tanımaz. Benim filmim İsrail’i ziyaretimden yıllar önce bu ülkeye ulaştı” dedi.
İran sineması yeni dalga akımının bir temsilcisi olan Mohsen Makhmalbaf, 1979 İran Devriminden günümüze İsrail’i ziyaret eden en ünlü İranlı simalardan biri. İran yasalarına göre bu ülke pasaportu ile İsrail’e giriş yapan kişi en az beş yıl hapis cezasına çarptırılmakta. Ancak 57 yaşındaki yönetmen Londra’da sürgünde yaşıyor. Makhmalbaf, Mahmud Ahmedinecad’ın seçildiği 2005 yılında İran’ı terk etti ve dönemden beri İslam Cumhuriyetinin en cesur eleştirmenlerinden biri oldu. 2009’dan beri Yeşiller hareketinin etkin bir destekçisi olarak çalışmaya devam ediyor.
Makhmalbaf, “Ben İsrail’e barış ve dostluk mesajlarını götürdüm. Geçen hafta İsrail’e doğru uçak yolculuğumda, farklı bir gezegene gidiyormuşum duygusunu edindim. Aynen insanın aya yolculuğu gibi. İranlı bir sanatçı olarak İsrail’i ziyaret edeceğimi resmen açıklamam çok sıradan bir olay değil tabii ki” demekte.
Mohsen Makhmalbaf 2001’de birçok ödül kazanan ve Time dergisi tarafından En İyi 100 Film listesine alınan Kandahar adlı filmin yönetmeni. Yönetmenin belgesel/dram türündeki son filmi The Gardener, Bahai bir baba ile oğulun dini konularda konuşmalarına yoğunlaşmakta. Mohsen Makhmalbaf bu filmi oğlu Maysam ile işbirliği içinde gerçekleştirdi.
İsrail’de gördüğü misafirperverlikten oldukça etkilendiğini vurgulayan Makhmalbaf, “Çok güzel bir etkileşim oldu. Festivalde filmimi üç kez gösterdiler. Her seferinde salon tıklım tıklım doluydu, dışarıda da gösterime giremeyen birçok kişi vardı. Film çok uzun süre alkışlandı. Ben de onlara, ‘Madem ki bizim sanatımızla bu denli ilgileniyorsunuz, hükümetiniz bizleri niçin sürekli eleştiriyor?’ diye bir soru yönelttim” şeklinde izlenimlerini dile getirdi.